//BÖLÜM 47//

9.4K 322 62
                                    

//Ömer'den//

Şu son birkaç dakika aklım başımda değildi bile. Beni kendime getiren şey silah sesi olmuştu. Artık çok geç diye düşünsemde beynim parçalanmamıştı. Bu demek ki bir şans daha var.

Ne olduğunu sonradan kavradım ben. Anlamak çok zor olmamıştı.

Bir anda kapı sertçe açılmış, defne silahı kafamdan yukarıya doğru çevirmişti. Bu nedenle kurşun tepede duran avizeye çarpmış avize yere düşmüş ve parçalanmıştı. Ben ise bir süre o avizeye baktıktan sonra kafamı Defneye çevirdim.

Bana öylesine büyük bir öfkeyle bakıyordu ki. Bir an gerçekten o silahı kendisi bana sıkacak diye düşünmedim değil. Gerçi sıksa haklıydı. Şuan yaptıklarımı düşününce...

Zorla da olsa ağzımı açmaya çalıştım. Bilincim yerinde değildi işte. Kendim isteyerek yapmadım ben.

"Def-"

Ben daha sözüme başlayamadan suratıma inen sert bir tokat bilincimi tamamen oturtturmuştu. Bu tokat canımı acıtmamıştı. Ama zaten defne de canımı acıtmak için vurmamıştı.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun gerizekalı?!"

"Defne...."

"NE DEFNE YA NE NE! SEN BUNU NASIL YAPARSIN YA! BEN GELMESEM SIKACAKTIN KAFANA! BIRAKACAKTIN BENİ! BU KADAR KOLAY MI ÖMER SÖYLE! KOLAY MI?!"

Hızla ayağa kalktım. Defne ağlamaya başlamıştı. Aferin sana Ömer. Aferin.

Defneye yaklaştım. Ama o bunu fark edince ellerini öne doğru uzattı.

"SAKIN! SAKIN BANA YAKLAŞMA! KENDİNE GELMEDEN, KİM OLDUĞUNU KAVRAMADAN BENİM YANIMA YAKLAŞMA!"

"Defne sakin ol bak bebeğimizi düşün."

"Ne bebeği Ya? Sen düşündün mü? Söylesene! Ya Ömer sen kafana sıkacaktın ya! Beni, umutu bebeğimizi bırakıp gidecektin. Şimdi mi aklına geldi düşünmek."

"Bir dinler misin?"

"Hayır dinlemeyeceğim."

Defne kapıya doğru yöneldiğinde ondan önce davranıp kapıyı kapattım. Defneyi de orada sıkıştırdım. Sağa doğru hareket etti kolumu oraya koydum sola doğru gitti diğer kolumu da kapıya yerleştirerek onu kendime hapsettim.

"Çek şu kollarını! Gidiyorum ben! Artık kafana mı sıkarsın yoksa başka bir tarafına mı bilmem. Ama ben gidiyorum."

"Tamam güzelim bak sakin ol bir dinle beni."

"Ömer!"

"Ne?"

"Bağırma bana. Suçlu olan sensin benim sana bağırmam lazım. Sen ise 'tamam karıcığım' deyip alttan alacaksın duydun mu?"

"Tamam karıcığım."

"Heh şöyle yola gel."

"Artık konuşabilir miyiz?"

"Hayır!"

"Defne kızıyorum ama."

"Dökül!"

Üstten üstten Defneye bakmaya başladım. O da bir süre bana baktıktan sonra sırıtarak yaklaştı. Hayretle ona bakarken ellerini karın kaslarıma getirdi. Biraz okşayınca inledim ve gözlerimi kapattım. Parmaklarını kullanarak göğsüme doğru sürte sürte çıktı. Ben tam kapıdaki kollarımı beline yerleştirecek iken aniden kaçtı kapıyla benim aramdan.

"Defne!"

Beni hiç umursamadan yatağın üstüne zıpladı ve oturdu. Sonra yatağın başlığına yaslandı bir yastığı bacaklarının altına koydu diğerini de kucağına aldı ve kollarını yastığa sardı.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin