66

2.2K 244 406
                                    

Okuldan çıkma zamanı, ve Çağın'ın sanki yıllar olmuş gibi beklediği vakit, geldiğinde öğrenciler her zamanki gibi dışarı çıktı. Helin de o esnada eşyalarını yavaşça topladı ve Çağın ile Özgen'in hâlâ kaldığını gördüğünde gülmeden edemedi.

"Siz çocuklar, çok belli etmeyin burada olduğunuzu temizlikçi ablaya." Dedi. "Yoksa sizi paspasla kovalayabilir."

Özgen, onun dediklerine yanıt vermedi ancak, "Geçmiş olsun." Dedi. "Kavgadan kalan izler için yani."

"Ah? Sağ ol!" Helin, Özgen'in dediklerine şaşırdı ve sevindi. "Sen biliyorsundur ama bu tür işleri. O yüzden diğerleri gibi çok endişeli değilsin."

Özgen: "..."

Hayır, aslında kavgaya karışmışlığım pek yok.

Ancak bunu söyleyemedi ve sadece, "...aynen." Dedi. "Diğer tarafın daha kötü dövüldüğünü bile tahmin edebilirim."

"Sonunda birisi bunu söyledi." Helin rahat bir nefes aldı ve başparmağını kaldırdı. "İşte okul zorbası olmak bunu gerektirir, artık ben de senin adamlarından sayılırım!"

"Saçmalama seansınız bitti mi?" Çağın, çantasını omzuna attı ve Helin'e baktı. "Eve gidince yüzündeki çiziklere merhem sürmeyi unutma. İzi kalabilir sonra."

"Eh, herhâlde yani." Helin, saçlarını arkaya doğru attı ve gülümsedi. "Oradan kendime karşı bakımsız birisi gibi mi görünüyorum?"

Çağın'ın gözlerini devirdiğini gören Helin, güldü ve öylesine, "Hey." Dedi. "Şimdi sınav haftası ya, eğer birisi uzaklaştırma alırsa sınavlardan sonra mı uzaklaştırılır yoksa sınav zamanı mı?"

"Uzaklaştırıldın mı?" Özgen anında ne demek istediğini anladı ve kaşlarını çattı. "Bu yaptırım biraz fazla değil mi?"

"Kurallar böyle." Helin umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Okuldan uzaklaştırılmamda bir sorun yok, zaten sicilime işlenmeyecekmiş bunlar. Ama sınavlar ve ailem sorun çıkaracak biraz... Neyse, sizi bunlarla tutmayayım. Beni de Ayşenur bekliyor, zaten ona da anlatmam gerekiyor olayları ayrıntılarıyla... Görüşürüz!"

Onlar daha tepki veremeden, Helin çantasını tutarak sınıftan koşarak çıktı ve ikisi bir an için birbirine baktı, sonra güldüler.

"Eh, cidden iyi birisi." Dedi Özgen.

"Şu sıralar delirdi ama biraz." Çağın içini çekti. "Çok fazla ders çalışmak Helin'de ters tepkiler uyandırıyor."

"Ah, bu mantıklı. Benim de ölüyormuş gibi hissetmeme neden oluyor. Çok acı verici."

Çağın, Özgen'in ayağa kalktığını ve gitmek üzere olduğunu gördüğünde istemsizce onun önüne geçti ve "Ciddi misin cidden?" Diye sordu, dudaklarını büzerek. "Beni öpmeyecek misin?"

"Biz, devletin bize koyduğu kurallara harfi harfine uyan kapitalist insanlarız." Özgen, ona bakmak için başını biraz kaldırdı ve dudaklarında küçük bir sırıtışla kaşlarını kaldırdı. "Ne oldu, çok mu dardasın? Çadırın küçük bir fırtınaya bile dayanamıyor mu?"

"Çadırla alâkası yok." Çağın, konuyu buraya getirdiğini duyunca, kulakları yavaşça kızarırken homurdandı. "Sadece seni öpmek istiyorum."

"Belki uyursan bu isteğine kavuşabilirsin." Özgen, temizlikçi ablanın gelmediğini doğrulamak için etrafına bakındı, kimsenin gelmediğinden emin olduğunda Çağın'ın üniformasının yakasında ellerini yavaşça dolaştırdı. Mavi gözleri direkt Çağın'ın bal rengi gözlerine bakarken bir kışkırtma duygusu taşıyordu. "Tek yapman gereken yatmadan önce beni düşünmek... Belki sana yardım ederken, belki de senin her santimini öperken..." Biraz daha yaklaştı Çağın'a, gözleri kıvrılırken dudaklarını yaladı. "Senin için çok zor olmamalı, Çağın. Sadece bu bebeğin seninle neler yapabileceğini hayâl etmelisin~"

başyapıt ≡ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin