//BÖLÜM 175//

979 90 19
                                    

//Yazar'dan//

"Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyordum, bugün iyi iş çıkardın."

Ömer önündeki kahvesinden bir yudum daha aldığı sırada elindeki belgenin yedeğini Ateşe uzatmıştı.

"Böyle düşündüğünü bilmek güzel, elimden gelenin en iyisini yapacağım. Pişman olmayacaksın."

"İki gün sonraki toplantıda artık kim olduğunu ve buraya ne için geldiğini herkese açıklayacağım. Sonrasında masanın başına geçeceksin."

"Buna hazırım."

"Biliyorum." Ateş ömerin az önce verdiği dosyayı diğerlerinin bulunduğu klasöre yerleştirdikten sonra bakışlarını Ömer'e çevirdi tekrardan.

"Sen ne yapmayı düşünüyorsun peki? Yani masadan ayrıldıktan sonra."

"İstanbuldan ayrılacağım, yeni bir şehir yepyeni bir başlangıç."

"Güvende olacak mısın? Ne de olsa herkes seni tanıyor. Ya bir şey yapmaya kalkarlarsa?"

"Her şeyin tedbiri alınacak, tabii öncesinde senin görevinin başına gelmen gerekiyor."

Ateş başını eğip kaldırdı. Bu görev için sabırsızlanıyordu. Ömer İplikçiyi utandırmayacaktı, onun güvenini boşa çıkarmayacaktı.

Ömer kahvesinden son yudumunu aldıktan sonra masanın üzerinden telefonuna uzandı ve onu ceketinin cebine yerleştirdi. Sonrasında ayağa kalkarak ateşe son kez bakmıştı. "Dosyaları incele iyice, yapılacak olan her sevkiyatla ilgili bilgin olması lazım."

"Merak etme."

Ömer otel odasından çıkarak alt kata indiğinde onu adamları karşılamıştı. Hiç beklemeyip çıkışa doğru yürüdü. Dışarı çıkar çıkmaz yanında yürüyen koruma siyah bir şemsiye açarak Ömer'e doğru tutmuştu. Hafif bir yağmur yağıyordu. O şekilde araca bindi. Hava kararmaya başlamıştı ve daha fazla ailesinden ayrı kalmak istemiyordu.

Eve geldiğinde onu Defne karşılaşmıştı. "Zamanında geleceğini düşünmemiştim." Ömer defneyi belinden kavrayarak kendisine çekti.

"Dakikliğimden yana şüphen mi var yoksa?"

"Bilmem, var mı?" Ömer gözlerini kısıp defneye bakarken Defne ise Ömer'e göz kırpıp onun kollarından çıktı ve salona doğru yürüdü. Çocuklar oradaydı. Defnenin hemen ardından Ömer girmişti içeri. Almira onu görür görmez elindeki puzzle parçasını yere atmış ve ayağa kalkmıştı.

"Baba!" Koşarak onun yanına geldiğinde Ömer kızını kucaklayarak yanağından öptü.

"Güzelim benim." Almira nazlı nazlı bakmıştı babasına.

"Çok özledim seni."

"Ben de öyle." Ömer kızını kucağından indirmeden iki oğlunun yanına yaklaştı ve ikisinin de alnından öptü.

Defne gülümseyerek onları izliyordu bu sırada. İçten içe heyecanlıydı üstelik. Artık Ömerin sadece kendileriyle ilgileneceğini düşündükçe mutluluğu artıyordu. En başından beri buydu aslında istediği. Ömer'le ve çocuklarıyla bütün bu karmaşadan uzak bir hayat sürmek.

Duyulan zil sesi defneyi düşüncelerinden ayırmıştı. Ömer direkt olarak defneye bakarken almirayı yere bıraktı. "Birini mi bekliyoruz güzelim?"

"Hayır hayatım, pizza siparişi vermiştim o geldi muhtemelen."

Defne salondan çıkarak kapıya doğru gelerek açtı, tahmin ettiği gibi kuryeydi gelen. Siparişleri aldıktan sonra kapıyı kapatarak mutfağa geçti. İlk olarak elindekileri tezgaha bırakmıştı. Bu sırada ömerin gelmesiyle gülümsedi. Ömer hiç beklemeden defnenin dibine kadar gelmiş ve boynundan öpmüştü.

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin