126

1.2K 166 322
                                    


Özgen'in tarafında, o yatarak ve Çağın'a sataşarak zamanını geçirirken, diğer üçü de hoş geldin partisi için gereken her şeyi ayarlıyordu -Özgen özellikle yorgun olduğunu ve yardım edemeyeceğini söyleyerek işin içinden sıyrılmıştı, eğlenmeyeceği bir parti için bu kadar uğraş vermek sadece aptallık gibi gözüküyordu ona çünkü- arada Johnny gelip ne kadar acımasız olduğu ile ilgili sözler söylese ve Soren kendisini acındırsa da, Özgen onların sözlerine karşı bir demir kadar sert bir tutum sergilemekte kararlıydı.

En sonunda saat yedi gibi insanlar eve gelmeye başladığında, Özgen partinin ana karakteri olarak Soren tarafından zorla odasından çıkarıldı ve gelen kişilerle konuşması için tek başına bırakıldı. Özgen, kendisine merakla bakan kız ve erkekleri gördüğünde sadece çaresizdi.

"Soren senin Türk olduğunu söylemişti." Diyerek konuşmaya başladı bir kız, merakla Özgen'e bakarken. Onun bakışlarını kendisine çevirdiğini gördüğünde ise heyecanlandı. "İstanbul çok güzel diyorlar, cidden öyle mi? Ben İstanbul'u ziyaret etmek istiyorum..."

"Oldukça güzel." Özgen, kıza basitçe yanıt verdi ve kendisiyle beşlik çakmak isteyen bir gence istediğini verirken başıyla selamladı. "Türkiye oldukça güzel bir yer aslında. Ziyaret edersen asla pişman olmazsın."

"Bizi bir gün gezdirirsin artık?" Yanındaki başka bir kız konuşurken gülümsedi, elini uzattı. Kısa kesim saçları, kargo pantolonu ve salaş tişörtü ile diğerlerine kıyasla çok daha farklı görünüyordu. "Ben Alena. Sen de 'Özgen' olmalısın, değil mi?"

Özgen, çarpık bir şekilde isminin söylenmesine çok şaşırmadı. Alena denen kızın elini sıkarken başını salladı. "Evet, benim."

"Ve son Amsterdam sergisi için yapılan yarışmada birinci olan kişisin?"

"...bunu nereden biliyorsun?" Özgen, soruyla beraber şaşırdı. Alena'ya karşı tembel olan bakışları anında değişti. "İçeriden birisi misin?"

"Babam jürilerden birisiydi." Dedi Alena, umursamazca. "Senin resmini övüp durdu. Sanırım ona 'Başlangıç' adını vermişsin. Babam, neden adının bu konulduğu hakkında günlerce teoriler üretti ve odasından çıkmadı. Onu ilk kez böyle görüyordum." 

"...Ah." Özgen, bunu duyduğunda ne dese boş geleceğini hissetti. Ensesini kaşıdı. "Pek bir sebebi yoktu, sadece sanat dünyasına ilk adımımı attığım eser olacağı için Başlangıç demiştim."

"Bunu babam bilmese daha iyi." Alena, bu cevaba çok şaşırmış gibi görünmüyordu. Sadece güldü. "Ama resmini ben de gördüm. İçindeki tüm duyguları hâlâ bulamasam da, zaman geçip bu konuda ustalaştığımda anlayacağımı umuyorum."

"Anlasan bile benim vermek istediğim mesajı değil, almak istediğin mesajı görürsün sadece." Derken omuz silkti, Özgen. "Yine de sana şans diliyorum."

"Teşekkürler." Alena gülümsedi. "Aslında buraya bunu konuşmak için gelmemiştim. Eşcinsel olduğunu duydum, bu doğru mu?"

Özgen: "..."

"Bunu nereden duydun?" Diye sordu, gülümserken. Gözleri gülümsemesiyle beraber yukarıya doğru kıvrıldı. "Soren mi söyledi?"

"Ah, doğru yani."

"Biseksüelim, eşcinsel değil."

"Anladım, sen ve sevgilin için zor olmuş olmalı. Herkes Britanyalılar modern görüşlü dese bile, yine de arada eski düşünceleri savunan insanlar çıkıyor. Türkiye'de nasıl olur düşünemiyorum bile."

"Türkiye'nin nesi varmış?" Özgen, bunu sorarken istemsizce kaşları çatıldı. Alena'nın ses tonundan kötü niyetli olmadığını anlasa da, Türkiye'yi Türk dışında birisinin kötülemesi ister istemez insana dokunuyordu.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin