//Ömer'den//
Odadan çıkma vaktim gelmişti. Ayrılmak istemiyordum yanından ama gitmek zorundaydım.
Son kez Defnenin boynuna kafamı gömüp kokusunu derince içime çektim. Çünkü uzun süre bu koku haramdı bana. Boynundan sonra alnına da derin bir öpücük bıraktım. Sonra yavaş adımlarla dışarı çıktım. Onu böyle görmek canımı acıtıyordu.
Özellikle de ben bir şey yapamazken. Adamlarımın sayısını iki katına çıkardım. Onlar oradayken bende birkaç saatliğine hastaneden ayrıldım.Eve geldiğimde her şey dünkü gibiydi. Her yerde Defnemin kanları ve izleri vardı. Gözlerim dolmaya başladı.
Yavaş adımlarla yatak odasına çıktım. Kapının kenarında kurumuş kan izleri vardı. Ellerimi o izin üstünde gezdirdim. Bu Defnenin kanı idi. Meleğimin kafasını kapıya vurmuştu. Kim bilir ne kadar da yanmıştı canı. O.... o çok narindir nasıl dayandı ki?
Sonra odaya baktım. Yastıklar dağılmış yatak karman çorman görünüyordu. Defnem bayağı mücadele etmiş galiba. Burada neler olmuştu böyle? O adam nasıl yatak odasına kadar girebildi?
Aşağıya indiğimde duvarda asılı olan ayna parçalanmış ve ortasında kan izleri vardı. Demek ki doktorun dediği o camdan şey aynaydı. Onun kafasını aynaya vurmuştu. Kana bulaşan birkaç cam parçası yere düşmüştü. Onları elime aldım. Bunu yapan bedelini ödeyecekti. Onun kafasında sayamayacağım kadar çok ayna kıracaktım. Bedeninin her zerresinde acıyı hissedecekti.Salona geldiğimde koltuklar dağılmış ortada ki masa devrilmiş ve televizyonun kenarında bulunan bütün süsler yerde parçalar halindeydi. Kendini bunlarla mı korumaya çalıştın güzelim benim?
Gözüme çarpan metal bir şey vardı koltuğun kenarında. Yaklaşıp elime aldığımda bir bıçak olduğunu gördüm. Kanlı bir bıçak.
Bununla mı canını yakmıştı defnemin. Bu bıçakla mı tırnaklarını kanatmıştı? Yanağımda bir ıslaklık hissettim. Evet, yine ağlıyordum. Yere çöktüm. Ben böyle olacağını hiç düşünmedim, kaybetme korkusu kadar acısı var mıydı bu dünyada? Benim tatlı Defnem nasıl dayanmıştı bunca acıya?
Kendimi topladım. Güçsüz olmayacaktım. İntikam... O herifi bulup karımın intikamını alacaktım.
Ayağa kalktım. Yerdeki bıçağı aldım ve evden çıktım. Kim yapabilirdi bunu? Bana bu denli zarar vermeye nasıl cesaret etmişti? Ve de en önemlisi neden yapmıştı bunu?
Yeniden hastaneye yöneldim. Yoğun bakımın önüne geldim. Korumaların hepsi orada idi. En ufak bir ihmal Defneye zarar verebilirdi. Defne hâlâ gözlerini açmamıştı. Cama yaklaştım ve onu izlemeye başladım. Güçsüzdüm ilk defa çaresizdim. Adamlarımdan birini yanıma çağırıp bıçağı verdim. Bu bıçakla karıma zarar veren adamı parçalara ayıracaktım. Karıma dokunmanın bedelini en ağır şekilde ödeyecekti.//Yazar'dan//
Doktorlar bile Defnenin yaşadıklarına şaşırıyorlardı. Ama bir yandan da kapıda ki korumaları görünce pek de ilginç değildi. Onu buraya getiren adam büyük bir mafya idi. Herkesin ismini duyunca ürperdiği korktuğu bir adamdı. Böyle bir güzelin bu denli karanlık bir adamla ne işi var hepsi çok merak ediyordu. Ama kimse de cesaret edip soramıyordu. Hemşireler girip çıkıyorlardı.
Son olarak kontrol yapmaları için iki hemşire görevlendirilmişti. Onlar kontrollerini yaparken görevli olan doktorun vardiyası bitmişti. Gece için gelecek doktoru bekleyecekti. Bundan sonrası ona emanetti. Kapısı tıklandığında gelenin doktor Ege olduğunu anladı. İçeri girdiğinde dosyaları ona verip önlüğünü çıkardı. Bu sırada Ege'nin gözüne Defne çarpmıştı. Dosyasını ve yapılan muayeneleri incelediğin de meraklanmıştı. Onun dosyasını alıp dışarı çıktı. Yoğun bakımın önüne geldiğinde orada bekleyen siyah giyinimli adamlar onu korkutmuştu. Bu kadar önemli biri miydi?
Aslında başına gelenleri düşününce normal bir insanın başına gelmesi düşük bir ihtimaldi. Hızla onların yanından geçti ve içeri girdi. İki hemşire başındaydı. Biri serumunu yenilerken diğeri de pansuman için hazırlanıyordu. Orada hareketsizce boylu boyuna uzanan kadına uzun uzun baktı. Gerçekten çok güzeldi. Gözleri bandajlıydı. Alnında ve kafasında yaralar vardı. Pansumanı kendi yapmak istedi. İki hemşire odadan çıkıncaya kadar bekledi. Pansuman malzemelerini aldı. Yavaşça kadına yaklaştı. Nazik bir şekilde onları çıkardı. Gördüğü manzara korkunçtu. Göz altları morarmış ve üst kısımları çiziklerle doluydu. Bandajları bıraktıktan sonra artık yüzü ortaya çıkmıştı. Saatlerce izleyebilirdi bu mükemmel yüzü. Yavaşça yaranın üzerine sürülen ilaçları temizledi. Sonra yeni ilaçlar sürdü. Bandajları yeniden yapıştırdıktan sonra ameliyatlı kısmını da yeniledi.
Odadan dışarı çıkarken aklı yine ondaydı. Kapıyı kapattığında karşı duvara yaslanmış bir adam vardı. Ona bir süre baktı. Tanıyordu büyük mafya lideri Ömer İplikçi idi o. Peki bu kadın onun nesiydi? Sevgilisi mi yoksa kardeşi mi?
Hızla ona yaklaşan adama karşı yerinden oynamadı. Önünde duran kişiye baktı.
"Durumu nasıl? Bir değişiklik var mı?"
"Şimdilik bir değişiklik yok. Ben hastayı yeni aldığım için öncesinden pek haberdar değilim. Ama şunu söylemeliyim ki bedeni çok zayıf düşmüş. Yaralarından kurtulması zaman alacak. Bir kadın için bu darbeler çok fazla."
Ömer adamın konuşmasından pek hoşlanmamıştı. Defne hakkında bu denli bilmiş konuşması onu sinirlendirmişti. Ama sakin kalmalıydı. Her ne olursa olsun önce Defne iyileşmeliydi. Kafa sallayıp yanından ayrıldı. Kenardaki koltuğa oturdu ve başını ellerinin arasına aldı. Şuan Defnenin yanında olmasını ne de çok isterdi. Dizlerine yatmayı kokusunu içine çekmeyi ellerini teninde gezdirmeyi... Daha bunun gibi birçok şeyi.
Dünden beri bir şey yememişti. Adamları defalarca bir şey getirseler de geri çevirmişti. Defnesi içeride o haldeyken burada yemek mi yiyecekti? Saçmalık.
Pişmandı, karısını koruyamadığı için çok pişmandı. O an bir yemin etti. Bundan sonra onu korumak için her şeyi yapacaktı. El üstünde tutacaktı meleğini. Onun bir damla göz yaşı için bütün dünyayı yakacaktı.
Onu bu düşüncelerden sıyıran telefonuna gelen mesaj sesiydi. Mesajı açtığında okudukları ile kaşları çatılmıştı. Savaşı başlatan kişi o ise kan döken Ömer olacaktı.
Gönderen:Bilinmiyor
Karının yaşadıkları bir başlangıç İplikçi. Onu gözlerinin önünde işkence ederek öldüreceğim. Kendi cehennemine katmayacaktın o meleği. Kocasının yaptıklarının bedelini o ödeyecek...
YB GELDİ...
ASLINDA BUGÜN ATMAYACAKTIM AMA ISRARLARINIZA DAYANAMADIM.
HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?