2/2 | çikolata ve bal.

758 95 59
                                    

Bal'ın gelişinden sonra, Özgen ve Çağın'ın tüm zamanları bir kaos içine girdi ve ikisi de kendilerini bir karmaşanın içinde buldu.

Bal daha küçük bir yavru olduğu için ona özenle bakmayı Özgen görev edinmişti; bu yüzden derslerinin çoğunu büyük bir yüce gönüllülükle astı ve Çağın da Özgen'in ısrarları altında çoğu zaman derslere gitmek zorunda kaldı -"Senin derslerin benimkilerden daha önemli, derslerini asamazsın!"- bu yüzden ikisinin yalnız zaman geçirme ve birlikte bir şeyler yapma zamanı oldukça kısıtlandı.

Çağın, bunun sadece birkaç hafta süreceğini düşünmüştü. Sonuçta kedi bir raddeden sonra tuvaletini kedi kumuna yapmayı ve kendince vakit geçirmeyi öğrenecekti. Bu şekilde de Özgen ile eski huzurlu günlerine dönecek, Özgen'in yanına gidip miyavlayarak tatlılık gösterisi yapan Bal da yerini bilecekti. 

Ancak gerçekte olanlar, onun düşünceleriyle tamamen zıttı.

"Bal bugün de yanımızda yatacak." Dedi Özgen, kucağına yatmış olan Bal'ın kürkünü okşarken. Dikkatinin çoğunu Bal'a verdiğinden, şu son zamanlarda kendisine hiç bakmamıştı -biraz sakalı bile çıkmıştı. Çağın, Özgen'in sakal bırakmaktan ne kadar nefret ettiğini biliyordu; yine de baktığında, Özgen'in sakalını hiç düşünmediğini görebiliyordu. Sırf bu yüzden bile Çağın biraz ekşi hissetmekten kendisini alamıyordu.

Bu kedi... kendisinden bile daha değerliymiş gibi görünüyordu!

Çağın bir kediyi kıskanabileceğini asla düşünmemişti!

"Zaten iki haftadır bizimle yatıyor." Diye homurdandı sonunda, Çağın. Yanında oturan Özgen'in belini tutup onu kendisine çekti, kedinin tiz miyavlamasını görmezden gelip burnunu Özgen'in boynuna sürttü. Değişmeyen Aloe Vera kokusunu içine çekti. Sızlandı. "Seninle tek başıma vakit geçirmek istiyorum..."

"Ama Bal daha çok küçük, baksana." Özgen mırıldandı, Çağın'ın saçları ensesine değerek onu kaşındırdı. İstemsizce başını yana doğru eğdi. Saçlardan kaçınmaya çalıştı. "Ya karanlıktan ya da yalnız kalmaktan korkarsa?"

Çağın onun sesindeki cahillikle karışan endişeyi iliklerine kadar hissetti. İstemsizce dudaklarını büzdü.

"O bir kedi." Dedi, yavaşça. Ses tonu ister istemez küçük bir çocuğa anlatıyormuş gibi küçük bir sabırla boyanmıştı. "Neden yalnız kalmaktan veya karanlıktan korksun ki?"

"Çok dar görüşlüsün, Sayın beraber-yaşadığım-kişi." Özgen kibirli bir sesle homurdandı. Bal'ı tutup kaldırırken göğsüne yaslanmasına izin verdi. Burnuyla Bal'ın hafif ıslak olan burnunu ovuşturdu. "Bal bir kedi diye korkmayacak değil, sen sadece Bal'ı kıskanıyorsun."

"...neden bir kediyi kıskanayım?"

"Yani, Bal oldukça kıskanılacak bir kedi bence." Dedi Özgen, yavaşça. Başını yatağın bazasına yasladığı için kahverengi saçları dağılmıştı, birkaç tutamı şakaklarına düşmüşken loş ışıkla aydınlatılan oda ten rengini daha da solgun gösteriyordu. Şimdi bu kelimeleri söylerken dudaklarını yukarı doğru kıvırdığı için insanların dönüp bakacakları bir portre resmi gibi gerçek dışı görünüyordu.

"Sonuçta, o şu anda benimle. Benimle olan birisini kim kıskanmaz ki?"

Çağın, onun çocuksu sözleri ile ister istemez güldü. Dudakları boynuna hafif öpücükler kondurdu. "Mm." Dedi. "Gerçekten de öyle."

Bal, sanki Çağın'ın hareketlerini hissetmiş gibi yüksek sesle miyavladı ve pençelerini çıkarıp ileri doğru savurdu. Ancak tırnakları çok uzamadığı için bu davranışları sadece Özgen'in göğsünü okşuyormuş gibi görünüyordu.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin