//Defne'den//
Duyduklarımdan sonra kaşlarımı çatarak karşımdaki adama baktım. Ne diyordu böyle? Onun abisi bana mı aşık? Bu nasıl olur?
Bakışlarımı Ömer'e çevirdiğimde sinirle emirhana bakıyordu. Hala elinde olan elimi farkında olmadan sıkmaya başladı. Canım acıdıysa da sesimi çıkarmadım, çıkaramadım. Çünkü şuan gözü seğirmeye boynundaki damarlar belirginleşmeye başlamıştı. Bu hali en çok korktuğum haliydi. Bu hali bir canavardı.
Öfkesini kontrol edemediği zamanlarından biriydi böyle göründüğü anlarda. Onu sakinleştirmekten dahi çekinirdim.
Elimi bıraktı ve hızlı adımlarla yanına yaklaşıp bir yumrukta o attı dağılmış olan suratına. Emirhan geriye doğru düşerken arkasındaki korumalar yeniden kaldırdı onu. Korkuyla Ömer'in ne yapacağına bakarken o kimseyi umursamadan onu boğazından tutup ayağa kaldırdı.
"Kes sesini dedim sana, ama dinlemedin. Sevdiğim kadını, karımı elimden almaya kalktın. Şimdi canını alsam kim sesini çıkarabilir Emirhan?!" Onu yeniden yere bırakıp arkasındaki adamları bir işaretle oradan geri çekti. Emirhanın oturduğu yerin etrafını çembere alırken bir tane koruma da kutunun içindeki su gibi şeyi o çemberin etrafına döküyordu. Sonradan anladım o benzindi. Bir dakika? Canlı canlı yakamazlardı değil mi adamı?
Tamam yaptıkları affedilir şeyler değil ama... Bu ceza çok ağır olmaz mı? Alt dudağımı ısırıp bakışlarımı Ömer'e çevirdim. Gram mimik yoktu yüzünde. Bir acıma aradım ufacıkta olsa ama yoktu. Derin bir nefes alıp emirhana baktım. Öleceği için tedirgin değildi aksine olması gerektiğinden daha rahattı. Bu hareketlerine bir anlam veremezken başımı öne eğip beklemeye başladım.
Tam bu sırada yanıma saçı sakalı beyazlamış bir adam geldi. Tanımıyordum onu. Yüzündeki sıcak ifadeyle konuşmaya başladı.
"İçin rahat değil dimi kızım?" dediğinde olumlu anlamda kafa salladım.
"Bana zarar vermek istedi evet ama böyle acı bir ölümü hak etmiyor." Adam gülümsedi ve karşısındaki emirhana baktı bir süre.
"Onun yaptıklarını sana anlatsam gider sen ateşe verirsin o çemberi güzel kızım. Abisi öldükten sonra Ömer'e olan kini büyüdü, onu zaptedemedik burada. Sırf canını almayalım diye gönderdi Ömer onu buradan. Ama yine çıktı geldi." Bakışları bana kaydı. "Sen Ömer'in değerlisisin, ve o sana zarar vermeye çalıştı. Öldürmeye çalıştı canını yaktı. Cezası ölümdür." Derin bir nefes aldım ve karşımda duran Ömer'e baktım.
"Hep böyle miydi Ömer?" Adam gülümsedi ve bana baktı.
"Hayır önceden daha duygusuzdu. Sen hastane de yatarken Ömer'i görmek için geldik oraya. Ben hayatımda ilk defa onu bu kadar çaresiz gördüm. Bak kızım, o masanın başına geçtiğinde henüz çok gençti bu yüzden başlarda çok iyi yürütemedi işleri daha doğrusu yürütmedi. Ama seninle evlendikten sonra ilk defa yaptığımız bir toplantıya geldi oğlunu getirdi benden sonraki varis deyip bize tanıttı. Anlayacağın senin gelişinle o bir şeyler için savaşmaya başladı." Anlattıklarından sonra biraz biraz oturdu bir şeyler kafamda. Yanımda duran adama gülümsedim.
"Ben teşekkür ederim. Biraz olsun aklımdaki soru işaretlerini giderdiniz."
"Teşekküre gerek yok kızım." Bakışlarım yeniden Ömer'e kaydığında elinde tuttu çakmağı yaktığını gördüm. Silahını çıkarıp emirhana doğrulttuktan sonra onu göğsünden vurdu. Ardından elindeki ateşi çembere doğru bıraktı. Bir anda alevler yayılmaya başlarken Emirhan gözlerini kapattı ve tüm gökyüzünü kaplayacak kadar güçlü bir şekilde bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfic"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?