20. BÖLÜM

6.4K 649 49
                                    

Annemle yaptığımız telefon görüşmesinin üzerinden yalnızca birkaç dakika geçmişti ama evde bulunan bütün Dewrionlar Chas sayesinde ne konuştuğumuzu hemen öğrenmişler ve aynı onun gibi bir tavır takınmışlardı: Bir an evvel annemi ziyaret etmem konusunda ısrarcılardı.

"Güzel, çok güzel," diyordu Joshua durmadan. Bir yandan da defterin o sayfalarına bilmem kaçıncı kez göz atıyordu. "Bu harika! Cam, hemen hava yolu şirketleriyle görüşün. Melbourne'e en yakın uçuş ne zamansa, o vakte yer ayırtalım."

"Şey," dedim tırnaklarımı kemirmeme ramak kala. "Özür dilerim ama oraya kaç kişi gitmemiz gerektiğini düşünüyorsunuz?"

Kendi kendine bir şeyler mırıldanan baş Dewrion, Chas'in kendisini sertçe dürtmesiyle başını defterden kaldırıp ona baktı. "Ne?" dedi şaşkın şaşkın. Sonra ona sorduğum soruyu tekrarlamamın ardından başını kaşıdı.

"Bilmem. Galiba bu konuda biraz duygusal davranıp seni koruma içgüdüsüyle hareket edeceğim.

Hâlen peşinde olan Gölge -Ruhlar var. Hem de Byddin Cysgodol üyelerinden bahsediyoruz burada. En tehlikeli ve en acımasız olanlarından.

Bu sebeple, deneyimli Dewrionlardan birkaçını yanında göndermem lazım."

"Haklısınız. Lâkin annem, o biraz farklı biri. Bundan çok hoşlanmayacaktır. Kızı olduğum hâlde bana bile bazen zor tahammül ederdi. Karşısında benden hariç bir ekip bulursa, belki verdiği sözden döner ve bize yardımcı olmaktan vazgeçer."

"Cathie, anneni duydum. Kadın gayet normal," diyen Chas kollarını başının üzerine doğru kaldırıp vücudunu yay gibi gerdi. Kendi çapında vücut egzersizi yapıyordu. "Biraz abartmıyor musun? Sanki sen onun sürekli olumsuz yönlerini bulup bundan yakınmak istiyor gibisin."

Ağzımı açtım, fakat bir şey söyleyemedim. Chas annemle bire bir irtibata bile geçmemişti. Yalnızca birkaç dakikalık konuşmamıza tanık olmuştu. Ne var ki, bu süre boyunca annem ondan umulmadık bir şekilde olağan davranmıştı.

Dolayısıyla genç Dewrion'un annem hakkında böyle bir izlenime kapılması çok doğaldı.

Lâkin ben onu tanıyordum. Shannon Radley asla bir anı bir anını tutmayan, fevkalade derecede anlaşılması güç bir kadındı.

Oraya gittiğimizde yaptığımız konuşmayı hiç gerçekleşmemiş gibi gösterip beni kapı dışarı da edebilirdi.

Evet, abartmıyordum. Annem bunu sahiden yapabilecek bir kadındı.

Suskunluğum, Chas'in kendisini haklı varsaymasına neden olurken, Cameron kulağına dayadığı telefonunu biraz çekip bu tarafa seslendi.

"Hey, Josh! Tam olarak bir sayı ver bana. Kaç kişi gidiyor?"

Chas'in Pollyanna tavırlarının aksine, Joshua hem benim, hem de genç Dewrion'un söylediklerini kısaca aklında ölçüp biçti ve bir karara vardı.

"Cathleen'i yalnız bırakmayacağım. Ben de gidiyorum," şeker dükkanı önünde babasından en sevdiği şekerleri isteyen bir çocuk gibi, devamlı kolunu çekiştirip "Ben de, ben de," diyen Chas'e de gözlerini devirdi. "Tamam, Chas de bizimle. Ayrıca Nadia'yı da eklemeyi unutma."

Odanın diğer ucundaki kadın, adını duyduğu anda başparmağını havaya doğru kaldırdı. Ben de biraz olsun rahatlamıştım, çünkü korktuğum gibi kalabalık bir şekilde değil, sadece dört kişi olarak gidecektik.

Dahası Nadia ve Joshua'nın bizzat geliyor oluşları da ne yalan söyleyeyim, hoşuma gitmişti. Zira her ikisi de fazlasıyla güven veren ve tecrübeli Dewrionlardı.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin