133

1.2K 154 326
                                    

Özgen sınıfa girdiğinde, Çağın'ın Helin'e bir soruyu anlattığını görerek bir an duraksadı. Sonra, onları rahatsız etmemek için gitmeye yeltendi ancak Çağın, artık başını test kitaplarından kaldırdığı için etraftaki olaylara karşı tepki veriyor gibi görünüyordu —Özgen sınıfa girdiği andan itibaren gözleri ona kaydı ve geri çekilmedi.

"...soruyu anlatmayı planlıyor musun?" Diye homurdandı Helin, onun Özgen'e baktığını fark ettiğinde. "Sevgilin çok önemli, biliyorum ama şu soruyu açıkladıktan sonra bakamaz mısın ona?"

Çağın, Helin'in sözlerini o an umursamadı. Özgen'i eliyle yanına çağırırken kaşları çatıldı.

Özgen, bu tür bir çağırma şekli ile istemsizce güldü. Yavaş yavaş yanına giderken sıranın önünde durdu, Çağın'ın saçları arasına parmaklarını sokarken yavaşça okşadı.

"Prens hazretleri beni çağırmış," Diye mırıldandı, usulca. "Ne yapmamı istiyorsunuz, efendim?"

Çağın, onun üstünde soğuk havadan bir tutam sınıfa getirdiğini, soğuk parmak uçlarından anladı. Bir eli saçlarında dolaşan elin üstünü gizlice kaplarken, bal rengi gözleri yorgunca yukarı çıkarak Özgen'in yüzüne baktı. "Dışarı mı çıktın?" Diye mırıldandı. "Bana da haber verseydin keşke."

"Test çözüyordun, rahatsız etmek istemedim." Dedi Özgen, yavaşça. Çağın'ın gözlerinin altında oluşmuş çöküntüye bakarken bir kalp ağrısı hissetti. "Şu hâline bak, seni gece uyutmasam hiç uyuyamayacaksın."

"Ama bu yurt dışı bileti..." Çağın, sessizce mırıldandı. "İyi bir puan almalıyım, yoksa seninle gelemem."

"Bu sene gelemezsen diğer sene denersin, ben seni beklerim." Derken omuz silkti, Özgen. "YKS gibi düşün, çok dert etme."

"...hayır." Çağın, Özgen'in sözlerine başını iki yana salladı. Sonra yüzü şüpheli bir ifadeye büründü, Özgen'in ifadesiz yüzüne baktı.

"Sen iyi misin?" Diye sordu, kaşları çatılırken. "Çok yorgun görünüyorsun."

"Ah." Özgen, onun bir bakışla anlamasına çok şaşırmadı, sadece hafifçe güldü ve saçlarını tamamen karıştırdı. "Yakalandım." Artık günlerdir taktığı, yorgun Çağın'ı kandırabilecek maskesini takmadı yüzüne. Sadece iç çekti. "Aktörlük konusundaki yeteneğimi sorgulatıyorsun bana."

"Bir şey mi oldu?" Diye sordu Çağın, anında. "Hocadan izin isteyip dışarı çıkalım mı-"

"Gerek yok. Sen Helin'e sorusunu anlat." Dedi Özgen, başını iki yana sallarken. Bakışlarını Helin'e çevirdiğinde, onun çoktan ayaklandığını görerek şaşırdı.

"Neyse, ben soruyu başkasına da sorarım." Dedi, umursamazca. Bakışları, arka sırada oturan Turgut'a kayarken ona el salladı. "Turgut, sana soru soracağım! Bekle orada!" Sonra ikisine tekrar döndü, el salladı. "Sonra görüşürüz. Siz konuşun."

Helin, ikisinin şaşkın bakışları altında arkaya doğru ilerlediğinde, Özgen iç çekti ve Helin'in biraz önce oturduğu sandalyeye oturdu. Sırtını arkasına yaslarken, ona sorgular bir şekilde bakan Çağın'a çevirdi bakışlarını.

"Bana neden öyle bakıyorsun?" Diye sordu, çaresizce.

"Ne zamandır böylesin ve ben fark etmedim?" Çağın homurdandı, bu düşüncelerle kaşları daha çok çatıldı. "Ne oldu?"

"Çok önemli bir şey değil." Diye mırıldandı Özgen, omuz silkerken. Başını Çağın'ın omzuna yasladı, onun karalamalarla dolu test kitabına baktı. "Sadece babam ölüm döşeğinde ve nerede olduğunu bilmiyorum falan... Sanırım okul çıkışında Göksel ailesini ziyarete gitmem gerekecek."

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin