//Yazar'dan//
Defne korkuyla arkasına döndü. Ömer sinirle ona bakıyordu. Hata yapmıştı zaten Ömer'in fark etmeyeceğini nasıl düşünürdü ki? Ama asıl mesele başkaydı. Oğlu,neredeydi?
"O-oğlum nerede?" Kısık sesiyle sorduğu bu sorunun ardından Ömer onu kollarından yakalayıp sertçe kendine çekti ve vücudunu vücuduna dayadı.
"Unut sen oğlunu. Kendini düşün." Defne anlamsızca baktı Ömer'e. Oğluna ne olmuştu ki? Ömer defnenin yanaklarını sıkıca tutup duvara yapıştırdı vücudunu.
"Benden nasıl kaçarsın lan!" Ömer defnenin cevap vermesini istedi. Ama defne kılını kıpırdatmadı. Sinirle yüzüne bakmasını sağladı. "Konuşsana lan!"
"Oğlumu da kendin gibi yapmana asla izin vermeyeceğim. Umuta olan nefretin yüzünden kaçmak istedim anlıyor musun? Senden kurtulmak istedim o yüzden!" Ömer öfkesine hakim olamazken sinirle Defnenin dudaklarına yapıştı. Canını acıta acıta öperken boynundan tutmuştu.
Defne ondan kurtulmaya çalışırken ellerini omuzlarına vurdu. Bir süre sonra geri çekilmişti Ömer.
"Gidemeyeceksin. Benden asla gidemeyeceksin Defne. Bir kere daha yaptın. Benden kaçmak istedin. Şimdi başına gelecekleri hak ediyorsun sen duydun mu beni?!" Onu kolundan sürükleyip yeniden alt kata indirdiğinde öfkeyle yatağa fırlattı. Defne onun kendine zarar vereceğini düşünse de beklediği gibi olmamıştı. Ömer üstünü çıkarıp Defnenin yanına uzandı. Onun da kıyafetlerinden kurtuldu. Kadının beline kollarını sararken o ise tereddütle baktı Ömer'e.
"Evet senden sonra elime silah aldım. Karanlık işlere girdim. Ama sana olan aşkım hep tertemiz kaldı be Defne. Sen bunu anlayamadın bir türlü. Şimdi tek cezan oğlun olsun. Sana nerede olduğunu söylemeyeceğim. Veya nasıl olduğunu." Ömer yavaşça gözlerini kapattığında Defne de bir şey söyleyemedi.
Sabah olduğunda defne yavaşça açtı gözlerini. Üzerinde sadece sütyeni vardı. Bunu umursamadı. Ömer kollarıyla sarmıştı bedeninin. Defnenin aklına gece yaşadıkları gelince sıkıntılı bir nefes verdi. Ömer'e dün gece haksızlık yaptığının farkındaydı. Yine de oğlu için giriştiği bu işten herhangi bir pişmanlık duymuyordu. Bu sırada Ömer'in uyanmaya başlamasıyla birlikte bakışlarını ondan çekti. Bir yandan da oğlunu merak ediyordu. Ömer ona zarar vermezdi, bunu biliyordu ama yine de korkuyordu işte.
"Oğlunu bugün de göremeyeceksin." Ömer'in sözleriyle beraber kaşlarını kaldırdı.
"Ben onun annesiyim. Onu görmek en büyük hakkım. Buna engel olamazsın!"
"Boş konuşma." Defne sinirle yataktan kalkıp banyoya girdi.
Oradan çıktığında yatağın üstünde kahvaltı tepsisi vardı. Ömer defnenin çıktığını görünce tepsiyi gösterdi.
"Kahvaltını et." Defne Ömer'i umursamadan saçlarını taramaya başladı. "Defne!" Sonunda koluna yapışan bir el defneyi ayağa kaldırıp duvara yasladı. "Ne zaman öğreneceksin benim dediklerimi harfi harfine uygulamayı."
"Hiçbir zaman!"
"Bana sesini YÜKSELTME!"
"NEDEN?" Ömer sinirle defneye bakarken çenesinden sıkıca tuttu.
"Öğreneceksin,iyi bir itaatkar olmayı." Defne yüzünü çevirince Ömer yeniden kendi yüzüne çevirdi. "Ve bana yüz çevirmemeyi."
"Öğrenmeyeceğim. Göreceksin kaçabileceğim ilk fırsatta yeniden kaçacağım."
"Yine aynısını yaparım. Oğlunu göstermem sana."
"Nefret ediyorum senden." Ömer duvara bir yumruk attı.
"Beni seviyorsun hala. Bunu itiraf edeceksin. Duydun mu beni edeceksin!" Defne umursamadan başını çevirdi. Ömer ise öfkeli bir nefes verip geri çekildi.
"Ulan varya lanet olası aşkım yüzünden kıyamıyorum ama zorluyorsun beni. Sen zararlı çıkarsın bunu sakın unutma Defne!"
"Yanılıyorsun. Aşık falan değilim ben sana. Bütün bu karanlık işlerin esiri olduğun gün bittin sen."
"Sen öyle düşün bakalım." Odadan çıktı ve aşağıya indi. Defneye daha fazla yüklenecekti bundan sonra. Madem kaçmaya cesareti vardı o zaman yakalandıktan sonra olacaklara da cesareti olmalıydı.
Umut'u bahçeye çıkarmalarını istedi. Defneye ilk cezasını verecekti. Tekrar odaya girdi. Defne umursamazca yatıyordu yatakta. Ömer onu kucağına aldı. Defne çırpınmaya başladı. Ama fazla bir şey yapamadı.
Ömer kucağında defneyle aşağı indi. Onu camın önüne getirdi. Umut bahçede oturuyordu. Ömer camı açtı. Defneyi sandalyeye oturtup bağladı. Sonra da ağzını bantladı. Defne tepinirken Ömer silahını çıkardı ve Umut'a çevirdi. Defne daha da hareketlendi.
"Kaçmanın cezası Defne. Veda et oğluna."
Defne kafasını hayır manasında sağa sola sallamaya başladı. Ağlıyordu. Kollarını sallayarak arkadaki ipten kurtulmaya çalışıyordu. Ayaklarını da birbirine sürterek yine aynı şeyi yapıyordu. Boğuk bir çığlık attı. Bu sırada silah sesi kulakları doldurdu.
YB GELDİ.
ÖMER'E NE DİYORSUNUZ?
UMUT'A BİR ŞEY OLACAK MI?
DEFNE ÖMER'E NE YAPACAK?
ARKADAŞLAR OKULLARIN AÇILMASI NEDENİYLE BUNDAN SONRA YALNIZCA HAFTA SONLARI BÖLÜMLER GELECEK.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfic"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?