//Yazar'dan//
Defne Ömer'in elini sıkıca tutmaya devam ederken Altay ise hiçbir şey olmamış gibi rahat bir şekilde konuşuyordu ailesiyle. Ara sıra gözleri Defneye kaysa da ardından yeniden muhabbete dahil oluyordu. Ömer elbette onun bu rahat tavrından dolayı huzursuz ve oldukça sinirliydi.
Bir süre karısının desteğiyle sakin kalmaya çalışsa da en sonunda kızının yanına gelmesiyle birlikte ayaklandı ve onu kucağına aldı. Baba kız çardaktan çıkıp bahçeye doğru yürümeye başladıklarında Defne de derin bir nefes almıştı. En azından burada durup sinirini büyütmektense çocuklarıyla ilgilenmesi onu daha çok rahatlatacaktı.
Gözlerini Ömer'in üzerinden çekip yeniden çardağa döndüğünde Altay'ın yine kendisini süzdüğünü görmüştü. Onu umursamadan dedesine bakınca kahvesini bitirdiğini gördü. Boğazını temizleyip oturduğu yerden kalktı ve boş kahve bardaklarını teker teker topladı.
Mutfağa geçer geçmez elindeki tepsiyi bırakırken Altay denen o adamın cesaretine de şaşmadan edememişti. Daha yeni Ömer'den yediği yumruk anlaşılan etkili olmamıştı üstünde.
Tam çıkmaya niyetlenmişken içeri Altay'ın girmesiyle kaşlarını çattı. "Senin ne işin var burada?"
"Kocan çiftliğin arka tarafına geçti. Şimdi rahatça konuşabiliriz." Defne birkaç adım geri gidip sinirle baktı adamın yüzüne.
"Biz seninle ne konuşacağız?" Altay gülümsedi.
"Unutma ki konakta Ömer yüzünde yarım kaldı konuşmamız. Şimdi hazır o yokken bana duygularını söyleyebilirsin."
Defne onun bu rahat tavrı yüzünden ne diyeceğini bilemiyordu. Ne kadar da gevşekti. Üstelik bu cesareti nereden buluyordu?
"Ben evliyim, evli. Sende hiç gurur yok mu ya?! Evli bir kadına askıntılık edecek kadar düştün mü?" Altay sanki Defne iltifat etmiş gibi gülümseye devam etti.
"O gece kocan gelmese bana ne söyleyecektin Defne? Eğer reddetme düşüncen olsaydı sakin kalmazdın. Hadi ama bana karşı bir şeyler hissettiğin için sustun." Adamın sözleri Defnenin kulaklarına iliştiği anda elini kaldırıp onun suratına bir tokat attı. Altay elini yanağında gezdirip dudaklarını ıslattı. Defne ise işaret parmağını ona doğru savurarak konuştu.
"Beni nasıl bir kadın olarak görüyorsun bilmiyorum ama o gece şaşkınlığımdan dolayı sana ağzımı açıp tek kelime etmedim. Her ne kadar daha önce karşılaşmamış olsakta kuzenimdir dedim ben senin için. Sırf bu yüzden o aptal ithamlarına göz yumdum. Ama şimdi durum farklı. Senin gözümde zerre kadar değerin yok. Ben Ömer'i çok seviyorum ve ne olursa olsun vazgeçmem ondan. Sende bunu o beynine sok ve bir daha sakın, sakın bu konuyu açayım deme!"
Defne adamın yüzüne iğrenerek baktıktan sonra sinirle çıkmıştı dışarı. Öfkeden dolayı elleri titrerken derin nefesler alıp kendine gelmeye çalışıyordu. Çardağa doğru yürümeye başladığında çok geçmeden eski yerine oturmuştu. Az önceye göre çok daha sakinken bir süre sonra Ömer'in de yanına gelmesiyle daha da iyi hissetti kendini. Üstelik kocasının yüzündeki gülümseme tüm enerjisini yerine getirmişti. Ömer hemen yanına otururken dudaklarını Defnenin saçlarına bastırıp beline sarıldı.
"Sen iyi misin?" diye sordu Defne merakla. Ömer ise onun elini tutup bir öpücük bıraktı.
"Gayet iyiyim hiç merak etme." Defne başını sallayıp yeniden önüne döndüğünde Ömer hayranlıkla karısını izlemeye devam etti. Az önce mutfakta konuşulanları duymuştu elbette. O Altay denen herifin yeniden Defnenin yanına gittiğini görmesiyle tüm siniri harlanırken onun peşinden mutfağa geçmişti. Başlarda aklında onu dövmek olsa da Altay'ın sözlerine karşı Defnenin vereceği cevabı merak ettiğinden sessizce dinlemişti. Karısı elbette onu şaşırtmamış Altay denen o herife gerekli cevabı verip vermişti. Kendinin bir şey yapmasına da gerek kalmamıştı böylelikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?