//Ömer'den//
Bundan sonra ne yapmam gerektiği konusunda bir fikrim yoktu. Derin bir nefes aldım ve kafamı arkaya doğru yasladım. Issız bir çöldeydim sanki. Beni buradan kurtaracak su ise Defnemdi. Uyanması için canımı isteseler düşünmeden verirdim. Gözlerimi açtığımda Umut karşımda durmuş bana bakıyordu.
"Aslanım, bir şey mi oldu?"
"Şey hiçbiy şey yememişsin sen. Bunu ye." dedi elindeki tostu bana uzatırken. Bana sinirliydi ama yine de beni düşünüyordu. Onu kucağıma oturttum. Saçlarını okşadım ve bir öpücük bıraktım.
"Aç değilim oğlum."
"Hadi ama baba ye." dedi ve tosttan bir parça koparıp bana uzattı. Onu kıramadım ve uzattığı dilimi yedim. Bu şekilde bana tostu yedirdikten sonra sıkıca sarıldı.
"Özüy dileyim ben seni üzmek istememiştim."
"Şşh ona nasıl laf öyle sen benim oğlumsun. Aslanım benim ben sana hiç kırılmam."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
Biz böyle sarılırken Defnenin doktoru bize doğru yaklaşıyordu. Allahım ne olur kötü bir şey olmasın. Umut kucağımda ayağa kalktım. Doktor umuta baktıktan sonra bana döndü.
"Ömer bey odamda biraz konuşabilir miyiz?"
"Bir sorun mu var?"
"Odama buyurun."
Umut da gelmek istese de ben onu Sinan'a verdim ve doktorun odasına gittim. İçeri girdiğimizde direkt konuya girdi.
"Ömer bey defne hanım bir süre daha uyanmayacak. Hatta belki de hiç."
"NE DİYORSUN SEN! O BİZİ BIRAKMAZ ANLADIN MI! BIRAKMAZ! BIRAKAMAZ."
"Ancak Ömer bey-"
"Bana bakın ben bu hastaneden karımla el ele çıkmazsam sizde çıkamazsınız bunu bilin. Defneyi ne yapın edin uyandırın. Yoksa bu hastane mezarınız olur."
Onun konuşmasına müsaade etmeden odadan çıktım. Bu ne küstahlıktı. Onu yaşatamayacaklar ise ne işleri var burada?
Yeniden yoğun bakımın önüne geldim. Hiçbir şey bu kadar kolay değildi. Defneme kendimi affettirmeden beni bırakmasına izin vermeyecektim.
1 Hafta Sonra...
Bugün yine yoğun bakımın önünde sabahladım. Artık herkes ümidi kesmişti defnemden. Ama ben onu bırakamazdım ki. Ben onsuz nefes alamazdım ki. Keşke bir yolu olsaydı geçmişe dönmenin. O zaman hatalarımı düzeltirdim belki. Ama bu imkansızdı.
Yanına girdim. Ellerini tuttum ve sayısız öpücük bıraktım. Kafamı ellerinin üstüne koydum ve gözlerimi kapattım.
//Defne'den//
Yaşadığım onca acı, gözlerimden akan sayısız yaş bir de o şerefsiz herif gerisi yok. Gözlerimi zorlayan bu baskı da neyin nesiydi? Etrafı görmeme engel oluyordu.
Hadi defne sen güçlü kadınsın toparlarsın yaparsın hadi diye diye gözlerimi araladım. Ellerimi hafif kaydırmamla bir şeye çarptı. Kafamı o tarafa çevirdim. Ama bu Ömer'di. Ne işi vardı burada? Biz neredeydik?
Etrafımı incelediğimde hastane de olduğunuzu anladım. Bu sırada Ömer de hareket etmeye başlamıştı. Uyanırsa ne olacaktı ki? Bana söz vermişti koruyacağım diye. Ama şu halime bak. Kafasını kaldırdığında gözlerinde ki sevinç okunmaya değerdi."D-defne, D-Defnem uyandın sen?"
Ellerini bana yaklaştırdığında kafamı geri çektim. Yüzünde ki sevinç yerini şaşkın bir ifadeye bırakmıştı. Her şey onun yüzündendi. Onun bu karanlık işleri yüzünden.
"B-bir şey mi oldu?"
"Evet oldu. Ne zamandır burada yatıyorum ben?"
"Bir haftadan fazla oldu."
"Umut o nerede?"
"Aşağıda kantinde."
"Onu istiyorum."
"Defnem-"
"Defnem deme bana. Ben senin değilim."
"N-ne?"
"Senin yüzünden oldu her şey! En başından beri bu işlere bulaşmaman gerektiğini söylemiştim sana. Kabul etmedin. Bizi de bu belaya ortak ettin. Şimdi şu halime bak. Senin yüzünden hiçbir kadının yaşamaması gereken bir olay yaşadım ben. Senin yüzünden Ömer! Koruyacağım dedin, söz verdin. Ama tutamadın o sözü!"
"Yapma Defnem özür dilerim biliyorum benim hatam. Ama yapma böyle bakma bana. Ben sana bir şey olmasını ister miyim hiç?"
"Beni rahat bırak Ömer. Bu yaşadıklarımı atlatmak için zaman ver bana. Dayanamıyorum baksana şu halime, canım çok yandı. Şimdi seni istemiyorum. Oğlumu istiyorum lütfen."
O kömür karası gözleri şimdi sevinçten çok acı barındırıyordu. Affet beni Ömer ama çok korkuyorum. Senin karanlık işlerin yüzünden başıma gelen bu olayı kolay kolay unutamam. O adamın sözlerini unutamam.
Bu sırada gözlerinden akan bir damla yaş beni şoka soktu. Ne yani Ömer ağlıyor muydu? Canı bu kadar çok mu yanmıştı?
Onun gözlerinden akan yaşlar benim de canımı yaktı ama affedemezdim. Ona söylemiştim en başta. Bu karanlık işlerinin bize ucunun elbet bir gün dokunacağını. Buna rağmen bırakmadı bizi. İnatla daha çok bağladı kendine. Şimdi ise pişman olamazdı.
Bu sırada Ömer gözlerini sildi ve ayağa kalktı.
"Gidip umutu getireyim."
O odadan çıktığında bende birkaç damla göz yaşı akıttım."Özür dilerim gözlerim. Ben sevdim sen ağladın."...
YB GELDİ...
GECİKME İÇİN ÖZÜR DİLERİM...
BİLDİĞİNİZ ÜZERE OKUL DİYE BİR BELA VAR ÜZERİMİZDE...
HEPİNİZİ SEVİYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fiksi Penggemar"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?