//Yazar'dan//
"Her şey bitti, her şey bitti. Ömer bitti biz bittik. Her şey bitti, bitti, bitti..."
Koltuğun üzerinde oturup bacaklarını kendine doğru çekmişti. Başı ellerinin arasındayken sürekli olarak aynı şeyleri tekrar ediyordu. Telefonu az önce duvara fırlattığından dolayı yerde duruyordu. Son mesajdan sonra saatlerce kalmıştı dışarıda. İçeri girer girmez de ilk işi telefonundan sinirini çıkarmak olmuştu.
Göz yaşları hala durulmazken o son fotoğraf bir türlü aklından çıkmıyordu. "Seviyorum dedin Ömer, gözlerimin içine baka baka seviyorum dedin. Yalan söylemiş olamazsın!" Ömer'in tişörtünü eline aldı. "Ben aptal gibi senin kokunu özlerken sen kendine yeni kokular buldun. Sen benden vazgeçtin!" Hıçkırıkları durulmazken tişörtü sinirle koltuğa fırlattı.
Ne yapacağını bilmez bir halde otururken gözleri yerdeki telefona kaydı. Bu ihaneti asla Ömer'in yanına bırakmayacaktı. Bırakamazdı. Ayaklanıp sarsak bir şekilde ona doğru yürüdü ve yere çöktü. Telefonun kırılan ekranına ümitsiz bir şekilde bakarken ana ekran tuşuna bastı uzun uzun.
"Hadi lütfen, lütfen çalış!"
Telefon bir süre sonra açıldığında Defne gözlerini sildi. Numaralar kısmından avukatı bulunca üzerine bastı. Gecenin bu saatinde aradığı için elbette şaşırmıştı avukat.
"Buyurun Defne hanım."
"Bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm. Ancak sizden bir şey istiyorum." Derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.
••••••
Ömer ertesi gün uyandığında her zamanki gibi eksikti. Gözleri yanındaki boşluğa kayarken elini Defnenin yastığında gezdirdi.
"Bugün geleceğim yanına güzelim, yeter bu kadar ayrı kaldığımız." Ayaklandı. Banyoya girip soğuk suyla duş aldıktan sonra üzerine siyah bir takım elbise giydi. Alt kata indiğinde sadece kahvesini içip evden ayrıldı.
Şirkete geldiğinde direkt olarak kendi odasına geçmişti. Çok geçmeden Oğuz girdi içeri. Ömer gözlerini ona çevirdi.
"Abi, Defne hanıma ulaşamıyoruz." Ömer kaşlarını kaldırdı.
"Ne demek ulaşmıyoruz Oğuz? Telefonundan bakmadınız mı yerine?"
"Telefonundan sinyal alamıyoruz abi. Arabaya koydurduğumuz GPS cihazı ise devre dışı kalmış." Ömer sinirle ellerini masaya vurdu.
"Bana Defneyi bulacaksınız Oğuz. Derhal!"
Oğuz başını sallayıp odadan çıktığında Sinan girdi içeri. Elinde postalar vardı. Onları Ömer'in önüne bıraktı.
"Bunlar senin." Ömer onları teker teker incelerken Sinan arkasına yaslandı.
"Defneyi arıyormuşsun."
"Ulaşamıyorum ona. Benden saklanıyor."
"Ona da hak vermelisin. Bir gece dünyası başına yıkıldı resmen." Ömer dün Nil'in getirdiği DNA testini Sinan'a uzattı.
"Dün bunu o kadın getirdi." Sinan eline alıp sonuca baktı.
"Buna inanıyor musun?"
"Hayır, Nil bir şeyler saçmaladı başta biraz şüpheye düştüm ama inanmıyorum."
"Acaba çocuğa mı yoğunlaşsan? Belki bir sonuca ulaşırsın. Ayrıca testi yenilemek istiyorsan ona yakın olman lazım." Ömer kalan son zarfı açmadan önce Sinan'a baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?