//BÖLÜM 23//

19.7K 491 80
                                    

//Defne'den//

Evet resmen vazgeçmiştim ondan kaçma fikrinden. Aşkımı ortaya çıkarıp bundan sonra onu olduğu gibi kabul etmek istiyordum.

Saate baktığım da Ömer'e verdiğim sürenin dolmasına iki dakika kaldığını gördüm. Hala göğsünde yatıyordum ve üzerimde hiçbir şey yoktu. Bundan her ne kadar utansam da yataktan daha doğrusu Ömer'in yanından ayrılmak istememiştim.
Ama artık kalkmamız lazımdı. Sonuçta umut vardı. Yavaşça doğruldum yataktan. Çarşafı bedenime doğru çekip sardım. Sonra Ömer'e döndüm.
"Ömer hadi uyan artık bak umut kalkacak birazdan."
Bir süre gözlerini açmadı. Bir iki kere daha seslenince uyandı. Bana baktı ve gülümsedi. O da oturur pozisyona geçince bana doğru yaklaştı. Omzuma dudaklarını getirdi ve defalarca öptü orayı.

"Umutta sende benim mucizemsiniz hayatımın mucizeleri."

Yataktan kalktıktan sonra ben hazırlayamadığım kahvaltının başına döndüm. Ömer de umutu uyandırıp gelecek.

Bir süre sonra umut sırtında aşağı indiler. Yüzleri gülüyordu ikisinin de.

"Hadi bakalım beyler. Masa hazır."

"Geldik güzelim."

Masaya oturduk. Umut arada esniyordu. Elimdeki çatalı bıraktım ve ona döndüm.

"Annecim hala alamadın mı uykunu?"

"I-ı"

"İstersen kahvaltını yaptıktan sonra biraz daha uyursun."

"Tamam."

Kahvaltımızı yaptıktan sonra umut odasına çıktı bende kahvaltı masasını topluyordum.

//Ömer'den//

Umutu yatırdıktan sonra Defnenin yanına indim. Bulaşık makinesini dolduruyordu. Duvara yaslandım ve onu seyretmeye başladım. Mükemmel görünüyordu her haliyle Harika bir kadındı. Benim olduğu için şanslıydım. Zaten benden başka birinin olması imkansızdı. Onun kaderi bendim. O benim kadınımdı. Kim onu benden alabilir ki?
Bu sırada telefonum çalınca Defne de irkildi ve arkasını döndü.

"Korkma güzelim telefon sadece."

"Ömer? Sen ne zamandır buradasın?"
Telefon ısrarla çalınca bakmak zorunda kaldım. Arayan Sinan'dı.

"Efendim Sinan?"

"Abi acil şirkete gel."

"Bir sorun mu var?"

"Ona sen karar vereceksin."

"Sinan ne diyorsun? Şunu adam akıllı anlatsana."

"Abi gel şirkete sen."

"Tamam."

Telefonu kapatıp merakla bana bakan defneye döndüm.

"Bir sorun mu var Ömer?"

"Şirkete gitmem lazım."

"Peki bakalım git."

Üzüldüğünü anlayabiliyorum bugünü beraber geçirecektik.
Onu belinden tutup kendime çektim. Dudaklarımı boynuna bastırdım. Yavaşça dudaklarına kadar çıktım. Dudaklarını öpmeye başladığımda başta karşılık vermedi sonradan kollarını boynuma doladı ve karşılık verdi.
Ayrıldığımızda elleri sakallarımdaydı.

"İşimi erken halledip gelmeye çalışacağım."

"Tamam."

Alnından öpüp evden ayrıldım. Şirkete geldiğimde Sinan odamda beni bekliyordu. İçeri girdim o da ayaklandı.

"Sinan ne oluyor?"

Sinan daha ağzını açamadan içeri Fikret girdi. Bir dakika ya Fikret mi?

"Selam gençler."

"Fikret?!"

Flashback

Kadın sokakta yürürken ellerinde ki ağır poşetleri taşımakta çok zorlanıyordu. Oğluna söz vermişti bu akşam en sevdiği yemek olan pazı sarmasından yapacaktı. Yüzünü çok göremezdi ama elbet hafta da bir kez uğrardı oğlu yanına. O bir kerede de en iyi şekilde ağırlardı oğlunu. Çünkü bu hayatta ki tek varlığıydı oğlu onun.
O bunları düşünürken arkasından gelen iki adamdan habersizdi. Kadına aniden vurup çantasına asıldılar. Kadın her ne kadar dirense de çantasını alıp onu ittirdiler. Çığlık çığlığa bağıran bu kadına yardım edecek olan tek bir kişi vardı.
Bu sırada olayları uzaktan seyreden ve bir şeytan niteliğinde çalışan Fikret. Yanlarına yaklaştı ve çantayı alıp kaçan o iki adamı haşat etti. Çantayı alıp sahibine uzattı. Kadın her şeyden habersiz çantayı aldı ve sayısız teşekkür etti ona. Fikret gülümsedi ve karşısında ki kadına baktı. Ne kadar da aptaldı. Hemen de inanmıştı.

Oysa o gün kendisine yardım eden kişinin orada bulunması bir tesadüf değildi. Hepsi planın bir parçasıydı.

FLASHBACK SON



BÖLÜM SONU...
UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin