21

5K 429 104
                                    

Zaman geçip hafta sonu bittiğinde, Özgen okula gelmedi ve Çağın da elindeki deneme sonucuyla beraber sınıfa girerek arkadaşlarının meraklı bakışlarına maruz kaldı.

Aralarında konuşmaya cesareti olan tek kişi Helin'di.

"Nasıl?" Diye sordu, heyecanla. "Yine birinci misin?"

"Pekâlâ," Çağın mırıldandı ve elindeki deneme sonucunu bıraktı. "Panoya asarsınız ve herkes sıralamasını görebilir."

Helin hızla kağıdı eline aldı ve ilk on kişiye bakarak gururlu bir annenin tasvirini çizdi. "Kimin sıra arkadaşı, tabii ki de mükemmel benin! Çağın, eğer benim sıra arkadaşım olmasaydın asla böyle notlar alamazdın, bu yüzden gelecekte bana her ay borcunu ödemeyi unutma." Helin, Çağın'ın bakışlarını görerek anında ekledi. "Tabii ki de dolarla."

Birinci sıra, hiç değişmeyen bir şekilde Çağındı ve bu sefer Helin de ilk ona girmeyi başarmıştı. 11-A sınıfında tam tamına dört kişi ilk ondaydı ve bu, zaten bir sınıf olarak harika durumda olduklarını gösteriyordu. Öğretmenler de sonuçlardan oldukça memnundu.

"Bu sefer sınıfınız güzel bir sonuç çıkardı." Sınıf öğretmeni, 11-A ile dersi olduğu için sınıfı hiç bekletmeden anında geldi ve yüzünde bir gülümsemeyle konuştu. "Çağın, sonuçlarına baktım - biyolojide önceden yapamadığın sindirim enzimlerini ve kimyadaki hız tepkimelerini şu anda oldukça iyi bildiğini fark ettim. Hâlâ her zamanki gibi çalışıyorsun, bu da diğer öğrencilere oldukça güzel bir örnek."

Sınıf öğretmeni, sınıfa kısa bir bakış attı ve bakışları son sırada dursa da fazla bir şey demedi, sadece, "Helin, Deniz ve Numan da oldukça iyi iş çıkardı. Numan'ın ilk otuzdan ilk ona kadar gelebilmesini alkışlamamız gerekiyor!" diyerek ilk ona giren öğrencileri övdü, kıl payı kaçıran öğrencileri teselli etti ve sınıf bir ahenk içerisinde ders işlemeye başladı.

Ancak Çağın bu konuları pek umursamadı, zaten kendi çalışmasıyla on birinci sınıfın konularını bitirmişti ve on ikinci sınıf konularının yarısını da bitirme aşamasındaydı. Ders bittiği anda, ayağa kalktı ve sınıf öğretmenine doğru yürüdü.

"Hocam," Diye seslendi, Sınıf öğretmeni çıkmadan önce hemen önüne geçerek.

Sınıf öğretmeni onun kendisine seslendiğini duyduğunda şaşırsa da gülümsedi. "Ne oldu, Çağın?" Diye sordu. "Yapamadığın veya anlamadığın bir soru mu var? Bakmamı ister misin?"

Sınıf öğretmenleri aslında bir fizik öğretmeniydi ve tüm fen derslerine hâkimdi. Çağın, fizikten nefret eden öğrenciler arasında her zaman tam doğruya ulaşan tek çocuktu ve bu yüzden öğretmen, Çağın'ın hem çalışkanlığını hem de eksiklerini kapatma iradesine hayrandı. Bu yüzden her zaman diğer derslerine de bakar, ona yardım edebileceği konularda her zaman tavsiye verirdi.

Ancak Çağın beklediğinin aksine dersle ilgili bir şey demedi. Bunun yerine, "Çanakkale gezisi ne zamana?" Diye sorarak onu şaşkına çevirdi.

"Bir hafta hazırlıklar yapıldıktan sonra size haber vereceğiz." Sınıf öğretmeni cevapladı ve Çağın'a bakıp güldü. "Ne o, çok mu heyecanlısın yoksa Çanakkale'ye gitmek için?"

Çağın buna cevap vermedi ve ciddiyetle devam etti: "Peki gitmeme gibi bir şansımız var mı?"

Bu sefer Sınıf öğretmeni tamamen şaşkına dönmüştü ve kaşlarını çatmadan edemedi. "Neden? Bir sorun mu var?"

"Hayır..." Çağın mırıldandı. "Sadece o süre içinde derslere çalışırsam daha faydalı olabilirmiş gibi geliyor..."

Sınıf öğretmeni, onun dediklerine karşı rahat bir nefes aldı ve gülümseyerek omzunu okşadı. "Bunlaı dert etme, daha sınava bir yılın var ve sen zaten oldukça fazla çalışıyorsun." Bunu söylediğinde, bakışları arka sıraya çevrildi ve iç çekmeden edemedi. "Keşke herkes senin gibi çalışabilse ve onları zapt edebilsek. Neyse ki hśçâlâ senin gibi öğrencilere sahibiz de başımız ağrısa bile sizin başarılarınıza sevinebiliyoruz."

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin