İTİRAF

14.4K 845 150
                                    

''Delilik yer çekimi gibidir; sadece hafifçe itmek yeterlidir.''

Kara Şövalye Replikleri

İnadım tutmuştu. Sonuçlarını önemsemiyordum. Yağmur bastırmıştı.

''Ayağa kalk. Giysilerin ıslanıyor. Vücut ısın düşecek.''

''Ne olmuş? Bırak öleyim. Böylece sende benden kurtulabilirsin.''

''Bunun  için binlerce fırsatım vardı ve yapmadım. Yatağında uyurken, korumasız, haberin olmazken tek bir yastık ile işini bitirebilecekken yapmadım.''

''Evime gitmek istiyorum.''

''Topla kendini. Fiziksel açıdan sınandın şimdide  zihinsel dayanaklı olmak zorundasın.''

Başımı hayır anlamında salladım.

''Gerekirse seni taşırım.''

''Sakın dokunma bana!''

''O zaman yürümeye başla.''

''Gitmeme izin vermeyeceksin, değil mi?''

''Nereye gitmene? Hayır.''

Yağmur bastırmaya devam etti. Zaten ıslak olan elbiselerimden soğuğu iliklerime kadar hissettim. O kadar çok üşüyordum ki!

''Senden nefret ediyorum!''

''Bunu daha öncede söylemiştin.''

Fırtınadan kurtulmak zorundaydık. Çoraplarım ıslanmıştı. Dişlerim birbirine çarpıyordu. Kanı çekilmiş dudaklarım titriyordu.

Araba bu yağmurda yanabilmiş miydi?  Sinirlerim bozuktu. Ruh halim daha da bozuk.

Eve geldiğimizde kurt köpeği de benim gibi ıslaktı. Ona acımıştım. Kendimden daha çok acımıştım. Köpek gidecekti. Hava yağmurlu olmasa ve bu  kadar ıslanmış olmasaydım onunla oynardım.

''Onu içeri almalıyız.''

''Birazdan gidecek.''

''Üşüyor!''

Bana attığı ters bakışlara çarem yoktu. Kurt köpeğine özür dileyen bakışlar attım. Eve girince Savaş'ın konuşmasına izin vermeden üst kata gittim.

Ilık bir banyo yapıp Ahu'nun üzerime büyük gelen giysilerini giydim. Saç kurutma makinesine elime alıp saçlarımı kurutmaya başladım. Makine çalışmayı bir anda durdurunca elektriklerin kesildiğini anladım. Hava yine eski haline dönmüştü. Kasvetli ve soğuk haline. Camdan dışarı baktığımda kurt köpeğinin orada olmadığını gördüm.

Kapıyı açıp alt kata indim. Merdivenleri saymıştım. Her iniş çıkışımda sayıyordum. Sonucun değişmeyeceğini bildiğim halde sayıyordum.

Ayaklarını uzatmış halde camdan yağmuru izleyen Savaş'a döndüm.

''Nerede?''

''Kim?''

''Kurt köpeği.''

''Sahibi aldı.''

Kimin olduğunu bilmediğim kurt köpeğinin gittiğine üzüldüm. Ellerini ceplerine sokup rahatsız tavırla omuzlarını öne eğdi.

''Herkesin bir sırrı vardır. Seni ki nedir?''

'' Ne? Söyleyeceği mi gerçekten düşünüyor musun?''

''Denemeye değerdi.''

Ruh halim oldukça değişmişti. Bir anda sinirlenip kızabilirken şimdi ise sakinleşmiştim.  Birde aniden konudan konuya geçişlerim vardı. Konudan konuya atlayarak konuşurdum.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin