Yaşadığım andan çılgınca zevk almak bana hiç nasip olmayacak mıydı? Neden kendi cenaze törenimi izliyormuş gibi hissediyorum?
Charles Bukowski
Yankı'dan...
Hayal ile gerçek arasındaki çizgi nerede başlar, nerede biter? Tüm hayali şeyler, ancak gerçek hayatta yapabildiğimiz ölçüde hayali olmaktan, olabilirlik aşamasını da geçmiş değil midirler?
Gerçek ile ilgili olmayan kaç hayalimi hatırlıyorum?
Şu anda o hayallerin bir tanesinin içinde olmalıyım. Yoksa bunun mantıklı bir açıklaması yok. Savaş, asla bedenimle ilgilenmemişti. Ama şu anki davranışları beni tereddütte bırakıyordu. Yeni bir oyun planlıyor olmalıydı. Yoksa daha önce defalarca kez bunu yapabilirdi. Beynim allak bullak olmuştu.
Uykuya daldığım anı hatırlayamıyorum; çünkü bu gerçek.
Belimi saran güçlü kolları ittirdim. Bana duygusuzca bakmaya başladı. Daha çok hareketlerimi izliyor gibiydi. Tepkimi belirlemeye, ne derece kızgın olduğumu anlamaya çabalıyordu.
Şiddetli bir baş dönmesi ve mide bulantısı yüzünden korkunç hissetmeye devam ettim. Havanın soğuk olmasına rağmen terliyordum. Saçlarım geri doğru savrulurken akrep ve yelkovan bu anda takılı kalmıştı.
"Sen kimsin beni öpüyorsun, ben senin oyuncağın değilim!"
Birkaç adım daha geri gittim. Ellerimi saçlarıma geçirip mantıklı bir sebep aradım. Ama yoktu. Böyle davranmasının mantıklı bir açıklaması yoktu! Daha fazla oyun kaldıracak havamda değilim. Bunu bana yapmaya neden devam ediyorlar? Artık dayanamıyorum.
Bana karşılık vermiyordu. Sadece sakince izliyordu. Bu beni daha fazla sinirlendirdi. Buna daha fazla katlanamam. Onun deney faresi değilim.
"Ne istiyorsun?"
Gözlerimin dolmasına sinir olarak karşımdaki adama baktım. Beni incelemeyi kestiğinde dumanlı gözlerinde uğursuz bir ışık belirdi. Karanlık örtü onunla birlikte daha da kararıyordu. Yıldızlar bu ana şahit olmamak için gökyüzünü yavaş yavaş terk ediyordu.
"Tamamını istiyorum. Bedenini, kalbini ve en çokta ruhunu istiyorum. Hepsini parçalamak istiyorum," dedi albenili bir sesle.
Bana doğru harekete geçtiğinde kaçacak yer bulamadan beni kenara sıkıştırdı.
"Seni... Seni sadece incitmek istiyorum, çok kötü bir şekilde."
Ağzından çıkan her kelime nefesiyle birlikte yüzümü okşayıp geçerken, söylediği sözler ensemden sırtıma doğru bir ürpertinin yayılmasına sebep olmuştu. Saçlarının kısa gölgesi alnına düşmüştü. Kuru dudaklarım titrerken kaçmak için fırsat vermesini diledim.
Boynumu kırmak, beni çok kötü bir şekilde incitmek için bekleyen bir katilin yanında daha fazla kalamam. Ruh hali, hava durumundan daha hızlı değişiyordu. Söylediği sözler birbirini tutmuyordu. Onun tam olarak ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum. O da bunu istiyor gibiydi. Beni delirtmeye çalışıyordu. Bunu yapmak içinde pek fazla uğraşmasına gerek yoktu. Delirecek hale gelmiştim zaten.
Bir çocuk ürkekliğiyle baktım gözlerine. Daha sonrada gözlerimi kapatıp içime baktım. Derin bir karanlıktan başka bir şey yoktu. Bu karanlıkta kaybolmaya başladım artık. Başıboş gezen ruhum kayıptı içimdeki karanlık boşlukta. Bu boşluk da her geçen gün büyümeye devam ediyordu. Sonu ve başı yoktu.
Sadece karanlıktı.
Beynim tam randımanlı çalışamıyordu bu yüzden düşünmeden harekete geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL
Mystery / ThrillerO yıl, bahar fırtınaları çok uzun ve şiddetli geçti. Birçok ceset bulundu. Ve hepsinde K.B. işareti vardı. O, bir katil... Kahverengi gözlerinin ardında karanlık düşünceler besliyor. Karanlık zihnini aydınlatan tek şey kan. P...