//Yazar'dan//
Defne bunca zaman içinde tuttuğu tüm acı ve öfkeyi babasının gözlerinin içine baka baka haykırırken Mithat ise başını eğmiş dinliyordu. Kızının bunca zaman nasıl kalbini kırdığını çok iyi biliyordu ama şimdi onun söyledikleriyle beraber hiç şansı da olmadığını anlamıştı.
Bir yandan ise Ömer'e duyduğu öfke gittikçe artıyordu. Defne ona olan sevgisini hiç tereddüt etmeden dile getirirken açık açık ona olan aşkını haykırmıştı babasının yüzüne.
"Ömer olmasaydı eğer," Mithat ayaklanıp tam karşısına dikildi. "O olmasaydı bizden bu kadar uzak olmayacaktın. O olmasaydı bizi bırakıp gitmeyecektin Defne!"
"Ömer'in olmama gibi bir ihtimali yok. Ömer olmasaydı ben de olmazdım çünkü. Sakın bu olanlardan dolayı onu suçlama. O sizin paramparça ettiğiniz kıza kol kanat gerdi. Onu büyüttü. Yaşamadığı mutlulukların hepsini teker teker yaşattı. Yaralarını sardı. Elinden tutup ayağa kaldırdı. O bambaşka bir Defne yarattı. O beni çok sevdi. Ve ben de şimdi onun için herkesten vazgeçebilirim."
Mithat yumruklarını sıkarken Defne ise söylediklerinin hiçbirinden pişman değildi çünkü hepsi doğruydu.
"Seni ondan çok daha fazla sevebiliriz. Sen ona değil buraya aitsin Defne. Sen Mardin'e aitsin!"
"Hayır yanılıyorsun beni kimse onun kadar fazla sevemez. Neden biliyor musun? Çünkü o 12 yıldan beri benim hayatımda ya siz? Sadece iki hafta. Beni onun sevdiğinin onda biri kadar bile sevemezsin ne sen ne de bir başkası."
"Bize bir şans bile vermeyecek kadar kör etmiş o senin gözünü."
"Kör etti öyle mi? Güldürme beni. Ömer hayatının her bir anını bana adayarak geçirdi. Söylesene sen benim hakkımda ne biliyorsun? Anlat desem kaç dakika konuşursun bir mi o kadar bile olmaz. Ama bunu Ömer'e söylediğinde o sonsuza kadar sana beni anlatabilir. Her şeyimi. Çünkü siz bırakıp giderken o ise her zaman yanımdaydı. Hasta oldum o baktı, sevindim benim gülüşümü görüp benden daha fazla mutlu oldu, üzüldüm benimle beraber göz yaşı döktü. Annem karşıma çıktığı ilk zaman paramparça oldum, o teselli etti. Önce göz yaşlarımdan öptü sonra teker teker sildi onları. Ağlama dedi. Sen bunların hangisini yaptın? Sen benim hangi anımda yanımdaydın?! Hiç, koca bir hiç! Şimdi sakın sakın Ömer'e laf etme. Ettirmem. Sevdiğim adam için dünyayı karşıma alırım ben. Sadece seni değil."
Defne daha fazla orada durmak istemediğinden dolayı hızlı adımlarla kapıya yürüdü. Direkt olarak dışarı çıktığında gözlerindeki yaşları silip derin bir nefes almış ve alt kata inmişti. Kendi odasına girdiğinde Ömer'i bir o yana bir bu yana yürürken buldu. Endişeliydi.
"Defne!" dedi onun geldiğini görünce. Hemen yanına yaklaşıp karısını kollarının arasına aldı ve sıkıca sardı sarmaladı. "Neredesin sen? Ödüm koptu." Defne kollarını onun boynuna sarıp kokusunu içine çekti.
"Özür dilerim haber vermeliydim." Ömer geri çekildiğinde onun yüzüne bakar bakmaz anlamıştı ağladığını.
"Ne oldu? Neden ağladın?" Defne elini onun yanağına getirdi.
"Önemli değil sevgilim, konuşmaya bile değmez. Hadi lütfen yatalım ben çok yorgunum." Ömer her ne kadar ısrar etmek istese de karısının dün gece uykusuz kaldığını ve bugün epey yorulduğunu düşününce üstelemedi. Defne elbet anlatırdı nasıl olsa.
"Tamam güzelim, sen nasıl istersen." Ömer ilk olarak Defnenin üstünü çıkardı ardından koltuğun üzerindeki geceliği alıp giydirdi. Onu kucaklar kucaklamaz yatağa uzandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfiction"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?