//Yazar'dan//
Ömer'in o sözünden sonra defne bir daha sesini çıkarmamıştı. O da biliyordu Ömer'in kadını olduğunu. Bedeninin sahibinin bu adam olduğunu. Ama kırgındı. Adama öylesine kırgındı ki.
Akşam yemeğinden sonra bir süre oturmuşlardı. Umut esnemeye başlayınca Ömer onu kucağına aldı ve yukarı çıkardı. Oğlunun üzerini değiştirdikten sonra onu yatağına yatırdı. Tam çıkmaya hazırlanırken Umut gözlerini açtı.
"Baba ben uyuyana kaday buyda kal."
"Tamam oğlum buradayım."
Ömer oğlunun yanına uzandı. Umut hemen kollarını babasına sardı. Ömer de onu daha çok kendine çekti. Oğlunu uyutana kadar saçlarını öptü kokladı.
Umut uyuduğunda Ömer onu yavaşça yatağına yatırdı. Üzerini örttü ve sessizce dışarı çıktı. Kendi odalarına geldiğinde Defne de yatmıştı. Defnenin uyuduğunu düşündü. Kendi üzerini değiştirdikten sonra yatağa uzandı. Uyuduğunu düşünüyordu Defnenin. Ama öyle değildi. Defne uyumuyordu bu gece Ömer'i dinleyecekti. Bakalım neler hissediyordu?
Ömer ellerini önce defnenin saçlarında gezdirdi. O kızıl saçların kokusunu derin derin içine çekmeyi öylesine özlemişti ki. Kafasını defnenin saçlarına gömdü. Derin derin içine çekti o kokuyu. Ne de özlemişti.
Ayrıldığında ellerini yüzüne getirdi. Yanaklarını avuçlarının içine aldı. Ona böyle dokunmayı seviyordu. Her zerresini hissetmeyi seviyordu.
"Ah be güzelim. Neden ördün ki aramıza bu denli güçlü duvarları? Biliyorum hatalıyım biliyorum seni çok üzdüm ama seni kendi canımdan öte seviyorum. Aşkın öyle bir ateşle yanıyor ki kalbimde hiçbir kuvvet söndüremez onu. Umarım seninki de kolay kolay sönmez. Sensiz olmaz. Sensizlik olmaz. Lütfen bana böyle bir acı yaşatma."
Ömer karısının alnına bir öpücük bıraktı. Sonra onu kendine çekti ve göğsüne yatırdı. Böylece sabaha kadar onun kokusuyla uyuyacaktı.
Defneyse kokusuyla huzur bulduğu adamın koynuna iyice sindi. Çünkü sabah kalktığında yine eskisi gibi davranacaktı ona. Yaşadığı o korkunun etkisi geçene kadar böyle devam etmek zorundaydı.
Önce vazgeçmek istedi Defne. Ömere deli gibi aşıktı. Hiçbir şey bu aşkın önüne geçemezdi. Şimdi mesela, asla çekilmezdi Ömer'in koynundan. Çünkü sevdiği adamın kokusunu özlemişti. Bugün boynuna kondurduğu o öpücük ne de heyecanlandırmıştı defneyi. Sonra silkelendi ve kendine geldi. En başından beri Ömer'e anlatmaya çalışmıştı bu işlerin sonunda başına neler gelebileceğini. Bunu dinlemeyen Ömer'di.
Sabah defne uyandığında Ömer'in koynuna sinmişti. Kolları belinde kafası göğsünde idi. Sadece bir geceydi istediği. Artık eskisi gibi olmanın zamanı gelmişti.
Ayağa kalktı ve camın önüne geldi. Pencereyi açtığında yüzüne vuran ılık rüzgar onu gülümsetmişti. Derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Hayatının en güzel günlerini de en kötü günlerini de Ömer'le geçirmişti. Hayatı öylesine değişmişti ki. Önce Ömer'le tanışması sonra oğlunun hayatına katılması Ömer'in yeniden hayatına girmesi başlarda yaşadıkları ne olursa olsun Ömer'den ayırmamıştı onu. Aksine ona olan aşkını körüklemişti."Ne düşünüyorsun?"
Defne arkasına döndüğünde Ömer meraklı gözlerle ona bakıyordu. Ne ara uyanmıştı bir fikri yoktu. Herhalde fark etmedim diye düşündü. Sonra bir cevap bekleyen Ömer'e dikti gözlerini.
"Bir dahakine başıma ne tür bir kötülük gelecek onu düşünüyorum."
Bunu söylerken bir mimik bile oynamamıştı suratında. Sanki az önceki o aşık gitmişti yerine acımasız biri gelmişti.
Ömer aldığı bu cevap karşısında bir süre Defnenin gözlerinin içine baktı. Sonra kafasını eğdi ve yavaş adımlarla banyoya yöneldi. Suçluluk duyuyordu zaten bir de Defnenin bunu dile getirmesi onu daha da üzüyordu. Şuan istediği tek şey Defnenin yanında olmasıydı. Bedeniyle değil kalbiyle,ruhuyla.
Banyodan çıktığında oda sessizdi. Demek ki defne çıkmıştı. O da üzerini değiştirdikten sonra aşağı indi. Defne salonda umutla oturuyordu. Oğlunun saçlarına bir öpücük bıraktı ve yanına oturdu.
Defne bir an Ömer'e baktı. İstediği olmuştu Ömer bu sabah onu alnından öpmeyecek kadar kırılmıştı. Ona sen sadece benimsin ifadesini taşıyan o öpücüğü vermeyecek kadar üzülmüştü. Defne yeniden önüne döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?