62

2.1K 241 96
                                    

"Seni okul çıkışında öpemez miyim?"

"Olmaz, daha beni öpmen için zaman geçmesi gerekiyor."

"...O zaman elini tutayım?"

"Hayır, daha ilk haftamızdayız. Nasıl bir anda elimi tutabilirsin?"

Çağın, Matematik dersi için Taha'nın yanına geçmek için hareketlenen Özgen'in karşısında kaşları çatılmış, ciddi bir yüzle dururken hayatının en büyük sorununu çözmeye çalışıyormuş gibi bir ifade sergiliyordu.

"Ama daha iki gün önce–"

"O iki gün önceydi." Özgen, onun ifadesine baktı ve gülme isteğini bastırırken elini kaldırıp Çağın'ın omzundan iterek onun yanından geçti. "Sana demedim mi, yavaş gideceğiz diye. Aynı şekilde sen hazır olana kadar da bekleyeceğimi söyledim. Neden hâlâ şikâyet ediyorsun?"

"Ama..." Çağın, mantığında bir sorun bulamadı, yine de pek doğru olmadığını hissediyordu ve kaşlarını çattı. "Ben sadece onun için yavaş gidelim demiştim. Öpüşmek ve el ele tutuşmak niye bu kapsamın içine girdi bir anda?"

"Eğer bir şeyleri yavaştan almamız gerekiyorsa, her şeyi baştan almamız daha mantıklı değil mi?" Dedi Özgen, eliyle yatıştırıcı bir şekilde Çağın'ın omzunu sıvazladı. "Yoksa kendimi tutamayabilirim falan, sıkıntı çıkar. En iyisi bu şekilde devam etmek."

Çağın: "..."

"Kızgın mısın?"

Özgen, "Kızgın değilim." Derken Taha'nın yanına oturdu, Deniz zaten çoktan geçmişti arkaya, ve Taha'ya başıyla selam verdi. "Selam."

"Selam." Taha, Özgen ile tekrar oturduğu için heyecanlandı ve "Özgen," Diye seslendi. "Sporda oldukça iyisin, değil mi?"

Çağın, ikisinin konuşmaya başladığını gördüğünde kıskanç hissetti ve daha fazla konuşmasına izin vermeyen Taha'ya hoşnutsuz bir şekilde baktı. Ancak yüzü hâlâ ifadesiz olduğu için, Taha, Özgen gibi onun ruh hâlini anlamadı ve onu da pek takmadı.

"Gibi gibi..." Özgen kaşlarını kaldırdı merakla. "Neden soruyorsun ki?"

"Şöyle ki," Taha, arkasında oturan Ceyhun'a hızla baktı ve ikisi bir bakış mücadelesi verdikten sonra, Taha hemen, "Sınav haftası sonrası sınıflararası ve okullararası maçlar başlıyor basketbol için." Dedi. "Ceyhun bu sene katılmayacak ve sınıfta da pek atletik insanlar yok. Diyorum ki, sen mi katılsan bizim takıma?"

Özgen, onun böyle bir soru sormasını beklemiyordu ve afalladı. Eliyle kendisini işaret etti. "Ben mi?"

"Evet! Sen!" Taha heyecanla söyledi. "Ee, katılır mısın? Derslere girmek zorunda da kalmazsın böylece, maçtan sonra yemek yeriz ve erkek erkeğe eğleniriz!"

Özgen basketbol oynamayalı uzun zaman olmuştu ve biraz kararsız hissediyordu. Ancak aklına Çağın'a hobilerini sorduğunda söylediği gelirken, "Çağın oynuyor mu?" Diye sordu, Taha'ya.

"Evet, tabii ki!" Dedi Taha. "O bizim asımız, o olmadan asla maçları kazanamayız!"

"Öyle mi?" Özgen, bakışlarını kendisine bakan Çağın'a çevirdi ve aklına basketbol üniforması giymiş, topu baskete atarken sıçrayan Çağın figürü gelirken dudaklarını yalamaktan kendisini alamadı.

Ancak kendisini tam zamanında durdurdu ve Çağın'dan bakışlarını çekerken derin bir nefes aldı.

Bu durum beklediğinden daha zordu.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin