ilk başta bölümü tam bitirmeden yayınlamışım bildirim için özür dilerim, şimdi tamamen bitti ama ✊✊
iyi okumalar <3
•
Özgen'in Tolga ile karşılaşma isteği birkaç gün boyunca gerçekleşemedi zira sınıfa gittiğinde Tolga'nın sınıfta olmaması gibi geçen gün gördüğü Arın ile de ara sıra bir sohbete giriyordu ve sonra beyni uyuşmuş bir şekilde oradan ayrılıyordu. Sonunda Tolga ile buluşabildiğinde ise yanında Çağın ile dışarıya çıkmış ve bir banka rahatça oturmuşken kollarını bankın arkasına atmıştı.
"Bak, şurada arkadaşları ile basketbol oynayan Tolga." Çağın, Özgen'in bankın neredeyse tamamını kaplamasına bir şey demese de, rahat bir duruş için bacağını diğer bacağının altına almıştı ve arkasına yaslanmışken Tolga'nın bulunduğu yeri çenesiyle işaret etti. "Artık her gün sınıfa gidip onu aramana gerek yok."
"Her gün sınıfa gidip onu aramıyorum." Özgen, Çağın'ın ne yaptığını anladığı için bilerek sesini uzattı ve gevşekçe konuştu: "Arın ile konuşmak oldukça zevkli. Bana geçmiş hayatından resim önerileri veriyor. Oldukça yararlı."
Çağın: "..."
"Ve sen buna inanıyorsun?"
"Normal insanlardan biraz daha garip olması kötü bir şey değil, bence eğlenceli." Özgen omuz silkti. "Ve oldukça saf. Benim Arasel'i oynayacağımı duyduğunda gerçekten de deniz erkeği olduğumu düşündü ve deniz insanlarının kuyruklarından çıkan pulun paha biçilemez olduğunu, kimseye vermemem gerektiğini söyledi. Şey, biraz gururum okşanmadı desem yalan olur."
"Yine de bu şekilde kalmaması lazım bence." Çağın bir süre sustu, dudaklarını birbirine bastırırken bir şey demedi. Sonunda, "Psikolojik bir rahatsızlığı olabilir belki." Dedi.
"Psikolojik bir rahatsızlığı olsaydı ailesi gönderirdi." Özgen'in gülümsemesi hafifçe küçülürken mırıldandı. "Her insanın ailesi çocuklarına bakmayacak kadar sorumsuz değil. Belli ki küçüklüğünden beri böyle."
Çağın bu konu hakkında daha fazla konuşmadı, Özgen de devam etmedi ve basketbol oynayan Tolga'ya bakarken eleştirel bir şekilde süzdü.
"Yani," Dedi. "Öyle kaslı birisine benzemiyor. Çok da yakışıklı değil... Ortalama."
"Basketbol oynamasının yakışıklılıkla ne ilgisi var?"
"Çok yakışıklıysa dikkatimi oyuna tam veremem, ne de olsa güzele bakmak sevaptır." Özgen haklı bir şekilde konuştu, Çağın'ın ters bakışlarını görünce gülümsedi ve burnunu kırıştırırken dudağını büzdü. "Karşı takımda sen olsaydın dikkatimi veremezdim mesela, topu hep sana kaptırırdım büyük ihtimalle."
"Aktör olunca da karşındaki kişi çok güzel olduğu için böyle mi diyeceksin?" Çağın, geleceği düşündüğünde daha da endişeli hissederken homurdandı ve Özgen'e gözlerini devirdi.
"Hayır tabii ki de." Özgen, bakışlarını Tolga'dan çevirdi ve yanındaki Çağın'ın morali düşmüş yüzüne bakarken çaresiz hissetti. "Şu son günlerde çok fazla kıskandığının farkında mısın? Daha olmamış şeyleri bile kıskanıyorsun."
"Ha yani gerçekten de olacak söylediklerim?"
"Ben öyle bir şey mi dedim?" Özgen kaşlarını çattı, Çağın'ın huysuzca kendisinden uzaklaşmasını gördüğünde onu yanına çekmek için bir harekette bulunmadı. "Sadece boşu boşuna kıskanıyorsun, diyorum. Arın'ı tam olarak tanımıyorum bile ve sadece birkaç dakika konuşuyoruz günde en fazla. Tolga'yı da şimdi gördüm ve gelecekte aktör olup olmayacağım bile belli değil. Sadece bir şeyler denemeye ve hayatıma devam etmeye çalışıyorum ama sanki her şey birisini güzel bulduğumda ona koşmak, resmini çizmek istediğimde de onu sevmekle bitecekmiş gibi konuşuyorsun. Önceden sana söylediğim gibi belki sana bu ilişkide güven vermiyorum ama sen de her konudan bir şey çıkarmamalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
başyapıt ≡ bxb
Short StoryOkul zorbası olarak bilinen Özgen, öğretmenler tarafından kötü örnek olarak kullanılan çocuktu: Notları hiçbir zaman yüksek değildi, dersten kaçardı, kaçmadığı zaman derslerde uyurdu ve öğretmenlerin dediklerini pek takmazdı. Diğer okullardan öğrenc...