//Ömer'den//
"Ben bu elbiseye bayıldım ya!" dedi aynanın karşısında kendisine bakarken. Yaklaşık yarım saattir oradaydı ve sürekli aynı şeyleri söylüyordu. Ben ise kapıya yaslanmış ne zaman oradan çekileceğini düşünüyordum.
En sonunda bir adım geri atıp benim yanıma yaklaştı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdıktan sonra elini gömleğimin açık olan düğmelerinin içine sokup tenime dokundu.
"Teşekkür ederim." dedi dudaklarımdan ayrılırken. Alt dudağımı ısırdım ve gözlerinin içine baktım.
"Biraz daha kendini bana bastırırsan şirket bugün hayal olacak defne." Gülümsedi ve geri çekildi. Kollarımı beline sardıktan sonra yanağından öptüm.
"Senin varlığın bana verilmiş öylesine büyük bir ödül ki, bazen bu kadar güzel bir ödülü elde edecek ne yaptım diye düşünüyorum be güzelim!" Kollarımın üzerine ellerini koyup okşadı.
"Bizim kaderimiz bir yazılmış Ömer. Sen benim gökyüzüme gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın." Dudaklarımı alnına uzun uzun bastırdım.
"Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim, hasretim, bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim, öfkem, kinim, sevincim, umudum, düşüm, rüyam, hayalim ama en çok ağlatan, en çok kanatansın... Sen tarifi imkânsızımsın."
//Defne'den//
Kapıyı açıp dışarı çıktığımızda umut da hazırlanmış aşağı iniyordu. Ömer onun peşinden giderken bende odaya girip aralı aldım. Yalnız başıma onu giydiremeyeceğimden berili çağırıp yardım istedim. Beraber aralı hazırladıktan sonra aşağı indik. Ömer ve umut kahvaltı masasına oturmuşlardı. Beril arala bakacağını söyleyince oğlumu ona verdim ve bende masaya oturdum. Kahvaltı etmeye başladığımızda Ömer'in telefonu çalmıştı. Cebinden alıp konuşmaya başlarken bende bir yandan onu dinliyor diğer yandan yemek yiyordum.
Kahvaltıdan sonra Umutun çantasını giydirdim. Köşede oturmuş ona bakan alfanın yanına gitti ve başını sevdi.
"Çok geç gelmeyeceğim beni bekle tamam mı?" deyip başından öptü aralı. Bugün alfayla ilgilenecek korumaya döndü sonra. "Kaan abi ona çok dikkat et tamam mı?" Karşısındaki koruma gülümseyip ona baktı ve saçlarını sevdi.
"Sakın endişe etme umut. Çok iyi bakacağım." Gülümseyerek evden ayrıldığında bizde vakit kaybetmeden Ömer'le çıkmıştık. Araba çoktan hazırlanmış ve bizi bekliyordu.
Yola çıktığımızda Ömer Aral'la oynarken bende onları seyrediyordum. Öylesine güzellerdiler ki.
Şirketin önüne geldiğimizde arabadan indik. Aralı almaya niyetlenmiştim ama Ömer kendisi taşıyacağını söyleyip belime sarılmıştı.
İçeriye girdiğimizde etraftaki çalışanlar şaşırmış bir şekilde bakıyorlardı. Gülümsedim ve Ömer'in peşinden odaya girdim. Masasına oturdu ve aralı sol kolunun altına aldı. Önündeki dosyalara bakmaya başlarken bende telefonumu çıkardım. Biraz sosyal medyada gezmek eğlenceli olacaktı.
Aklıma paylaştığım fotoğraf gelince girip baktım. Beğeni ve yorum sayısı oldukça yüksekti. Daha sonra hemen Ömer'in hesabına girdim. Aynı şekilde o da öyleydi ama yorumlar daha çok kıskanç kadınların çekememezlik başlığı altında yazdıklarıyla doluydu. Sinirle baktım o yazılanlara.
'Seni de kaybettik'
'Bu acıttı ama'
'Yanındaki kadın karın değil dimi?'
'Umarım sadece arkadaştır'
'Evli miydin?'
'Adam resmen taş'
'İstediğin zaman ara geleyim'
'O kadın yerinde olmayı isterdim'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Hayran Kurgu"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?