148

837 109 241
                                    

Kerem'in yüzüne telefonu kapattıktan sonra, Özgen derin bir nefes aldı ve hızla çarpan kalbinin sakinleşmesi için kendine bir zaman tanıdı. Yattığı yerde doğrulurken telefonu kilitledi, bir süre telefona bakmak istemedi.

Fazla mı tepki veriyordu? Öyle olduğunu sanmıyordu. Sadece, sanki bir anda başka bir insana dönüşmüş gibi kendisine bakacağını söyleyen amcasına karşı bir reddetme duygusu yükseliyordu içinde.

Özgen, küçüklüğünden beri ne kadar ilgi görmek istediğini biliyordu. Babası evde değilken, sadece annesiyle beraber oturup çizgi film izlerken gördüğü aile tablosunu kıskançlıkla izler, okulundaki çocukları almaya gelen mutlu aileleri gördüğünde bir gün onlar gibi bir aileye sahip olma isterdi. Ancak ne düşünürse düşünsün, geceleri yatmadan önce bu tür hayâllerle zihnini süsleyedursun, asla istediği gibi bir aileye sahip olamadı ve tek ilgi gösteren annesi de bir süre sonra onu yalnız bıraktı. Tam bu anda ilgi göreceğine dair bir umut varken babası yüzünü bile göstermeden hayatına devam etti. Hayâlleri de paramparça olmuş bir şekilde zihninin çatlak duvarları arasına girdi, her düşündüğünde onu bir acı silsilesi içinde bıraktı.

Yıllar sonra bu acıya bağışıklık geliştirdiğini düşünüyordu ancak babasıyla olan son konuşmasından sonra bu çatlak duvarların sadece bir itmeyle un ufak olduğunu hissetti, ayakta sapasağlam kalmış bedeni düştü ve tüm zayıflığını gösterdi. Özgen, bu sarsılmadan sonra babasının ölümüne karşı gereken tepkiyi vermediğini hissetti -çünkü zaten yıkılmış birisini daha fazla yıkabilmek gülünç ve imkansızdı.

Ancak şimdi yıkılışını izleyen birisi ona elini uzatıyor ve kalkmasına yardımcı olmak için çabalayacağını söylüyordu. Özgen bunun için çok garip duygular içerisindeydi zira her daim yıkan kişilerle çevriliyken bir akrabasından yardım eli almak onda ters tepkiye neden oluyordu -kendi kabuğuna çekilip hiçbir şey olmamış gibi eski hâlinden devam etme isteği kalbinde kabarıyordu.

Bir şey yok, bir şey yok, diye düşündü Özgen, derin bir nefes alırken. Sadece birkaç söz, bu kadar tepki vermeni gerektirmiyor.

Bir süre düşünceleri ve hisleriyle kargaşa yaşadıktan sonra, Özgen sakinleştiğini hissetti ve telefonu tekrar eline aldı. Soren'den gelen mesajları okudu ve yüzü, kaderin oyunu yüzünden buruştu. 

özgen: ingiltere'ye gelme ihtimalim var zaten

özgen: bayan vaughan'ın içi rahat olsun, eğer gelirsem istediğini yaparım

özgen: ve gece oldukça güzel uyuyorum, seni arayıp sesini duymak istemiyorum o yüzden teşekkürler

Soren yanıt vermedi, Özgen de çok umursamadan -er geç kendisine döneceğini biliyordu- mesajlaşmadan çıktı ve bilmediği bir süre boyunca sosyal medyada gezinip videolar izledi. Sonunda durumunun oldukça sıkıcı olduğunu düşündüğü için Taha ile bir buluşma ayarladı ve ertesi gün buluşmak üzere anlaştılar. Özgen, derin bir nefes alırken yorgunluğunun üstüne çöktüğünü hissederek esnedi, telefonu küçük masanın üstüne koyarken koltukta yan döndü, gözlerini kapattı.

Uzun zamandır kendisini esir almayan güzel uykunun kollarına düştü.


Çağın, annesi ile eski evine geldiğinde bir an alışamadığını hissetti.

Bu evde doğduğu andan beri bulunsa da, babasının aldığı eve o kadar alışmıştı ki bir an durduğu yeri ve eşyaları yadırgadı. Annesinin de kendisi gibi şaşkınca kapıda durduğunu fark ettiğinde ise bu hissi dışa göstermemek için üstün bir çaba sarf etti, elinde tuttuğu annesine ait bavulu içeri koydu ve girmek için öncelikli davrandı. Boğazını temizledi.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin