//Yazar'dan//
Hava kararmaya başladığında Ömer, umutu Oğuz'la birlikte eve göndermişti. Hastane de yalnızca defneyle kalmış, karısının başından bir an bile ayrılmamıştı. Baş ucunda oturmuş bir yandan saçlarını okşuyor diğer yandan alnına öpücükler bırakıyordu. Defne için çok endişelenmişti. Ellerini karnına doğru getirdi. Oğlu için çok endişelenmişti. Onları kaybetmekten deli gibi korkmuştu. Boş boş duvara bakıp bunları düşünüyordu.
Yanındaki hareketlenmeden dolayı kafasını o tarafa çevirdiğinde Defnenin göz kapaklarının hareket ettiğini fark etti. Ona doğru bedenini çevirdiğinde defne yavaş yavaş aralamıştı gözlerini.
Kendisini karşılayan yoğun ışık yüzünden bir süre gözlerini açmakta zorlansa da ardından gözlerine görünen sima ile derin bir nefes aldı.
"Ömer!" diye başladı sözlerine heyecanla. Duyduğu onca silah sesi Ömer'e gelmemişti. Kocasına, sevdiği adama, bir şey olmamıştı. Ömer Defnenin alnına bir öpücük bıraktı.
"Kızılım, iyi misin?" Ömer gözlerini karısının yüzünde gezdirip durumuna bakıyordu. Defne Ömer'in elini tuttu ve yanağına doğru götürdü. Yanağını eline sürtüp gözlerini kapattı.
"İyiyim Ömer, asıl sen iyi misin? Duyduğum o silah sesi de neydi? Neden cevap vermedin telefonlarıma?!" diye soruları art arda sorduğunda Ömer parmağını Defnenin dudaklarına bastırdı.
"Konuşmama müsade edersen sevgilim!" dediği sırada defne Ömer'in kolundaki sargıyı görmüştü.
"Ömer koluna ne oldu?!" diye bağırdığında koluna baktı o da. Ömer birkaç saat önce değiştirmişti üstünü. Gömlekle durmak onu rahatsız etmişti. Ama böyle de defne fark etmişti. Anlatmaktan başka çaresi yoktu.
"Güzelim seni aradığım sırada bir baskın düzenlendi, bu sırada oldu bu yara. Üzülme, merak da etme iyiyim ben. Sadece ufak bir sıyrık." Defne emin olmayan gözlerle Ömer'e baktı. Ardından onun yardımıyla doğruldu ve Ömer'in vücuduna dokunmaya başladı.
"Eminsin değil mi başka bir yerde olmadığına?!" dediğinde Ömer Defnenin elini tuttu. Bir öpücük bıraktıktan sonra baştan aşağı süzdü onu.
"Varsa da geçti şuan. Ayrıca bana dokunmak istiyorsan böyle şeylere baş vurmana gerek yok Defnem!" Defne Ömer'in omzuna vurmuştu bu sözüyle.
"Çok arsız bir adamsın. Hastanedeyiz!" Ömer gülmeye başladığında defne de ona eşlik etmişti. Bu sırada içeri giren doktorla ikisinin de bakışları ona kaymıştı. Doktor gülümseyerek içeri girdi ve Defnenin yanına yaklaştı.
"Defne hanım, uyanmışsınız. Nasılsınız bir ağrınız var mı?" Defne gülümseyerek döndü ona.
"Bir sıkıntım yok. Ne zaman çıkacağım buradan?" Doktor gülümsedi.
"Defne hanım doğumunuz yakın. Fazlasıyla hemde. Bebeğinizi kucağınıza alana kadar burada kalmanız hem sizin hem de bebeğiniz için daha sağlıklı olacak." Defnenin yüzü bir anda düştü.
"Bebeğime bir şey olmadı değil mi?" Bakışları Ömer'e doğru kaydı. "Ömer?" Gülümsedi ve yanaklarını avuçladı Defnenin.
"Meleğim sadece kontrol amaçlı! Bebeğimiz gayet sağlıklı." Defne kafasını doktora doğru çevirdi.
"Ömer bey haklı defne hanım, doğumunuza az bir süre kaldığı için burada kalacaksınız." Doktor birkaç soru daha sorup ayrılmıştı odadan. Yeniden yalnız kalan çiftimiz kısa sürede olsa birbirlerini fazla özlemiş olacaklar ki sarılmışlardı. Ömer Defneyi kollarının arasına almış defne de kollarıyla Ömer'in karnını sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?