//BÖLÜM 6//

26.9K 732 59
                                    

//Yazar'dan//

Ömer duyduğu şeyle tek kelime etmeden ayrıldı oradan. Defneye bir başkasının dokunma ihtimali onu deli ediyordu. Bir başkasının onun olana dokunması hatta hissetmesi. Öyle acı veriyordu ki ona. Defne onun altına isteyerek mi girmişti. Öyle bir şey yaptıysa bunun bedelini ona ödetecekti. Eğer başka birinin ona dokunmasına izin verdiyse 4 yıl önceki öfkesini sürdürecekti.

Arabasına bindiğinde sinirle direksiyona vurmaya başladı. Durdurulması imkansızdı. İçi cayır cayır yanıyordu. Hayatında ilk defa bir kadını bu kadar umursamıştı sevmişti hatta değer verip sahiplenmişti. Şimdi bu da neydi böyle? O çocuk neyin nesiydi? Defnenin oğlu nasıl olabilirdi?

Eve girdi ve kendine bir kadeh içki doldurup içmeye başladı. Bu sırada Sinan gelince beraber dertleşmeye başladılar. Sinan anlamıştı zaten defneye olan bakışlarından. Ömer baştan sona anlattı ne yaşadıklarını. Yaşadığı bu siniri. Hatta çektiği acıyı.

"Ah be Sinan! Ne yaptı bu kadın bana? Kendimi toplayamıyorum. Benim içimden bambaşka bir adam çıkardı. Ne yapmalıyım?"

"Abi sen çocuğun başkasından olduğunu nereden biliyorsun? Ya senin çocuğunsa?"

Ömer bir an duraksadı. Olabilir miydi? Onun oğlu...

"Olamaz Sinan yani ben ihtimal vermiyorum."

"Peki birlikte olurken önlem almış mıydın?"

Ömer duraksadı. O zamanlarda önlem almak aklının ucundan geçmemişti.

"Hayır."

"Kızın da öyle bir düşüncesi olmamış demek ki."

Ömer istemiyordu. Böyle bir sorumluluk almak ona çok zor geliyordu. Daha yeni yeni yeraltında işler düzene girmişken bu kadar acele olmasını kabul edemezdi. Alışması lazımdı kendi çocuğu ise. Önce gerçeği öğrenecekti. Bunu en iyi bilecek kişinin defne olduğunu düşündü. Yarın onunla konuşacaktı. Sorup cevabını alacaktı. Sonra da yapması gerekeni yapacaktı.

"Sinan yarın defneyle konuşmak istiyorum. Soracağım. Bunu bilecek tek kişi o."

"Konuş abi. Konuş da rahatla."

Bir süre daha oturduktan sonra Sinan kalktı ve Ömer'e dostça sarılıp ayrıldı evden. Ömer de duş aldı. Bu sırada yine defnenin başka biriyle olduğu gelince sinirle bir yumruk attı duvara. Sonra çıktı ve yatağına yattı.

Sabaha kadar aklında o düşüncelerle döndü durdu. Sabahın ilk ışıklarıyla küreğe gitti. Denizin ortasında çektiği sayısız kürek onun sinirini atmasına yardımcı oluyordu. Sonra sahilde koşmaya başladı. Eve girdiğinde takım elbisesini giydi. Kahvaltısını yaptı ve evden ayrıldı.

Şirkete geldiğinde defnenin odasına girdi,hâlâ gelmemişti. Bir süre bekledikten sonra asistanına sordu.

"Defne neden gelmemiş?"

"Ömer bey oğlu hastaymış o yüzden gelemeyecekmiş."

Ömer oğlu lafını duyunca yumruklarını sıktı. Nereden çıkmıştı bu çocuk? Asistanını başından savdıktan sonra kendini işine verdi. Akşam her şey çözülecekti nasıl olsa.

Defne ise sabah uyandığında oğlunun alnına bir öpücük bıraktı. Ama dudaklarına gelen sıcaklık fazla idi. Elini oğlunun alnına getirdiğinde cayır cayır yandığını fark etti. Aceleyle Nazlıyı çağırdı içeri. İkisi beraber Umut'a soğuk bir duş aldırdılar. Nazlı çorba yaparken defne de sirkeli suyla oğlunun alnına bez koyuyordu. Bir yandan da ağlıyordu onu koruyamadım diye. Şirketi arayıp haber vermişti. Ömer'in bu haberden dolayı bir oğlu olduğu öğreneceği aklının ucundan geçmemişti. Şuan tek düşündüğü oğluydu.

Akşama doğru yavaş yavaş düşmüştü oğlunun ateşi. Ama defne bir an olsun ayrılmamıştı onun başından. Sadece iyi olmasını istiyordu belki de. Oğlu yavaş yavaş uyanmaya başladı. Defne ateşini kontrol ettiğinde normale döndüğünü fark etti ve derin bir nefes aldı.

Oğlu kalktığında ağlayan annesini görünce yüzünü astı. Ağlamaklı sesiyle konuştu.

"Anne neden ayıyoysun?"

"Ağlamıyorum annecim. Sen nasılsın?" Umut anlamıştı akan bu göz yaşlarının sebebi olduğunu. Ellerini havaya kaldırdı. Gülümsedi ve iyi gözükmeye çalıştı. Annesinin ağlamasına üzülmesine kıyamazdı ki...

"Mükemmey. Ayyıca aç." dedi gülerek. Defne de oğlu ile gülümsedi. Mutfağa geçti ve Nazlı'nın gitmeden önce hazırladığı yemekleri servis tabaklarına koydu. Masayı kurunca Umut'un önüne her yemekten bol bol koydu. Umut yerken defnenin gözü sürekli ondaydı.

Yemekten sonra Umut televizyon seyretmek isteyince Defne de onu kıramadı. Beraber Umut'un çizgi filmlerinden birini izlemeye başladılar. Defne mısır patlatmak için mutfağa geçtiğinde kapı çaldı. Umut kapıyı açtığında karşısında duran adamların başındaki kişi ona yabancı gelmemişti. Dün gece gelen adamdı.

Umut niyetlerinin iyi olmadığını anladı. Bu siyah giyinmiş adamlar onu işkillendirmişlerdi. Defne de Umut'un uzun süre ses vermeyişi üzerine kapıya gitti. Karşısında Ömer'i görünce Umut'u kendine çekti. Ama Ömer bunu yapacağını anladığından Umut'u defnenin kollarından çekip kendi kucağına aldı.

Defne ne kadar sıkı tutsa da Ömer için alması zor olmadı. Arkasında bulunan adamlara emir verdi ve onlar da defneyi aldılar. Ömer arabaya bindiklerinde gözünü defneden ayırmıyordu. Sıkı sıkı oğluna sarılmış Ömer'e sinir ve nefretle bakıyordu. Büyük bir evin önünde durdular. (Medya da) Defne oğlunu almak için hamle yaptığında Ömer onu kolundan tutup itti ve kendi aldı kucağına. Onu kapıda bulunan korumalara verdi.

"Eve götürün." Defne ne kadar dirense de Ömer onun kolunu sıkı sıkı tutuyordu. Oğluna zarar vereceğini düşündü. Ömer ise defnenin bu direnmesine canını acıtarak karşılık verdi. Defneyi sıktığı kolundan kendine çekti ve kulağına fısıldadı.

"Bundan sonra benden kork defne. Yıllar önce bir yemin ettim. Sana beni terk etmenin bedelini ödeteceğim Defne Topal."...

BÖLÜM SONU...

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR...

SİZCE ÖMER UMUT'UN KENDİ ÇOCUĞU OLDUĞUNU ÖĞRENECEK Mİ?

DEFNE VE ÖMER'İ NE GİBİ MÜCADELELER BEKLİYOR?

ÖMER UMUT'A ZARAR VERECEK Mİ?

HEPİNİZİ SEVİYORUM... HOŞÇA KALIN...

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin