2 Ay Sonra...
//Ömer'den//
Uyandığımda yıllarca seyretsem sıkılmayacağım bir manzara vardı. Defne Umut'a sıkıca sarılmıştı. Kızıl saçları yastığa dağılmış dudakları düz bir çizgi halindeydi. Tek dirseğimi başımın altına koydum ve elimi yüzünde gezdirmeye başladım. Yanaklarını avuçlarımın içine aldım. Ben anın tadını çıkarırken Defne gözlerini yavaşça hareket ettirdi sonra da açtı. Benim ona baktığımı görünce o da şirin bakışlarını bana gönderdi. Hâlâ eskisi kadar iyi değildi aramız. Ama elbet düzelecekti. Şimdilik bir şey demiyordum ama zamanı geldiğinde aramıza örülü bu duvarda yıkılacaktı.
"Günaydın."
"Günaydın."
Sessizce yataktan doğruldu ve sabahlığını üzerine geçirdi. Banyoya girdiğinde bende Umut'a döndüm. Hâlâ masum masum uyuyordu. Ona gülümsedim hayatımın en güzel mucizesiydi. Defnemin bana verdiği en güzel gerçekti.
Defne banyodan çıktığında üzerini değiştirmişti. Aşağı indiğinde bende ayağa kalktım. Defnenin peşinden giderken sırıtıyordum. Her ne kadar bana karşı boş duyguları olduğunu belli etmeye çalışsa da yanına yaklaştığımda kalbinin atışlarını duyabiliyordum. O da eskisi gibi seviyordu beni, hemde çok.
Mutfağa geldiğimde kahvaltı hazırlıyordu. Yavaş yavaş yaklaştım ve beline kollarımı sardım. İrkildiği her halinden belliydi ama konuşmadı. Zaten benim de canıma minnetti.
Ellerimi belinden başlayarak yukarıya doğru sürte sürte çıkardım. Saçlarını boynundan çekip dudaklarımı ensesine bastırdım.
"Kahvaltı hazırlamam lazım." deyip beni hafifçe itti.
"Kahvaltının canı cehenneme." deyip onu kendime çevirdim ve dudaklarına yapıştım. Özlemle onu öperken Defne ise ne tepki veriyor ne de kurtulmaya çalışıyordu. Ki denese bile başaramazdı. Ayrıldığımızda ikimizde nefes nefeseydik. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. Bu hareketine sırıttım ve ona daha da yaklaştım.
"Karıcığım eğer benim tadımı beğendiysen dudaklarını yalama direkt olarak bana söyle.""Ya ne demezsin?"
Sinirle önüne döndü ve yeniden işine koyuldu. Hadi ama buraya kadar gelmişken istediğimi almadan bırakmam. Ellerimi bedeninde yeniden gezdirmeye başladım.
"Ömer birazdan Umut gelecek."
"Hâlâ uyuyor o karıcığım."
Bana döndü ve tezgaha yasladı kendini. Gözlerini kısarak bana bakmaya başladı. Bende kollarımı bağladım ve sırıtarak ona bakmaya başladım.
"Senin niyetin ne bana bir bahsetsene?"
"Hm benim niyetim ne? Bir düşünelim. Umut uyuyor biz yalnızız ve de en önemlisi-kendimi ona bastırdım- hissediyor musun?"
Yutkundu ve olumlu anlamda kafa salladı. Güzel,artık konuşmak yok. Ona yaklaştım ve dudaklarımı boynuna gömdüm.
"Umut uyanana kadar zamanımız var. Paşa dün geç yattı yani rahat rahat sevebilirim seni."
Boynunu geri çekmeye çalıştı dudaklarım tenine sürttükçe geri gidiyordu. Sonunda pes etti ve onu öpmeme izin verdi. Bu beni ziyadesiyle memnun etmişti. Bunun verdiği sevinçle onu öpmeye devam ettim.
//Defne'den//
İki aydır ondan kaçmak için birkaç hamlede bulunmuş olmama rağmen devamını getirememiştim. Vazgeçmiştim. Dudaklarımı şimdi deli gibi öpen dudakları içimdeki duyguları harlamıştı.
Yavaşça beni kucağına aldı. Bir eli bacaklarımda diğer eli ise sırtımdaydı. Merdivenlerden çıkarken elleri de dudakları da hiç rahat durmuyordu. Bizim odamızda Umut uyuduğundan başka bir odaya girdik. Kafamı Ömer'in boynundan çekip etrafa baktım. Bu odaya daha önce hiç girmemiştim. Bir dakika ya! Ben neden bu odaya hiç girmedim?
Neyse şimdi bunu düşünmeyeyim. Ömer beni yatağa yatırdı ve kendi de üzerime uzandı. Gözlerine baktığımda mutluluk vardı sevinç vardı ama en çokta AŞK.
Beni sevdiğini bilmek güzel hissettiriyordu. Ellerimi ensesine getirdim boynundan tutup kendime çektim. Dudaklarını öptüğümde o da bana karşılık veriyorlardı. Ensesini okşayıp onu kendime daha da çekiyordum. Diğer elimi göğsünde gezdirirken kalbinin atışlarını hissettim. Ayrıldığımızda gülümsedim. Onunda gözlerinin içi gülüyordu.
"Neden gülüyorsun?"
"Kalbinin atışları hoşuma gidiyor."
Eğildim ve kalbinin bulunduğu yeri öptüm.
"Beni sevdiğini bilmek hoşuma gidiyor."
Elleri üzerimde ki tişörtü omuzlarımdan sıyırdı. Dudaklarını omzuma gömdü. Hasretle öperken köprücük kemiğime kadar indi. Sonra dudaklarını çekip yeniden gözlerime baktı.
"Bana eskisi gibi bakıyorsun. Öylesine güzel ki bu bakışlar. Beni bir kere daha aşık ediyorsun kendine."
"Sen benim oğlumun babasısın. Sen benim bedenimin ilk ve son sahibisin. Ben sana aşığım Ömer. Ne kadar senden kaçmaya çalışsam da sana zarar versem de seviyorum ben seni. Ve artık mutlu olmak istiyorum. Seninle ve oğlumla sonsuza kadar mutlu olmak istiyorum."
Bu sözleri sarf ederken gözlerimin içi gülüyordu. O da aşık gözlerle bana bakıyordu. Yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Meleğimsin sen benim. Bu hayata tutunma sebebim. Kokunu bile öylesine özlemiştim ki. Beni bıraktığın gün canım öylesine yandı ki. Geldiğimde seni bulamayınca...delirdim. Başka bir adamla evlenmenden korktum onu sevmenden onun sana dokunmasından korktum. Ben seni kaybetmekten çok korktum."
"Sen benim bedenimi mühürledin Ömer. Asla böyle bir şeye izin vermezdim."
"Şimdi her şey çok güzel olacak sen ben oğlumuz çok mutlu olacağız."
"Sana güveniyorum."
Yeniden dudaklarıma eğildi ve öpmeye başladı. Üzerimde ki tişörtü çıkardı sonra da altıma giydiğim şortu. Kalktığında kendi üzerini de çıkardı. Beni baştan aşağı süzdü ve üzerime uzandı. Südyenimin kopçasını açtı sonra da iç çamaşırımı çıkardı. Ellerimi kollarına koyup ona baktım. Kendini bana ittiğinde bedenimi hafif havaya kaldırdım. Canım acımıştı ama fazla değil. Tırnaklarımı kollarına geçirdim.
"Sen...sadece...benimsin...sadece...benim."
"Sadece seninim sadece senin."
Ömer daha da hızlanmaya başladı. İkimizde inliyorduk. Kollarımı sırtına doladım ve onu daha da kendime çektim. Boynumdan kafasını kaldırdı ve göğüslerimi avuçladı. İçimde hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi kapattım. Ömer yorgunlukla kafasını göğüslerime koydu. Ellerimi sırtında gezdirmeye başladım.
"Umut birazdan uyanır,kalkmalıyız."
"Defne çok yorgunum ne olur biraz yatalım." derken çoktan üzerimden inip beni de kendine çekmişti. Kollarını da bana doladı. Saate baktığımda 9.28'di.
"Sadece yarım saat."
"Tamam sevgilim."
O gözlerini kapattı bende etrafımı incelemeye başladım. Her yer siyahtı üzerinde yattığımız yatak bile. Sonra komedinin üzerinde bir defter gördüm. Onu aldığımda yavaşça açtım. İçinde benim nara kalem olarak çizilmiş resimlerim vardı. Çeşitli zamanlarda. Gülümseyerek arkamı döndüm tam bir şey söyleyecekken uyuduğunu fark ettim. Sakallarını okşayıp yanağına tüy gibi bir öpücük bıraktım.
"Ben sana hala çok aşığım Ömer. Hala çok seviyorum."
YB GELDİ...
GECİKME İÇİN ÖZÜR DİLERİM.
UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.
BİR SONRAKİ BÖLÜM ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SONU GELECEK.
HOŞÇA KALIN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?