//Yazar'dan//
Ömer daha defneyi görmemişti. Fakat Sinan'ın ayağa kalkmasıyla o da çiziminden kaldırdı kafasını. Gözleri yıllardır aradığı kadını kıskacına almıştı. Ömer baştan aşağı baktı defneye. Tıpkı 4 yıl önce ki gibi mükemmeldi. Hatta yıllar onu daha da güzelleştirmişti.
Defne ise karşısındaki bu adama söyleyecek bir şeyi olmadığını düşündü. O yüzden hiç istifini bozmadan elini başta karşısında onun için ayağa kalkmış olan adama uzattı.
"Merhaba,Defne ben."
"Merhaba Sinan ben de." Defne gülümseyerek baktı. Sinan defneye karşısındaki koltuğu eliyle gösterdi. Defne de Sinan'ın karşısına oturdu. Karşısında şaşkınlıkla ona bakan adamı umursamadı.
Ömer de defnenin bu hallerinden sonra oyunu devam ettirdi. Boğazını temizledi ve konuştu.
"Siz Tailer Bey'in gönderdiği tasarımcısınız herhalde." Defne kafasını Ömer'e çevirdi.
"Evet öyle." Göz göze geldiklerinde ikisinin de bakışlarında nefret vardı. Evet Ömer özlemişti aşıktı ama defneyi bu kadar kolay affetmeyecekti.
"Tasarımlarınızı alayım. Bakalım ne kadar iyisiniz?" Defne kendinden emin bir şekilde çantasından tasarımları çıkardı ve Ömer'in masasının üstüne bıraktı. Ömer tasarımları incelerken defne de ona bakıyordu.
Ömer her ne kadar beli etmese de etkilenmişti tasarımlardan. Hepsi birbirinden güzeldi. Elbette yıllar öncesinden böyle bir yeteneği olduğunu biliyordu. Tasarımların hepsine baktıktan sonra dosyayı kapattı ve defneye uzattı.
"Bunlar Passionis'e yakışan tasarımlar. Bizimle çalışmanız için hiçbir sıkıntı yok."
Sinan gülerek konuştu.
"O zaman Passionis'e hoş geldin defne." Defne gülümsedi.
"Yarın görüşürüz madem öyle." Defne Sinanla el sıkıştıktan sonra elini Ömer'e uzattı. Ömer de gülümseyerek sıktı.
"Bu arada Ömer ben." Defne başını salladı. Nasıl unutabilirdi ki? İsmine hayranlık duyduğu adamı.
"İyi günler." deyip ayrıldı odadan. Şirketten çıktığında gözler yine ona çevrilmişti. Herkesi etkileyen güzelliği yine baş göstermişti.
Sinan da o güzellikten etkilenenler arasındaydı. Ömer ona baktığında,hâlâ gözlerini ayırmadan kapıya bakıyordu. Ömer bundan rahatsız olmuştu. Onun defnesine,onun kadınına bakmaya kimse cesaret etmemeliydi. Ama zaman lazımdı. Önce defneyi araştıracaktı. Bu 4 yılda neler yaptığını öğrenecekti. Sonra da gitmesinin bedelini ödetecekti ona.
//Defne'den//
Tereddütte idim. O adamla aynı çatı altında çalışmak kafamı karıştırıyordu. Ya bana hesap sorarsa ya oğlumuzu öğrenirse ne yapacaktım ben? Sonra silkelendim. Beni tekrar mı isteyecekti? Tabii ki hayır. Onun ki sadece bir hevesti. Hem etrafında pervane olan çok fazla kadın vardı elbette. Eve geldiğim de kapıyı Umut açtı. Açar açmaz boynuma atladı.
"Anne seni çok özyedim."Ben onun yanağına öpücükler kondururken kıkırdıyordu. Onu yere indirdim ve saçlarını okşadım.
"Ee neler yaptın bugün?"
"Anne Nazyı Teyze mükemmey biyi ya."
"Kıskandım şimdi." Hemen yanağımda öptü ve gülümsedi.
"Ama senden sonya." Gülümseyerek içeri geçtim. Nazlı Hanım içeride idi. Umut'a veda edip kapıya yöneldi. Bende arkasından gittim.
"Ben size çok teşekkür ederim gerçekten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Hayran Kurgu"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?