//Defne'den//
Eğilip çiçeği yerden aldığında dudaklarımı ısırmaktan neredeyse kanatacak raddeye gelmiştim. İçine iliştirilmiş kartı eline alarak çiçekleri öfkeyle yere fırlattı.
Korkuyla ona bakarken gözlerini notta gezdirdi. Okudukça sinirlerinin harlandığını çok iyi anlıyorum. Sertçe yutkunup başımı eğdim.
Ömer gözlerini yeniden bana çevirdiğinde hızla kolumdan tutup kendine doğru çekti. "Sen bugün bu adamla konuştun mu?"
"E-Evet a-ama..." Sözlerimi tamamlayamadan beni duvara yasladı. Elini yumruk haline getirip sinirle arkaya bir yumruk attığında irkildim ve gözlerimi kapattım. Delirmişti resmen, kim bilir ne yazdı o şizofren.
"Ama ne lan?! Ne?! Sana asılmaya çalışan bir adamla niye konuşuyorsun?"
Kendimi açıklamazsam daha da delirecekti. "Ö-Ömer, bir dinle lütfen." Odanın kapısını açıp beni elimden tuttu ve resmen sürükledi içeri. Notta onu bu kadar delirtecek ne yazdığını merak ederken beni yatağa fırlatıp üzerime çıktı ve bileklerimi sıkıca tuttu.
"Ne dedi sana?! Anlat!" Sinirinden dolayı nefesleri sıklaşmıştı ve göğsü sürekli olarak vücuduma değiyordu.
"Sen aşağıdayken kapı çaldı, bende senin geldiğini düşünüp açtım. O vardı karşımda. Ömer yemin ederim kovdum onu." Bileklerimde duran elleri hafiflerken gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı.
"Sana ne teklif etti?" diye sordu dişlerinin arasından.
"Y-Yemek yiyelim dedi."
"Sonra?!"
"O-Odasına çağırdı." Sinirle üstümden kalktığında elini saçlarına atmıştı.
"O adamı yerin dibine sokmazsam.." Hızla yürümeye başladı. Bende korkuyla yataktan çıktım. Bir delilik yapmasına engel olmam lazımdı, oteldeydik ve bu onun başını belaya sokardı.
Tam dışarı çıkmaya yeltenmişti ki kapıyla arasına girdim. Sinirden kaskatı kesilmiş vücudu benim asla durduramayacağım kadar güçlüydü ve başka yollar bulmam lazımdı.
"Çekil önümden." dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.
"Sakin ol." Kapıya bir yumruk attığında kırılacak diye ödüm koptu. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Gözlerinden ateş çıksa yeridir.
"Elin herifi karımı odasına çağıracak ve ben sakin olacağım öyle mi?"
Yaklaşıp sıkıca sardım vücudunu ve başımı göğsüne yasladım. Onu sadece böyle sakinleştirebilirdim. "Şuan iş adamı sıfatıyla buradasın ve en ufak hata senin de şirketin de ismine zarar getirir."
"Umrumda mı?! O adamı parçalara ayırmadan durmayacağım." Beni kendinden uzaklaştırmaya niyetlense de daha da yapıştım ona. Hala çok sinirliydi.
Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri kapalıydı ve çenesini kasılı haldeydi. Elimi sakallarına getirip okşadım ve dudaklarına bastırdım dudaklarımı. Bunu elbette beklemiyordu.
Bir süre karşılık vermedi, ama pes edecek gibi değildim. Onu kapıya ben dayadım bu sefer ve ellerini tutup belime sardım. Öpmeye devam ederken kendimi ona tamamen bastırdığımda hırlayıp kalçalarımı sıktı ve beni kucağına aldı. Dudaklarımı öylesine vahşi öpüyordu ki ona yetişmekte zorlanıyordum. Bacaklarımı beline sardım. Ensesinde ellerimi gezdirirken bacaklarımda gezen sert ellerini hissediyordum.
Yavaşça ayrıldığımızda nefes nefese bana baktı. "Çok sinirliyim, bu halde devam edersek canını yakarım."
Göğsüne dokundum. "Umrumda değil, seni istiyorum." Bunu söylediğim anda bedenini kapıdan ayırdı. Daha farkına varamadan beni yatağa doğru uzandırmıştı bile. Elleri üstümdeki ince elbiseyi paramparça ederken bileklerimi başımın üzerinde tuttu. Bu gece asla durmayacaktı, ne inlemelerim ne de çığlıklarım onu etkilemeyecekti. Ama en azından katil de olmayacaktı. Benim yanımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?