//BÖLÜM 32//

15.7K 496 83
                                    

//Yazar'dan//

Ayrılık kadar acısı var mıydı? Sevdiğini görüpte dokunamamak, yanında olupta kokusunu içine çekememek. Sonsuza kadar süren bir küslük olabilir miydi? Kalbi camdan bir bardak misali binbir parçaya ayrılmış bir kadın tekrar sevdiği adamın kollarında hayat bulabilir miydi? Affetmek bu kadar kolay mıydı? İşte Ömer de bunu merak ediyordu?

Defne bu sözünden sonra hiç beklemeden içeri girdi. Arkasında bıraktığı enkazı umursamadan. Artık kimse tanıyamıyordu Ömer'i. Yine gözleri dolmuştu. Yıllardır ağlamayan adam sevdiğinin bir sözüyle ağlayabiliyordu artık. Ey aşk sen neler açtın bu mafyanın başına?!

Ömer de kendini toplayıp içeri girdi. Güçlü olmalıydı, zaten Defnenin de hemen kendini affedeceğini düşünmemişti. Onun yaşadıklarının da kolay olmadığını biliyordu.
Salona geldiğinde defne koltuğa oturmuş umut da yanındaydı. Babasını görünce gülümsedi.
"Baba sende gey. Aytık hiç ayrılmayayım."

Ömer oğlunun uzattığı elini tuttu ve yanına oturdu. Yüzünü avuçladı. Saçlarını alnından çekip başına bir öpücük kondurdu.
"Sana söz veriyorum artık bizi kimse ayıramayacak."

Defne tam doğrulmaya niyetlenmişti ki karnına giren acıyla inledi ve yeniden oturdu. Defnenin bu sesi Ömer'i de umutu da telaşlandırmıştı. Ömer hemen ayağa kalktı elini Defnenin beline getirdi. Defne sinirle Ömer'in elini itti.
Umut orada olduğu için sesini çıkaramıyordu ama bakışları her şeyi anlatıyordu. Ömer Defnenin gözlerine bakmadan onu kucağına aldı ve odasına çıkardı. Hizmetçiler zaten hazırlamıştı her şeyi.
Defneyi yatırdıktan sonra alnına bir öpücük bıraktı.

"Ömer dur. Dokunma lütfen."

"Defne, Defnem yapma güzelim. Biliyorum sözümü tutamadım ama yemin ederim sana bunu yapan kişiye bedel ödeyeceğim. Yemin ederim yapacağım."

"Onu bulsan ne olacak ki? Ben yaşadıklarımı unutacak mıyım? O gün olanları aklımdan atabilecek miyim?"
Defne çoktan ağlamaya başlamıştı. Ömer onu böyle görmeye dayanamıyordu. Karısını, sevdiği kadını ağlarken görmeye dayanamıyordu.
"B-biliyorum hata yaptım. Daha tedbirli olmalıydım. Ama lanet olsun daha kimsenin senden haberi bile yoktu. Tahmin edemedim. Lütfen beni affet. Ben sensiz yaşayamam."

"Canım öylesine acıyor ki. Ömer benim canım çok yandı. Gözlerimi ne zaman kapatsam o adamın yaptıkları geliyor aklıma. Bunları kolay kolay sindirmeyeceğim ve buna sebep olan seni affetmek istemiyorum."

"A-ama-"

"Ömer konuşmayalım ne dersen de söyleyeceğimi söyledim. İkimizde susalım ki kimsenin kalbi kırılmasın."
Ömer konuşmadı sadece kafasını sallamakla yetindi. Artık onun da takati kalmamıştı. İkisi de kırıktı ikisi de paramparçaydı. Ne konuşacak hal ne de kavga edecek derman vardı ikisinde de.

Birkaç saat sonra hava kararmaya başlamıştı. Umut ile Ömer aşağıda otururken defne dinleniyordu.
Umut babasına ilerde neler yapmak istediğini anlatıyordu Ömer de gülerek dinliyordu onu. Baba oğul mükemmel zaman geçiriyorlardı. Sonunda umut Ömer'in kucağına zıpladı ve oturdu.
"Böyle baba şimdiyik. Ama şey ya diyoyum ki..."

"Ne diyorsun paşam?"

"Ya hep beyabey tatile gidelim."

"Mesela nereye?"

"Annem İzmiyi çok seviyor. Oyaya gideyim bence."

"Annen bir iyileşsin ona sürpriz yaparız ne dersin?"

"Hayika oluy."

//Ömer'den//

Biz böyle konuşurken hizmetçi masanın hazır olduğunu söyledi. Beraber masaya geçtik. Yemeğimizi yedikten sonra umut yorgun olduğunu söyledi. Bende onu kucağıma aldım. Önce Defnenin yanına geldik ve umut Defnenin yanağını öptü. Sonra yeniden kucağıma geldi ve onun üzerini değiştirip yatırdım.
Sonra kendi odamıza geldim. Defne hala uyuyordu. Bende bir duş aldım ve sonra üzerimi çıkardım. O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi...
Defneye arkadan sarıldım karnına denk gelmemesine dikkat ettim. Saçlarına kafamı gömdüm ve derin derin kokladım. Defne de uyanmaya başladı.
"Ö-Ömer?"

"Söyle güzelim."

"Umut uyudu mu?"

"Evet az önce yattı."
Yeniden kapattı gözlerini. Neden bana bir şey söylemedi ki? Artık hiç mi umurunda değilim?
Yanaklarımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımız anladım. Hadi ama! Bu kaçıncı oldu. Yeter artık.
Kalbimde oluşan bu sızı göz yaşlarımı boşaltıyordu. Şuan Defneye öylesine ihtiyacım var ki. Ama o yok. O artık benim Defnem değil. Beni sevdiğinden bile şüphe ediyorum. Bir dakika ya, hayır ne diyorum ben? Defne beni seviyor... seviyor. Affedecek ama ya hiç...
Bu sırada defne arkasına döndü. Beni böyle görünce şaşkınca baktı.
"S-sen n-neden a-ağlıyorsun?"

"Defne canım çok yanıyor. Senin bu soğukluğun kalbimi acıtıyor. Neden yapıyorsun bunu? Beni hiç mi umursamıyorsun? Ama ben seni çok seviyorum."
Bu sözlerim üzerine defne acıyla gülümsedi.
"Biliyorum Ömer canın çok yanıyor. Ama bana zaman ver lütfen. Her şeyi sindirmek için bana biraz zaman tanı. Sonrasında her şeyi düpedüz konuşacağız."

"Tamam Defne, tamam her şey istediğin gibi olacak. Ama lütfen bana böyle soğuk davranma. Sen benim sevdiğim kadınsın zaten günlerdir sensiz kendimde değildim. Şimdi daha da yaralama beni lütfen."

"Tamam Ömer. Konuşmayalım ikimizde. Zaten çok yorgunum bende. Bir an önce uyumak istiyorum."

O arkasına döndü bende yüzümü sildim ve derin bir nefes aldım. Her şey yoluna girecekti evet girecekti. Biz yeniden birlikte olacaktık. Ben bunun için her şeyi yapacaktım....

YB GELDİ...

UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

BİR SONRAKİ YB'DE GÖRÜŞÜRÜZ....

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin