11

6.8K 566 130
                                    

Hafta içi her zamanki monotonluğu ile geçtiğinde okul zorbasının altıya karşı bir kazandığı ve hiçbir yaralanma yaşamadığı söylentisi herkese yayıldı ve bu süre içerisinde Özgen'i gören herkes birkaç adım geri çekilip büyük patrona yol vermekten kendini alamadı.

Özgen, sabah Çağın'a kahvaltı alma alışkanlığını birkaç günde geliştirerek her gün onu modeli olma konusunda ikna etmeye çalışsa da konuyu çok fazla üstelemedi. İkisi de bir hafta içinde zımni bir anlayış geliştirerek her türlü konu hakkında konuşuyor ve zil çalana veya Çağın'ı soru sormak için durduran öğrenciler gelene kadar konuşmaya devam ediyorlardı. Birbirlerine karşı rahat oldukları için konuşmak için kendilerini kasmalarına gerek yoktu.

Okulun üçüncü haftası an itibariyle başladığında, Özgen saat yedi buçukta okula girdi ve kantine doğru ilerledi. Çağın kendisinden yaklaşık beş dakika sonra burada oluyordu, bu yüzden kahvaltıyı her zaman kendisi alıyordu – her neyse, bunu kafaya takmıyordu zira bu davranışlarının hepsinin Çağın'ı çizmek için bir jest olarak kullandığının farkındaydı. Ancak aynı şekilde, onun zevklerini de yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştı.

"Bir patatesli, bir çikolatalı poğaça ve iki sade çay." Özgen, kantinciye parayı verip üstünü alırken bir eline poğaçaları, diğer eline de iki çayı dikkatlice aldı ve çoğu boş plastik masalardan birisine oturarak telefonunu cebinden çıkardı. Birkaç gündür konuşmayan Soren, gece geç vakitlerde kendisine mesaj atmıştı.

soren: özgen, artık dayanamıyorum.

soren: yalnızım, dostum diyeceğim kimsem yok, kimse gelip derdimi sormuyor, çok üzgünüm.

soren: [insafsız bir arkadaş, düşmandan daha kötüdür.jpg]

soren: birkaç gündür ne hâl hatır sordun ne mesaj attın hiç mi merak etmiyorsun kardeşin neler yapıyor nasıl iyi mi diye piç

Özgen, Soren'in dediklerine gülerken yanıtladı.

özgen: ilk başta noktalama işaretleri kullanmaya dikkat edelim.

özgen: daha sonra, sanki tek ben mi mesaj yazmadım? sen de bana hiç geri dönmedin. kim bilir o sırada ne yapıyordun

Özgen'in beklemediği şekilde, Soren anında aktif oldu ve 'yazıyor...' yazısı üstte çıktı.

soren: kendime sevgili yaptım.

soren: ustam bana duyguların değişirse resim yapma yeteneğin de o duygularla beraber gelişir dedi, bu yüzden gittim okuldan rastegele birisini durdurdum sevgilim olmasını istedim.

soren: şansıma minicik bir kız çıktı görmek için dizlerimin üzerine çökmem gerekiyor gören evlilik teklifi falan yaptığımı sanıyor...

soren: neyse onunla vakit geçireceğim diye seni unutmuşum ama senin de beni unuttuğunu düşünmezdim aşkım

soren: söyle bana, beni kiminle aldatıyorsun?

özgen: [ustam bana duyguların değişirse resim yapma yeteneğin de o duygularla beraber gelişir dedi, bu yüzden gittim okuldan rastegele birisini durdurdum sevgilim olmasını istedim.]
aptal

özgen: bu şekilde duygu geliştirebileceğini mi sanıyorsun?

soren: öyle deme, aslında bayağı bir ilerleme kaydettim.

soren: mesela artık elimde alışveriş poşetleriyle iki saat kapı dışında dikilebiliyorum.

soren: ya da rujların rengini ayırt edebiliyorum.

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin