//BÖLÜM 50//

9.1K 301 36
                                    

//Ömer'den//

İkimizde duyduğumuz sesle dudaklarımızı ayırmıştık. Defne hemen geceliğini üstüne çekti bende pantolonumun fermuarını çekip Defnenin önünden çekildim. Kapıya yöneldim ve açtım.

Tam da umut içeri girmek üzereydi. Birkaç dakika daha geç kalsaydık olacakları düşünemiyorum. Onu kucağıma aldım ve banyonun önünden ayrıldım.

"Ne oldu babacım?"

"Şey... Ben sizi göremeyince..."

"Tamam aslanım annenle bir işimiz vardı."

Bu sırada duyduğum öksürük sesiyle kafamı kapıya çevirdim. Defne imalı imalı baba bakıyordu. Sırıttım ve umuta döndüm. Saçlarına bir öpücük bırakıp onu kucağımdan indirdim.

Üzerimi değiştirdikten sonra Defnenin yanına geçtim. Umut kendi giyinmek istemişti defne de bu sırada giyinmişti. Üzerinde lacivert diz üstü askılı salaş bir elbise vardı. Bembeyaz teninde Harika duruyordu. Saçlarını da yandan örüp elbisesiyle aynı renkte bir bandana takmıştı.

"Harika görünüyorsun sevgilim."

"Beğendin mi?"

Kafamı boynuna gömdüm. Öpe öpe kulağına kadar geldim. Kulak memesini ısırıp kulağına fısıldadım.

"Bayıldım."

Kollarını boynuma sardı ve ayaklarının uçlarına yükselip dudaklarıma minik ama tesiri büyük bir öpücük bıraktı. Sonra umutu da alıp aşağı kahvaltıya indik.

Kahvaltıdan sonra yola çıktık. Aslında kalmak isterdim burada bir süre daha ama şirkette tamamlanmayı bekleyen bir ton iş vardı. Neyse ki eskisinden daha rahat çalışıyordum şimdi.

Arabadayken defne yanımda Umut da arka koltukta oturuyordu. Bir süre sonra defne bana döndü. Dudağını ısırıp bakmaya devam etti. Göz ucuyla ona baktıktan sonra yola çevirdim gözlerini.

"Efendim güzelim?"

"Ya şey.... Bir şey diyeceğim ama gülmek yok."

"Ne diyeceksin söyle güzelim?"

"Benim karnım acıktı."

Bu söylediğiyle bende umutta kahkaha attık. Defne sinirle koluma vurdu.

"Ya iyiki gülme dedim." Sinirle kollarını bağladı ve önüne döndü.

"Tamam güzelim tamam şimdi dururuz bir yerde."

Yolun kenarında bir yerde lokanta tarzı bir yer vardı. Oraya çektim arabayı. Hep beraber içeri geçtik. Defne hemen menüyü istedi ve siparişini verdi. Daha birkaç saat önce yediğimiz için ben çok bir şey almadım. Umutta öyleydi. Ama biricik karım sanki günlerdir yememiş gibi davranıyordu.

Siparişleri verdikten sonra defne gözlerini ona şaşkın şaşkın bakan bana ve umuta çevirdi.

"Ya ne var! Karnım acıkmış olabilir. Hem ayrıca bebeğimiz de istiyor."

"Bir şey yok canım. Sen ye istediğin kadar."

Defne daha fazla üstelemedi zaten kısa bir süre sonra siparişler geldi. Defne büyük bir aşkla bakıyordu yemeklere. Kıskandım ama şimdi. Bana bile bu kadar güzel bakmıyor.

Yemekleri yedikten sonra üstüne bir de tatlı istemişti defne. Hayır bu kadar yemeği neresine yiyor ben onu da anlamıyorum. Aman duymasın öldürür beni.

Arabaya tekrar bindiğimizde defne telefonuyla uğraşıyordu. Bende bir yandan yola bakıyor bir yandan da onu seyrediyordum. Umutta uyumuştu.

"Eve gittiğimizde yarım kalmış işimizi tamamlayacağız. Hazırla kendini."

KARANLIĞIN DEFNESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin