İnsanın içini kıpır kıpır eden müzik değişip klâsik tarza geçiş yaptığında, duyduklarım karşısında şok geçirmekle meşguldüm.
Tüm bu insanları bu gece için kurban olarak seçmişlerdi yani, öyle mi?
“Cathie,” kendimizi iyiden iyiye ortama ayak uydurmuş olmalıydık ki, Chas gerçekten dans ediyormuşuz gibi, çenesini alnıma yaslamış, kollarıyla da beni sarmıştı. Hissettiğim korku ve şaşkınlık olmasa, onun bu kadar yakınımda durmasından dolayı deli gibi bir heyecana kapılırdım. Fakat hislerimin bile aklı karışmıştı, sarhoş bir insanın hareketlerine yansıyan yavaşlık, duygularımla bir olmuş, beni bir süreliğine çevreme karşı gerektiği kadar duyarlı olamayacağım bir biçime dönüştürmüştü. “Biliyorum, sana söylediklerim dehşet verici ama olmamış bir şey de değil ne yazık ki.
Tarihte bu gibi çok fazla örnek var.
Ama bu seferkinin farkı; Gölge – Ruhların insanlarla bire bir irtibata geçerek, onları bir nevi ölüm partilerine bizzat kendilerinin çağırması.”
“Ne yani? Daha önce de böyle toplu bir katliam mı yaptılar?”
Chas güldü, ne var ki bu gülümsemede buz gibi bir hava saklıydı. Sevincin ya da mutluluğun tek bir kırıntısını bile yansıtmıyordu.
“Hem de defalarca. Ve bunlar yalnızca bizim bildiklerimiz.
Kim bilir önceki devirlerde daha neler neler yaptılar? Kaç kişinin kanı ellerine bulaştı?”
“Teknik olarak kan çıkmadığını sanıyordum, yanılıyor muyum?”
Başını biraz çekip tek kaşı havalanmış hâlde bana baktı.
“Sana anlattığım onca şey arasında buna mı takıldın sahiden?”
“Hayır, sadece senin ve diğer Dewrionların Gölge – Ruhlarla ilgili benimle paylaştığı şeyleri düşündüm ve genellikle insanları şu ruh çekilme midir nedir, o yolla öldürdüklerini hatırladım.
Bu kaideyi bozan istisnalar var mı?”
“Bunu hakikaten de duymak istiyor musun?”
“İstemesem sormazdım Chas.”
Gözleri kısıldı.
“Giderek bana benzemeye başlıyorsun. Eskisine nazaran daha ukalâsın, farkında mısın?”
“Demek kabul ediyorsun?”
“Neyi?”
“Çokbilmiş biri olduğunu.”
“Ben öyle bir şey mi dedim?”
“Sana benzemeye başladığımı söyleyen kimdi?”
Salondaki insanları bilmem kaçıncı kez gözledikten sonra bana döndü. Ortam çok sıcaktı, dalgalı saçları iyice kıvrılmaya başlamıştı. Ve bu hâliyle… Göz kamaştırıcıydı.
“Bunu dile getirmem benim ukalâ biri olduğum anlamına gelmez. Ben daha çok-”
“Dur, ben tahmin edeyim. Sen muhteşemsin, değil mi? Ben de o yüzden seni örnek alıp dişi Chas Clifford olabilmek için beyhude bir çaba gösteriyorum aslında.”
Dudakları neşeyle kıvrıldı.
“Sana bunu itiraf ettirmek de hoş tabii.”
“Senin de kendine bir değer biçmen takdire şayan doğrusu.”
Kahkahasıyla sarsılan bedeni benimkine değerken çok tatlı, baş döndüren bir hisse kapıldım.
“Tatlım,” dedi çarpık gülümsemesi hâlen suratını çevrelerken. “Alçakgönüllü davranıp sana aksi yönde bir açıklama yapacağımı düşünüyor olamazsın.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci Kitap
Fantasía▪︎@WattpadScifiTR'nin "Düşsel Fantastik Anlatımıyla Sınırları Zorlayanlar" listesinde! ▪︎ @WattpadFantasyTR'nin "Mitoloji ve Efsaneler Diyarı" ve "Soluksuz Diyarlardan Kopup Gelenler" listesinde! ◇◇◇ İnsanlığın tar...