31

4K 361 103
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çağın'ın hastaneden taburcu olduktan sonra ilk yaptığı şey annesini aramaktı.

Özgen her ne kadar ona bir aramanın olmadığını söylese de içi rahat etmiyordu ve bir arama olmamasını da pek iyi görmüyordu. En son attığı mesaja da cevap verilmemişti ve Çağın ister istemez gergin hissetmekten kendisini alamıyordu.

Bazen durum böyle olurdu. İnsan bir şeye alıştığında artık onu istemez, her zaman olmamasını dilerdi ancak olmadığında da telaşlanır, kendisini 'Neden olmadı?' diye düşünürken bulurdu kendini.

Çağın, annesinin durumunu her zaman anlayışla karşılasa bile, içinde ara sıra neden diğer çocuklar gibi istediği kadar gezip dolaşamadığını sorguladığı zamanlar olurdu. Kendisinden nefret ettiği, annesinden nefret ettiği, babasından nefret ettiği... Neyse ki bu zamanlar çok kısa olur ve yerini gerçekliğe bırakırdı, yoksa sadece annesi değil, kendisi de şu anda psikolojik tedavi görmek durumunda kalabilirdi.

Her zaman güçlü durmalısın.

Bu, Çağın'ın çok genç yaşta öğrendiği ve hayata geçirmek zorunda kaldığı bir yaşam mottosuydu.

"Taksi çağırdım." Dedi Özgen o esnada, Çağın'ın birkaç kez annesini aradığını ancak cevapsız kaldığını gördüğünde endişelenmeden edemedi. "Annen... aramanı cevaplamadı mı?"

"Sorun değil." Çağın, biraz bitap düşmüş vücudunu duvara yasladı ve derin bir nefes aldı. Birkaç saat içinde o eski neşeli Çağın gitmiş, yerini halsiz ve bitkin bir Çağın'a bırakmıştı.

"Eve gidince anlarım ne olduğunu. Büyük ihtimalle uyuyordur ve telefonunu mutfakta falan bırakmıştır."

"...umarım."

Özgen, daha sonra ekledi. "Seninle gelmeme ihtiyacın var mı? Daha doğrusu, seninle gelmem sorun olur mu?"

Çağın, onun endişeli gözlerine baktı ve gözleri ister istemez yumuşadı. Düşünmeden elini uzattı, Özgen'in karışık saçlarını daha da karıştırdı ve gülümsedi.

"Tamam, sorun değil." Dedi. "Ben kendim giderim. Saat geç oldu zaten, sen de eve gidip yatmalısın."

"Eve gittiğin zaman haber ver." Özgen ısrar etti. "Seni görüntülü arayacağım."

Çağın başını salladı. "Mm, sana haber veririm."

Özgen birkaç kez daha önemli şeyleri tembihledi ve sonunda Çağın'ı çok fazla tutmaya cesaret edemedi, Çağın'ı taksiye bindirdi ve kendisi de başka bir taksi beklemek için taksiden biraz geri çekildi.

Çağın, onun geri çekilen silüetine baktığında içinde, onu tutup bırakmama gibi bir dürtü hissetti. Şimdi onu açıkça kovalayabildiğine göre, bunu daha sonra yapabileceğini düşünmek oldukça güzel bir duyguydu.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin