"Çağın, bak, hediyelik eşya dükkanı! Gel de bakalım!"
Helin, Çağın'ın kolundan sürüklerken onun umursamaz ifadesini gördü ve gözlerini devirirken boşta kalan elini Çağın'ın yüzüne karşı salladı.
"Yine hatları mı kopardın dünyayla? Ne bu hayattan bezmişlik?"
Çağın, onun kendisini sürüklemesine izin verirken yoldan gelip geçen ve canlılıkla dolu olan insanlara baktı. "Özgen'e güzelsin, dedim." Dedi. "Sonra telefonu kapattı ve bunu komik buldum. Ancak şimdi düşününce... Kızmış mıdır?"
"Ah?" Helin, onun bir anda söylediği şeyle afalladı ve Çağın'ı peşinden sürüklemeyi bile unutarak olduğu yerde kaldı. "Ne dedin, ne dedin? Özgen'e cidden güzelsin mi dedin?"
Çağın: "...evet."
"Ve Özgen telefonu suratına mı kapattı tak diye?"
"Yani... Sayılır?"
Helin, elini sol göğsünün üstüne koydu ve "Allahım," Dedi. "Bu çocuk neden derslerde çok zeki ama duygusal olarak aptal? Neden ben öyle değilim? Azıcık zekasından ben de yararlansam günâh mı olur yani?"
Çağın: "???"
"Ne demek istiyorsun, direkt söyle."
"Utandı!" Helin, açık olan bir şeyi anlatırmış gibi gözlerini devirdi. "U-tan-dı! Bu kadar basit! Demek ki senden iltifat aldığına hem sevindi hem de utandı, bu yüzden bir şey diyemedi ve telefonu kapatmak zorunda kaldı!"
Çağın: "..."
Çıplak vücudunu rahatça gösteren kişi sadece güzel dedim diye utandı mı?
Çağın buna inanamadı.
"Mümkün değil." Dedi. "O bana..." Durdu.
Helin ona gözlerini kırpıştırarak baktı.
Çağın: "Her neyse, demek istediğim – Özgen bir iltifat yüzünden utanacak birisi değil. Belki kızmıştır ve bu yüzden aramayı sonlandırmıştır?"
Helin, onun hâlâ direttiğini gördüğünde kendi tahmini üzerine şüpheye düştü ve afallayarak, "Belki de gönlünü almalısın." Dedi. "Hediyelik eşya dükkanından ona hediye almaya ne dersin?"
"Ama zaten Özgen'e yüzük alma sözüm vardı."
"O zaman ona başka bir şey alırsın?"
"Başka ne alabilirim ki? Her şeye sahiptir o."
Helin, Çağın'ı tekrar hediyelik eşya dükkanına doğru sürüklemeye başladı ve sürüklerken yüksek sesle düşündü.
"Bir saat çok klasik bir hediye... Yüzük alacaksın zaten, Özgen'e sözün varmış – o yüzük evlenme yüzüğü olsa nasıl olur? Bence Özgen'in tüm siniri yatışır..."
"Bunları lütfen düşüncelerinde tutmaya devam et ve bana söyleme." Çağın ifadesizce homurdandı.
"Tamam, o zaman bir kolyeye ne dersin? Beraber çekildiğiniz bir fotoğrafınız varsa onu bir kapsülün içine koyabilir ve kolye hâline getirebilirsin. Böylece her zaman yanında olur."
"...fotoğrafımız yok."
"O zaman Ayşenur sizin güzel bir resminizi çizer ve onu çerçeve yaptırıp verirsin?"
"..."
"Tamam, sustum. O ifadesiz suratında sen salaksın, yazan ifadeyi yapma lütfen."
Çağın, Helin'in zorlaması ile hediyelik eşya dükkanına girdi ve anında bazı biblolar, heykeller ve çeşitli eşyalar ile gözleri kamaştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
başyapıt ≡ bxb
Storie breviOkul zorbası olarak bilinen Özgen, öğretmenler tarafından kötü örnek olarak kullanılan çocuktu: Notları hiçbir zaman yüksek değildi, dersten kaçardı, kaçmadığı zaman derslerde uyurdu ve öğretmenlerin dediklerini pek takmazdı. Diğer okullardan öğrenc...