//Ömer'den//
Eve geldiğimizde saat gece yarısını geçmişti. Defneye baktığımda yorgun görünüyordu. Meleğim benim çok yoruldu bugün. Araba durduğunda önce kendim indim. Defnenin yanına gelince kapısını açtım ve inmesine yardım ettim. Ama uykulu olduğu için hareket etmiyordu çok fazla. Böyle olmayacağını anlayınca direkt kucağıma aldım onu.
Kapıya yaklaştığımda umuta bakması için tuttuğumuz kadın açtı kapıyı. Bizi böyle görünce gülümsedi ama benim ona baktığımı görünce hemen başını eğdi. Çekilmesini beklerken o da anlamış olacak ki sağa doğru geçti. Bende defneyle birlikte içeri girdim.
Kucağımda kedi gibi bir yere toplanmış, kolları karnının üstünde duruyor saçları da aşağıya doğru sarkmıştı. "Meleğim..." diye fısıldadım kulağına. Tepki vermemiş olsa da uykusunda mırıldandığı anda çıkan sesler cevap olmuştu bana. Kadınım kucağımda odaya çıktım. İçeri girdiğimde onu yavaş ve dikkatli bir şekilde yatağa yatırdım.
Bedeni yatakla buluşur buluşmaz kendine bir pozisyon ayarlamıştı. Hafif sağa doğru dönüp bir elini yastığa diğer elini karnına getirmişti. Alnına bir öpücük bırakıp doğruldum yataktan. Koltuğun kenarına bırakılmış olan geceliği alıp yanına yaklaştım. Üzerindeki lacivert elbiseyi omuzlarından başlayarak aşağı doğru indirdim. Tamamen üzerinden çıkardığımda elbisesiyle aynı renk olan iç çamaşırları, tüm bedenimi harekete geçirmişti.
İyice belirginleşmiş olan karnına ve aldığı kilolara rağmen vücudu hiç bozulmamıştı neredeyse. Hatlarının daha da dolgunlaşması ise bana ödül olmuştu.
Elim sütyenden taşan göğüslerine gittiğinde ona iyice yaklaşmıştım. Her ne kadar kendime 'Sakin ol!' komutları vermeye çalışsam da tenine değdiğim an bütün vücudum alev almıştı. Ellerim göğüslerinden karnına doğru inmeye başladığında elimdeki geceliği bir kenara fırlatmıştım. Bunu giymesine gerek yoktu.
Gözlerimi zor da olsa bedeninden çekince sersemlemiş gibi oldum. Kendi üzerimdeki kıyafetleri çıkarırken gözlerim ister istemez yine onun bedenine kaymıştı. Derin bir nefes aldım, kendime gelmeliydim.
Az bir zaman kalmış sonrasında bu bedene istediğim kadar sahip olacaktım. Bir süre sonra defne yeniden benim olacaktı.
Sadece iç çamaşırımla girdim yatağa. İçimde Defneye karşı duyduğum arzuya yenilmemek için kendimi kokusuyla bastırdım. Onu göğsüme doğru çekip saçlarına sayısız öpücük bıraktım. Artık uyuyabilirdim.
{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}{•}
Sabah uyanmama sebep olan şey göğsümde hissettiğim sıcak dudaklardı. Bu dudakların sahibini tahmin etmek çokta zor değildi. Gözlerimi hala açmamıştım.
"Sabah sabah bu ne istek?" dediğimde tenime değen dudaklar bir anda geri çekilmişti.
"Şuan bir yunan tanrısı gibi durduğundan haberin yok senin. İnanılmaz derecede günaha davet ediyorsun beni." Söyledikleri ile arzuya çalınan gözlerimi açmıştım. Gözlerimin içine baktığında gülümsemişti, eminim ki gözlerimin rengi koyulaşmıştı.
Eli göğsümden karnıma oradan da aşağıya doğru indi. Ona olan arzum gözlerim dışında başka yerlere de uğramıştı.
"Anlaşılan birileri fazlasıyla özlemiş..." dedi elini oradan çekmeden. Bir hamlede onu üstüme çektim. Bebeğimize dikkat etmek zorundaydım. Yüzüme tamamen yayılan saçları gözlerimi dahi kapatmıştı.
Gözlerimdeki kızıl saçları çekip yanağına bir öpücük bıraktım. "Sen böyle yapmaya devam edersen, bebeğimiz için iyi şeyler olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Hayran Kurgu"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?