Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.
Schiller
Kafasını soğuk suyun içine batırdı. Olduğundan daha soğuk olması için içine buz da eklemişti. Kızın daha fazla saçmalasına izin vermeyecekti. Buna katlanamazdı.Çığlıklar odayı doldururken Savaş'ın tek derdi kızı ayıltmaktı. Sonunda yerine gelmeyecek tehditleri duyunca durdu. Yankı kendine gelmişti. Kızın ıslak saçları yere damlıyor ve yerde lekeler bırakıyordu. Kızı, ablasının odasına bırakarak beynindeki düşünceleri sadeleştirmek için dışarı çıktı.
Sigaraya ihtiyaç duyduğunu bildiği halde yakmadı.
Onun hakkında bildiğimiz sınırlı şeyler vardı.
O,ilkokul çağlarında içine cam ve iğne parçaları sakladığı etleri kedilere yedirmek ve daha sonda zavallı hayvanların acılar içinde can çekişmelerini izlemek en büyük eğlencelerinden biriydi.
Savaş, sadist olarak doğmamıştı. Küçük yaşta anne ve babasının sürekli kavgalarını izleyerek büyümüştü. Kavgalar çözüm getirmeyince de babası annesini gözlerinin önünde öldürmüştü. Bu olaydaki en masum kişi Ahu idi. Olanlardan habersiz bir şekilde okuluna devam etmişti. Suçlu olarak hep kendi öz kardeşini görmüştü.
Ama Ahu, Savaş için farklı bir anlam taşıyordu. Savaş'ın beyni puslanmaya başlamıştı. Ne zaman annesini hatırlamaya çalışsa gözlerinin önüne Ahu geliyordu. Annesini hatırlayamıyordu. Dağ evine gelmelerindeki en büyük etken de buydu. Fotoğraflarla birlikte annesini yeniden anımsıyordu.
Dağ evini seviyordu. Orada güzel anıları vardı. Hem de istediğin daha fazla annesini görebiliyordu. Her taraf onun fotoğraflarıyla döşenmişti. Savaş bundan rahatsızlık duymuyordu aksine haz alıyordu. Çünkü nefretini böylelikle daha da canlı tutuyordu.
Küçüklüğünde sadece hayvanlara eziyet etmemişti. Kendi saçlarını da yakmıştı. Rehberlik servisleri derken Savaş terapi almaya başlamıştı. Psikolojik doktorları ile oldukça küçük yaşta tanışmıştı.
Annesine benzeyen kadınlardan sonra büyük annesine benzeyen kadınları öldürmeye başlamıştı. Çünkü her şey büyük annesi öldüğünde başlamıştı. Kadının ölümü Savaş'ın üzerinde dolanan kara bulutların sayısını arttırmıştı.
Babası, Savaş ne yaparsa yapsın memnun olmuyordu. Çocuğun bir tek ağzıyla kuş tutmadığı kalmıştı. Onu başarısızlık abidesi olarak görüyordu. Bazı zamanlarda da dayak yiyordu. Savaş'a aşırı derecede baskı yapıyordu. Hepsi bununla sınırlı değildi. Savaş çok yalnızdı. Bu yüzdende annesine çok bağlanmıştı. Annesinin gözlerinin önünde ölümü Savaş'ın bazı şeyleri yitirmesine sebep olmuştu. Yırtıcı bir hayvan ve bir insan arasındaki farklar gibi. Belki de tek farkı Savaş'ın düşünebiliyor olmasıydı. Vahşi bir insan nasıl sağlıklı düşünebilirdi ki?
Daha Savaş on iki yaşındayken babası eve başka bir kadın getirmişti. Savaş o kadar dışlanmış hissetmişti ki babasının getirdiği kadını öldürmesine aldırış etmemişti. Ardından hemen annesini öldürmüştü. Bu Savaş için yıkıcı darbeydi. Sonrada hiçbir şey olmamış gibi de kendisi intihar etmişti. Hemen öncesinde de suçu Savaş'ın üzerine yığmayı unutmamıştı.
Bu yüzden de Savaş'ın üçüncü grubu fahişeleri öldürme üzerine olmuştu. Havva Martinez, bu işi yapmıyordu belki ama Savaş onu iki ayrı adamla iki ayrı gecede buluşacakken yakalamıştı. Bunu terapileri aldığı zaman fark etmişti.
O sıralarda tüm aile Savaş için endişelenirken babası geri planda kalarak eseriyle gurur duymuştu. Psikolojik sorunları olduğu için oğluyla gurur duyan bir baba. Savaş'ın yapabildiği harikulade şeyler varken babası onunla bu konuda sadece bir kez içten içe gurur duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL
Mystery / ThrillerO yıl, bahar fırtınaları çok uzun ve şiddetli geçti. Birçok ceset bulundu. Ve hepsinde K.B. işareti vardı. O, bir katil... Kahverengi gözlerinin ardında karanlık düşünceler besliyor. Karanlık zihnini aydınlatan tek şey kan. P...