//BÖLÜM 166//

3K 141 126
                                    

//Yazar'dan//

Defne aynanın karşısında küpelerini takarken bir yandan da üzerindeki siyah elbiseyi inceliyordu. Güzel olmuştu, elbise vücuduna fazlasıyla yakışmıştı. Küpelerini taktıktan sonra saçlarını düzeltti. Saçlarını örmüş ve bir saç zinciri iliştirmişti aralarına. Ayağına ise konvers giyme kararı almıştı. Tamamen hazır olduğunu hissedince telefonunu şarjdan çıkararak çantasına koydu ve kapıya doğru yürüdü.

O sırada Ömer de odaya girmişti. Defneyi hazırlanmış şekilde görünce kaşlarını kaldırdı. "Bir yere mi gidiyorsun?"

"Alışverişe gideceğim." Ömer bir kez daha süzdü defneyi.

"Tamam, benim de şirkette birkaç işim var. Hadi çıkalım, seni bırakayım." Ömer bir kolunu Defnenin beline attığında Defne kendini geri çekti.

"Gerek yok, kendim gideceğim." Defnenin kesin tavrıyla beraber Ömer derin bir nefes aldı.

"Tamam, nasıl istersen." İkili alt kata indiklerinde Ömer kendi arabasına binmeden önce Defneyle beraber onun için hazırlanan araca yaklaştı. Defnenin kapısını açtığında gözlerine bir süre baktı. "Dikkat et kendine, korumalar olmadan da sakın bir yere gitme."

Defne gözlerini devirdi. "Direkt bir tasma taksana bana ya, gözünün önünden ayrılmamış olurum." Ömer Defnenin çenesini nazikçe tuttu.

"Amacım seni kısıtlamak değil korumak." Eğilip Defnenin yanağını öptükten sonra onun geçmesi için bekledi. Defne araca bindiğinde Ömer kapıyı kapatarak gözlerini korumalara çevirdi.

"Gözünüzü ayırmayın Defneden, kılına zarar gelirse sizi yaşatmam."

"Emredersin abi." Korumalardan ikisi Defnenin bulunduğu araca diğerleri de arkadaki araca yerleştiler. Sonrasında yola çıkmışlardı.

Defne alışveriş merkezine geldiğinde ilk olarak telefonunu uçak moduna aldı. Ardından kulağına kulaklıklarını takarak müzik dinlemeye başladı. Hiçbir şeyi umursamak istemiyordu, sadece alışveriş yapmaya ihtiyacı vardı.

Kendini mağazalara bıraktığında girdiği her yerden kendine göre bir şeyler alıyordu. Asla boş çıkmıyordu. Çevresindeki insanları hiç umursamadan kıyafetlerin arasına gömülmüşken elbette çoğu kişi onu tanıdığından dolayı ara sıra ilgiyle bakıyorlardı.

Defne elindeki denenecek olan elbiseleri kenardaki kadına verdikten sonra kabine doğru yürümeye başladı. Tam bu sırada modelin üzerinde haki renkte ip askılı ve göğüs dekoltesi derin bir elbise görmüştü. Kadına döndü. "Şunu da istiyorum."

"Elbette Defne hanım."

Aldığı tüm elbiseleri denedikten sonra en son modelin üzerinde bulunan elbiseyi giydi. Kendisine bakmak için dışarı çıktı ve boy aynasının önüne geldi. Tahmin ettiğinden çok daha iyi durmuştu.

"Bu elbiseyi daha önce böylesine iyi taşıyan birini görmemiştim." Duyduğu sesle beraber kaşlarını kaldırıp arkasını döndü. Bir adam vardı ve ilgiyle kendisini süzüyordu.

"Pardon?" Adam gülümseyerek birkaç adım yaklaştı Defneye.

"Elbise sizde kusursuz durmuş." Defne alt dudağını ısırdı.

"Hiç denemeyin bence."

"Anlamadım?" Defne elini kaldırarak gözleriyle işaret etti yüzüğünü. Adam ise gülmüştü. "Beni yanlış anladınız. Adım Özgür, giydiğiniz bu elbisenin tasarımını yapan kişiyim." Defne bir üzerindeki elbiseye bir de karşısındaki adama baktı.

"Kusura bakmayın, bir anda öyle söyleyince ben başka şekilde düşündüm."

"Sorun değil hanımefendi, ben de çok ani geldim. Yanlış anlamanız normal." Defne aynadan bir kez daha kendine baktı.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin