//BÖLÜM 135//

3.1K 177 37
                                    

//Ömer'den//

Yıllar geçmesine rağmen hala dipdiri duran aşkım zaman geçtikçe büyümeye devam ediyordu. Onun gibi bir kadınla geçen seneler bana tarifi mümkün olmayan bir mutluluk sağlarken zaman ilerledikçe ona olan bağlılığım daha da artıyordu. Tenine dokunmadan geçirdiğim her an eziyet gibi gelirken bana verdiği üç tane mucizemiz yüzünden elbette eskisi kadar tadını çıkaramıyordum onun. Ama her şeye rağmen onunla geçirdiğim her an bütün gücümü yerine getiriyordu.

Hala spor odasındaydık, her ne kadar ısrar etse de ona izin vermediğim için başlarda bana kızıyor olsa da şimdi gördüğüm kadarıyla beni izlemekten fazlasıyla zevk alıyordu.

Yanına doğru yaklaştığımda gözlerini vücudumda gezdirmeye devam etti. Kollarımı iki yanına koyarken başına bastırdım dudaklarımı.

"Gönül gözüm kapalı
Bilerek sana yazılıyorum
A penceresi aralı
Her yerine bayılıyorum

Yavrum baban nereli
Nereden bu kaşın gözün temeli
Sana neler demeli
Ay seni çıtır çıtır yemeli"

Şarkıyı mırıldanmaya devam ederken bende gülümseyerek izliyordum onun bu halini. Yaklaşıp çeneme bir öpücük bıraktıktan sonra oturduğu yerden indi. Beni elimden tutup çekiştirmeye başladığında itiraz etmedim.

"Çok oyalanmayalım, çocuklar hala uyumadılar çünkü."

Beraber yatak odasına geldiğimizde dudaklarımı ısırıp belini sardım. "Sende gelsene." dediğimde gözlerini devirdi.

"Ben sana çocuklar uyumadı hala diyorum sen ne diyorsun Ömer ya!" diyerek söylenmeye başladığında yaklaşıp dudaklarından öptüm.

"Tamam, sen kır benim kalbimi. Alıştım nasıl olsa."

Biraz duygu sömürüsü yapmaya çalışırken aynı zamanda beni bu hallere düşüren kadına kızsam mı daha çok sevsem mi bilemedim.

"Ömer İplikçi, derhal duşa giriyorsun ardından bizim yanımıza geliyorsun. İtiraz kabul etmiyorum."

Başımı sallayıp banyoya doğru ilerlediğimde gülümsediğini tahmin edebiliyordum. Ben ne de olsa gece bunun hesabını sorardım sana.

Kısa süren bir duşun ardından dışarı çıktığımda Defne yatağın üzerine her zamanki gibi giyeceğim kıyafetleri bırakmıştı. Vücudumun nemini aldıktan sonra onları giyindim. Odadan çıkıp alt kata inecekken Almiranın odasından gelen seslerle beraber oraya yöneldim. Kapıyı açtığımda direkt olarak yatağın üzerinde oturmuş olan Defne ve Almirayı bulmuştu gözlerim. İkisi beraber önlerinde duran dergiden bir şeyler bakıyorlardı.

Yanlarına yaklaştığımda Almira başını kaldırıp bana baktı. "Baba!" Yataktan inip koşarak yanıma gelince onu hızla kucağıma aldım. Yanağından öptükten sonra yatağa oturdum.

"Ne yapıyorsunuz bakayım?" Defne elindeki dergiyi kapattıktan sonra bana doğru döndü.

"Öyle birkaç şey bakalım dedik."

"Siz daha bugün alışverişten gelmediniz mi?" diye sorduğumda gözlerimi kısarak, Defne Almiraya göz kırptı. İkisi de şirin bir tebessümle yüzüme bakarken dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ne yapacağım ben ikinizle?" Gülmeye başladıklarında bende onlara eşlik ettim. Bu sırada kapı açıldı ve Aral'la Umut girdi içeri. Almira kucağımdan kalkıp Defnenin kucağına geçtiğinde bende oğullarımı aldım yanıma. İkisini de öptükten sonra iki cadıya baktım. "Neyse ki aslan gibi iki tane oğlum var."

Aynı anda kollarını bağlayıp bana bakarlarken hiç bozuntuya vermedim. "Kızım, duydun mu baban bizi beğenmiyor."

"Küstük biz sana baba!" dedi Almira başını çevirirken. Defneyle beraber odadan çıktıklarında arkalarından bakmaya devam ettim. İşim gerçekten zordu.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin