//Defne'den//
Küçük köpeğe iyice yakıştığım sırada oturmuş bana doğru bakıyordu. Beyaz tüylü ve fazlasıyla tatlı bir köpekti. Tam elimi uzatmıştım ki patlayan silahla elim titredi. Korkuyla köpeğe bakarken vurulanın o olduğunu anladım.
Karşımda kanlar içinde yatan köpeği görünce ağlamaya başladım. O, o hayvandan ne istediler ki?
Öfkeyle arkamı döndüm. Bunu yapan cezasını ödeyecekti. Arkamdan duyduğum sesle eve doğru baktım.
Ömer bana doğru koşuyordu. Sanırım bana bir şey olduğunu zannetti. Bana değil ama bu küçük köpeğe çok şey olmuştu.
Gözlerim yine onu bulduğunda öylece uzanan bedenine baktım. Çok masumdu, ondan kim ne isterdi ki?!
Birinin kolumdan çekmesiyle o tarafa doğru döndüm. Dönmemle beni iki tane sert kol kavradı ve sardı. Başımı omzuna doğru yasladım ve ağlamaya devam ettim.
"Meleğim, neden habersiz çıkıyorsun ya sana bir şey olsaydı? Ne yapardım ben?!" Gözlerimi köpeğe çevirdim.
"Bana değil ama ona oldu Ömer." dedim yerdeki köpeğe bakmaya devam ederken. "Çok tatlıydı biliyor musun? Ömer kim yaptı ki bunu?" Önce köpeğe sonra bana baktı. Yanağımı avuçlayıp alnına bir öpücük bıraktı.
"Bulacağız güzelim sen hiç merak etme!" Beni kolunun altına aldı ve adamlarına bir şeyler söyledikten sonra eve doğru ilerledik. Göz yaşlarımı silip Ömer'e daha da fazla sokuldum.
Eve girdiğimizde Umutta yanında birkaç tane adamla birlikte salondaydı. Bizi görünce koşarak yanımıza geldi.
"Anne? Baba? O ses de neydi?" Ömer onun hizasına eğildi.
"Bir şey yok aslanım. Sen endişe etme tamam mı?" Umut olumlu anlamda kafa sallayınca Ömer onun alnına bir öpücük bıraktı. Ardından bana doğru döndü ve belimden tuttu.
Bu sırada telsizden gelen sesle ben yukarıya doğru çıktım. Aralı beşiğinden alıp yeniden aşağı indiğimde Ömer yoktu.
Salonda umutla otururken bir yandan Aral'la ilgileniyor bir yandan da umuta bakıyordum.
Levent beyin kızı geldi aklıma. Kim bilir ne kadar büyük bir acı çekiyordur şimdi. Sevdiğin birini kaybetmek tarifi olmayan bir acıydı. Bu acıyı bana yaşatma allahım.
Akşama doğru Ömer gelmişti. Hazırlandıktan sonra beraber ayrıldık evden. Aral ve umut için bakıcı tutmuştuk birkaç saatliğine. Evden ayrıldıktan sonra bir eve gelmiştik. Burası fazlasıyla büyük olmasına rağmen mütevazı görünüyordu.
Kalabalık olmada da yine de insanlar vardı etrafta. Ömer elimden tuttu ve beni arabadan çıkardı. Yavaş adımlarla bahçeye doğru ilerlerken bizi seyreden gözlere bakmamaya çalışıyordum.
İçeriye girdiğimizde salon olduğunu tahmin ettiğim yere girdik beraber. Orada bulunan bütün gözler bize dönerken Ömer bunu umursamadan baş köşede oturmuş Levent'e doğru yaklaştı. Yüzü resmen çökmüştü. Solgun ve uykusuz görünüyordu üstelik. Yaşadığı acı düşünüldüğünde hali normaldi.
Onunda gözü herkes gibi Ömer'e kayınca ayağa kalkamaya niyetlenmişti ki Ömer'in bakışlarıyla yeniden oturdu. Yanına oturduğumuzda o da Ömer'e dönmüştü.
"Bir şeyler bulabildiniz mi?" Ömer adamın dizine iki kere vurdu.
"Çoktan başladık araştırmaya. Ben söz verdim mi tutarım Levent. İşini ferah tut sen gelene kadar biz onun cezasını vermiş olacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN DEFNESİ
Fanfic"Tebrikler Defne Hanım,hamilesiniz." Dünyamı başıma yıkan bu cümle... Karnımda o herifin bir parçasını taşıyordum... Peki şimdi ne yapacaktım?