//Yazar'dan//
Odalarının önüne geldiklerinde Ömer kapıyı açtı. Defne tam içeri geçmeye hazırlanıyordu ki bir anda havalanmasıyla beraber şaşkınlıkla baktı Ömer'e. Adam bu bakışları hiç üzerine alınmadan kadını içeri doğru taşımaya başladı. Yatağın önüne geldiklerinde onun bedenini yavaşça yatağa uzandırıp kendisi de üstüne yerleşti.
"Ne oluyor?" Ömer dudaklarını ıslatıp elini elbisenin açıkta bıraktı göğüs dekoltesine getirdi.
"Bir şey olduğu yok, her şey balayına uygun olsun istedim." Defne yatağın üzerine bırakılmış gül yapraklarını avucuna aldı.
"Balayı? Biz biraz geç kaldık sanki bunun için."
Başını olumsuz anlamda salladı Ömer. "Aksine, bence tam zamanı." Eğilip dekoltenin bittiği yere dudaklarını bastırdı. Defnenin ağzından kaçan inlemeyle beraber kollarını okşamaya başlamıştı.
Başını kaldırıp onun dudaklarına yapıştığında hiç zaman kaybetmeden tamamen üstüne yerleşti. Defnenin ellerini ceketinde hissediyordu. Onu omuzlarından sıyırıp yere bıraktıktan sonra Ömer'in saçlarına daldırdı ellerini. Öpücüğüne karşılık vermeye devam ederken parmaklarını ensesinde gezdirdi. Her ne kadar kocasının oradan huylandığını bilse de bundan zevk alıyordu.
"Defne, uslu dur!" dedi Ömer dudaklarını kısa bir süreliğine ayırıp onun yüzüne bakarken. Ama elbette Defnenin muzip bir şekilde gülmesiyle dediklerini dinlemeyeceğini anladı. Gözlerini devirip elbisesinin askılarını omuzlarından düşürdüğünde bembeyaz teninde uzun uzun gezdirdi dudaklarını. Öpücükler göğüslere doğru gelirken bacaklarına kadar sıyrılan elbisesinin altına daldırdı ellerini. Bacaklarının iç kısmını okşamaya başladığında Defne gömleğin düğmelerini açtı. Tırnaklarını göğsüne geçirip gözlerini kapatırken dudaklarını ısırmaya başlamıştı.
"Aklımı başımdan alıyorsun."
Ömer'in sözleriyle beraber dudaklarında bir tebessüm oluşurken elbisesinin fermuarının yavaşça aşağı indiğini hissetmişti. Vakit kaybetmeden o da gömlekten kurtuldu. Kocasını ensesinden tutup kendine çektiğinde hızla dudaklarını kavradı. Açılan fermuarından içeri süzülen elleri elbette hissediyordu. Ömer sırtına doğru ilerlerken parmakları sütyen kopçasına takılınca onu açtı. Defnenin alt dudağını ısırdığı sırada elbiseyi ve sütyenin askılarını aşağı çekmeye başlamıştı. Kumaş parçasını karnına kadar indirdiğinde elini tamamen çıplak olan üst kısmında gezdirmişti. Yaklaşıp tam köprücük kemiğine dudaklarını bastırdıktan sonra her bir zerresine bastırdı dudaklarını. Defne daha şimdiden nefes nefese bir halde dururken yastığın ucunu sıkıca kavradı.
Ömer en sonunda elbiseyi tamamen çıkardığında onu yatağın kenarına bıraktı. Defne de onun pantolonundan kurtulunca bacaklarını adamın beline sarıp boynuna gömüldü. Birbir tenlerini öpücüklere boğmaya başladıklarında hiç zaman kaybetmeden tamamen çıkardılar üzerlerinde bulunan kıyafetleri.
Ömer Defnenin bacaklarının arasına iyice yerleştiğinde iki elini de sıkıca kavrayıp yatağın üzerine bıraktı. "Hazır mısın?"
"Evet." Bir hamlede bedenlerini birleştiğinde karısının ağzından küçük bir çığlık koptu. Ömer bunu engellemek istercesine onun dudaklarına gömüldüğünde deli gibi öptüler birbirlerini. Bu gece ikisi de duracak gibi değildi.
••••••
"Haplarını hala kullanıyor musun?" Defnenin üstünde gidip gelmeye devam ederken hala yeni başlamış kadar dinçti.
"Evet, neden etmeyeyim?" Ömer alt dudağını sarkıtıp biraz daha yaklaştı Defneye.
"Bilmem, belki yeni bir çocuk düşüncesi düşmüştür aklına diye." Hafif doğrulup onun sarkıttığı alt dudağını dudaklarının arasına alıp öptü Defne. Ardından kendini yeniden yatağa bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?