105

2.3K 182 482
                                    

11klık bir bölüm ile selamlıyorum sizi, bayağıdır boş bölüm yazmamıştım böyle...

iyi okumalar <3

Çağın, Özgen'den çok süslü bir şey beklemiyordu.

Bunun nedeni Özgen'in elinden bir iş gelmemesi veya başka bir şeyden dolayı değildi. Sadece... Özgen'in kendisi için çok süslü bir şey hazırlamasına gerek olduğunu düşünmüyordu ve ikisinin birlikte olmasının yeterli olduğunu düşünüyordu. Zaten çok fazla kalabalık seven birisi değildi, sevgilisi de kendisi için bir doğum günü sürprizi yapıyorsa onu doya doya öpmek için yalnız olmalarının daha iyi olduğu oldukça barizdi.

Bu yüzden Özgen'in evinin önüne geldiğinde içinde sadece Özgen ile kalacağı yalnız anın sevinci ve onun kendisine ne yaptığını düşünerek gelen bir heyecan vardı.

Kapıya parmak boğumları ile vurdu, tok bir ses sessiz alanda direkt duvarlara çarparak yankılandı ve Çağın'ın biraz rahatsız hissetmesine neden oldu. Tek tesellisi o an için havanın hâlâ aydınlık olmasıydı.

Çağın, neden bu tür hayalet veya korku hikâyelerinden korktuğunu tam olarak anlamıyordu aslında. Daha ilkokuldayken sınıf arkadaşlarının perdeleri çekip de yere oturarak cin çağırma oyunlarından haz almazdı ve yaş büyüyüp insanların korku endeksi de arttığında aklı bir sürü korku hikâyeleri ile dolmuştu ve yalnız olduğu veya başka bir anda, ansızın aklına bu hikâyeler geliyordu ve olduğu yerden çabucak ayrılmasını sağlıyordu. Çağın, bir ara gece uyandığında bu yüzden tuvalete gidemiyordu ve karanlık koridorlardan garip bir şey çıkacağı korkusuyla tüm lambaları açıyordu.

Neyse ki bu tür paranoyak davranışları hafiflemişti ve artık karanlıkta bir yere giderken çok fazla takmıyordu. Yine de, aynı şimdi olduğu gibi, bir anda yalnız olduğunu fark edince ve sadece kendisi ses çıkarınca ortam garip oluyor ve tüyleri bununla beraber diken diken oluyordu.

Çağın, Özgen'in kapıyı hızla açmasını dileyerek omzunu kapı pervazına yasladı ve diğer şeyleri düşünmemeye çalışarak gözlerini hafifçe kapattı.

Yaklaşık bir dakika sonra, kapının açılma sesi Çağın'ın kulaklarını doldurdu ve kapattığı gözlerini bununla beraber yavaşça araladı, gözleri açılan kapıdan direkt Özgen'in yüzünü buldu.

"Kapıya yaslanmalar falan..." Özgen, onun duruşunu görünce kaşlarını kaldırdı ve elini kapı pervazına koyarken çenesini kaldırdı, Çağın'a yüzünü yaklaştırırken gülümsedi. "Bakıyorum şimdiden çok ateşli görünüyorsunuz, beyefendi."

"...sadece kapıya yaslandığım için mi?" Derken kaşlarını kaldırdı, Çağın. Özgen'in kendisine yakın olan yüzüne bakarken dudakları küçük bir tebessümle kıvrıldı. "Siz de her şeye yükselen birisiniz belli ki, efendim."

Özgen, onun söylediği ile güldü ve geri çekilirken kapıyı tamamen açtı, soğuğa karşı sıcak olan eve davet olarak geri çekildi ve Çağın'ın içeri girmesini bekledi. "Efendin olduğumu kabul etmen güzel. İlerleme kaydediyoruz bakıyorum da."

Çağın, ayakkabılarını çıkarıp eve girerken onun söylediklerine gözlerini devirdi. Montunu portmantoya astı ve gelmeden önce okul üniformasını eve gidip değiştirdiği için şu anda üzerinde bulunan kahverengi kazak görüldü. "Okula gelmemek hayâl gücünü yine coşturmuş."

Özgen, onun hareketlerine bakarken sırtını duvara yasladı ve gözlerini kısarak Çağın'a baktı. "Sanırım öyle," Diye mırıldandı. "Ceyhun'un fikri de etkili oldu tabii."

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin