İNANÇ

14.3K 864 139
                                    

Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı.

William Shakspeare

Yetersizlik ve hayal kırıklığla kabaran duygularımın üstünden gelmek için gözlerimi duvara diktim. Savaş'ın söylediği sözler hala aklımdaydı.

"Benim yanımdasın. Geçmişini sil ve geleceğini unut."

Onu tehdit etme çabalarım ise şu sözlerle geri püskürtmüştü.

"Ben kendi cehennemime doğdum. Beni kendi cehenneminle korkutamazsın."

Bu sözler hala beynimde yankılanıyordu. Daha sonra uyumama izin vermişti. Şu anda uyuyup uyumadığımı bilmiyorum. Gözlerimi açacak kadar yorgun, hareket halinde olduğumu anlayacak kadar ayılmış bir durumdayım.

Yere bırakıldığım da sertçe öksürdüm. Derin derin nefes almaya çalıştım. Zehirlenmiştim. Ya da zehirlenmekten kıl payı kurtulmuştum. Ellerimde destek alarak boş gözlerle etrafa baktım. Savaş, evin camlarını açmaya uğraşıyordu.

Gözlerim evin etrafında çevrili olan ağaçlara kaydı. Tasmasıyla birlikte ağaca bağlanmış bir kurt köpeği vardı. Gri renkliydi. Tam olarak kurt soyuna çekmişti. Ailemin bana kurt köpeği alması için ne kadar ısrar ettiğimi hatırlıyorum. Annem her seferinde beni geri çevirmişti.

"Bir tane değil üç tane istiyor. Asla evime o itleri almam."

Annem kesin bir şekilde tepkisini ortaya koymuştu. O kedi almak taraftarıydı. Sonuçta ikimizin istediği de olmamıştı.

Kurt köpeğine yaklaşmaya başlayınca havlamaya başladı. Ürkek ellerimle onu okşadığım bana ısınmıştı. Kendini naza çekmeyi bırakıp kucağıma yattı. Onun kabarık tüylerini okşamaya devam ettim.

''Ona bu kadar alışma yarın gidiyor.''

Bakışlarıma Savaş'a çevirdim. Savaş'ı gören kurt köpeği kucağımdan zıplayarak havlamaya başladı. İnsanlarla iletişim kuramayan Savaş, hayvanlarla da anlaşmıyordu. Sargılı sağ elini görünce kıkırdamadan edemedim.

''Tüm suç onun.''

"Evet, evet onun." Dedim içimden. Köpek Savaş'tan gözlerini ayırıp kucağıma geri yattı. Çenesinin altını okşayıp derin bir uykuya kucak açmasını sağladım.

Savaş beni takip et anlamında kaldırdığı iki parmağını yavaşça indirdi. Onu takip etmeye başladım. Eve girdi, peşinden de ben.

''Hayvanları sever misin?''

''Sadece kurt köpeklerini.''

Eskiden kedileri de severdim. Taki bir tanesi üstüme atlayıp tırnaklarını belime geçirene kadar. Mutfağa girdiğinde onu takip etmeye devam ettim. Kirli bulaşıkları görünce yüzümü buruşturdum. Savaş kalp desenli sandalyelerden birine oturdu.

''Neyi bekliyorsun?''

''Hı?''

''Çakımı çalmanın cezasız kalacağını mı sandın?''

Arkamı dönüp elime bir tabak aldım. Hayatımda en az yaptığım şeylerin başında geliyordu bulaşık yıkamak.

''Kedileri sever misin?''

''Onlardan hoşlandığım sayılmaz.''

Yavru kediler oldukça sevimli olduğu bir gerçekti ama tırnaklarının can acıttığı başka bir gerçekti.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin