//BÖLÜM 9//

25.7K 726 105
                                    

//Ömer'den//

Telefon konuşmam bittiğinde geri döndüm. Odaya girdiğimde defne orada yoktu. Sinirle yukarıya çıktım. Zaten başka nereye gidebilirdi ki? O çocuğun odasına girdiğimde defne onun yanına oturmuştu. O arabalarıyla oynarken defne de yanında bağdaş kurmuş oturuyordu. Yüzünde oğlunun yanında hiç eksik etmediği sıcak bir tebessüm vardı.

Defne beni görünce ayağa kalktı. Sinirle onun yanına gittim. Benim yapacaklarımı anlamış olacak ki oğluna döndü. Alnından öpüp geri çekildi.

"Geri geleceğim annecim." Beraber dışarı çıktık. Elinden tutup aşağı sürüklemeye başladım. Odaya geldiğimizde belinden tutup yatağa fırlattım. Üzerine giderken o da yatakta doğruldu ve geri gitmeye başladı. Sonunda yatağın başlığına dayanınca pes etti. Derin bir nefes alıp bana baktı. Bende onu sıkıştırıp öpmeye başladım. Karşılık vermeyince alt dudağını dişlerimin arasına aldım ve ısırdım. İnledi ve zorla da olsa karşılık vermeye başladı. Ellerim belinden aşağı geldi ve kalçalarında durdu. Orayı sıkınca yeniden inledi.

Dudaklarından ayrılıp boynuna doğru yol aldım. Defne sadece duruyordu. Bu benim hoşuma gitmiyordu. Bana dokunmasını istiyordum. Kokusunun bana karışmasını vücudumda izler bırakmasını. Ama onun gözünde bunları yapacağı kişi değildim.

Onu yavaşça yatağa yatırdım. Üzerine çıkıp kendimi ona bastırdım. Bir süre daha bedenini öptükten sonra ayağa kalktım. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Onu umursamadan odadan çıktım. Bana karşılık vermemesi canımı sıkıyordu. Ama şimdilik sakin kalmalıydım. Ona sahip olacağım zamanlar da gelecek. İlerde sadece benim için kendini harcayacak. İstediğim her şeyi kendi rızasıyla yapacak.

Aşağı indim ve çalışma odama girdim. Biraz çizim yapmak iyi gelecekti. Akşama kadar çıkmadım oradan. Kafamı dağıtıp sinirlenmemek için duruyordum. Defnenin canını yakmak istemiyorum çünkü.

Hizmetçi odaya girdiğinde yemeğin hazır olduğunu söyledi. Kafa sallayıp ayağa kalktım. Masaya oturduğum da defneyi de getirmelerini emrettim. Ama hizmetçi bana defnenin oğlunu yedirdiğini söyledi. Yumruklarımı sıktım. Her saniye onun yanındaydı. Sadece onu umursayıp onu düşünüyordu. Yine de getirmelerini söyledim.

Bir süre sonra defne geldi. Bana nefretle bakıyordu. Yanıma geldi ve tepemde dikildi.

"Neden beni istiyorsun?"


"Beraber yemek yiyeceğiz."


"İstemiyorum."


"İstek değil emir." Ellerimi masaya vurup söylediğim bu sözlerden sonra karşıma oturdu. Daha ne kadar sürecekti bilmiyordum. Oğlu ile aralarına girmek imkansızdı. Aslında deli gibi merak ediyordum. DNA testi yapabilirdim ama sonuçtan korkuyordum. Benim çocuğum olmamasından. Can yakıcı o ihtimalden. İlk defa bir kadından böyle etkilendim. Kolay kolay da vazgeçmeyeceğim.

Defne yemeğini yerken bende onu seyrediyordum. O kadar iyi bir anne olmuştu ki. Kıskanmamak elde değildi.

Yemekten sonra Umut'un yanına çıkmak istedi. Umutmuş adı. İzin vermedim. Bu gece benimle ilgilenmesini istiyordum. Elinden tuttum ve salona götürdüm. Hizmetçilere bir meyve tabağı hazırlamalarını söyledim. Koltuğa defneyi oturtup bende dizine yattım. Defne başta itiraz etse de sonradan sinirimi görünce vazgeçti. Tabak gelince masanın üstüne koydum.

"Defne bana meyve ver."


"Kendin al."


"DEFNE!"


"Tamam be!" Tabağa uzandı ve alıp bana uzattı. Ağzımı gösterip yedirmesini istedim. Oflayarak yedirmeye başladı.

Tabak bittikten sonra beraber odaya çıktık. Bu gece beraber yatacaktık. O yüzden benden izin alıp önce oğlunu görmeye çıktı. Geri geldiğinde ben üzerimi değiştirmiş yatağa uzanmıştım. Defne içeri girdiğinde bana baktı.

"Ne giyeceğim ben?"


"Dolapta var." Defne açtı ve içlerinden bir gecelik aldı. Tam banyoya girecekken ayağa kalktım. Yanına gittim ve elimi beline sardım. Kulağına fısıldadım.

"Burada giyineceksin.Karşımda." Defne bana döndü. Kararlı olduğumu görünce konuşmadı. Üzerine giydiği tişörtü çıkardım. Bir adım geri gitti.

"Tamam sen dokunma." Yeniden yatağa uzandım. Altındaki pantolonu çıkardığında kendimi zor tutuyordum. Şuan onunla birlikte olmak istiyordum.

Geceliğini giyip yanıma uzandı. Siyah dantelli geceliği öyle güzel olmuştu ki tenine. Ellerim hemen onun vücudunda hakimiyet kurmuştu. Sırtı bana dönüktü. Ellerim omurgasını turladı. Yavaşça yukarı çıkıp saçlarına dokundum. Boynuna dudaklarımı gömdüm ve öpmeye başladım. Kendimi de sıkıca ona bastırdım. Yatakta hafif ileri gitti. Onu belinden tutup yeniden kendime çektim. Sırt üstü yatmasını sağlayıp dudaklarını öpmeye başladım. Ellerimizi birleştirdim ve yatağa bıraktım. Bacaklarının arasına iyice yerleşip öpmeye devam ettim. Hiçbir şey yapmadan duruyordu. Gözlerini sıkıca kapatmıştı. İleri gittiğimi anladım ve durdum. Kafamı boynuna gömünce derin bir nefes aldı. Boynuna bir öpücük bırakıp gözlerimi kapattım.

Sabah uyandığımda hâlâ defnenin boynunda idim. Yavaşça kaldırdım kendimi üzerinden. Bugün şirkette işlerim olduğundan oraya gidecektim. Defneyi uyandırmaya çalıştım.

"Defne." Dürttüm birkaç kere. "Defne uyan." Sonunda gözlerini açtı.


"Ne oldu?"


"Duşa gireceğim çıktığımda takım elbisem hazır olsun. Ha birde saat seç." Kafasını sallayınca bende duşa girdim.

//Defne'den//

Ona itiraz etme gibi bir şansım yoktu. Huyuna gidecektim.

Giyinme odasına girdiğimde Ömer'e bir takım elbise seçtim. Sonra ona uygun bir de saat. Yatağı toplayıp üzerine takım elbiseyi bıraktım. Bu sırada Ömer çıktı duştan. Beline bir havlu sarmıştı sadece. Ona bakmamaya özen gösteriyordum.

"Seçtim. Giyin ben Umut'un yanındayım." Tam gidecekken beni kolumdan tuttu ve kapıya yasladı. Çıplaktı sadece beline sardığı bir havlu vardı ve bu beni çok rahatsız ediyordu.


"Ömer ne yapıyorsun?"


"Gitmeyeceksin burada kalacaksın."


"Ama-"


"Aması yok!" O üzerini giyinirken bende cama gidip dışarı bakmaya başladım. "Defne." Arkamı döndüm. Pantolonunu giyinmişti.

"Efendim."


"Gömleğimi sen giydir."


"Ömer çocuk musun? Giyin işte."


"Defne! Güne güzel başladım sakın beni tersleme. İnan bana seni bütün gün çıkarmam bu odadan. Beni giydirmek yerine soymak zorunda kalırsın."

Bulunduğu bu iğrenç ima yüzünden yanına yaklaştım. Gömleğini kollarından geçirip düğmelerini ilikledim. Sonra saatini de takıp ceketini giydi.

Evden gittikten sonra bende Umut'un yanına gittim. Uyanmış yatakta oturuyordu.

"Annecim."


"Anne!" Bana sarıldı ve kocaman bir öpücük bıraktı yanağıma. Yatağa oturduğumuz da bana bir şey söylemek ister gibiydi.

"Anne o adam kim?" Sorduğu bu soru beni afallatmıştı. Buna cevap verebileceğimi sanmıyordum. O yüzden konuyu değiştirdim.

"Sen kahvaltı yaptın mı? Hadi kahvaltı yapalım." Yataktan kalkıp kapıya yöneldim. Ama söyledikleri durmamı sağlamıştı.

"O adamın benim babam oyduğunu biyiyoyum anne."...





YB GELDİ.

VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM.

GÖRÜŞÜRÜZ...

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin