"Düşüncelisin…"
Saçlarımı hafifçe savuran rüzgârın altında, Gölge – Ruh Kralı’nın askerleri bizzat kendi yuvalarında denetimden geçirmesini seyrediyordum. Sanki az evvel benden onun için ajanlık yapmamı istememiş gibi, o kadar rahat ve kendinden emin tavırlar sergiliyordu ki, bir an için her şeyi kendi zihnimde kurgulayıp kurgulamadığımı düşünmeye başlamıştım. Sahiden de benden Aelryn’e, dolayısıyla da Gölge – Ruhlara ihanet etmemi mi istiyordu?
Gerçi, benim için hava hoştu. Onların lehine olacak hiçbir şeye imza atmak istemiyordum ama ben planlarımı gizliden gizliye ve belirli bir zaman aralığına yayarak hayata geçirmek niyetindeydim.
Şimdi aldığım bu teklif çok ani ve de beklenmedik olmuştu.
“Bir şey mi oldu?”
Bir önceki sorusuna yanıt alamayan Aelryn, ilgiyi üzerine çekmek için koluma dokundu. Ve bunda başarılı da oldu.
Ona doğru döndüğümde, kırmızı gözleri merakla parlıyordu.
“Hayır,” bir süredir sessiz kaldığım için çatallaşan sesimi düzene sokmak maksadıyla, kibarca boğazımı temizledim. “Dalmışım. Burada her şey o kadar ansızın gerçekleşiyor ki, sık sık kendimi geçmişte bir anda buluveriyorum.”
“Hımm. Yoksa Gölge Adası’ndan önce ikamet ettiğin Dünya yaşantısını özlüyor musun?”
Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Elbette orayı özlüyorum! Hem de geçen her dakika, her saniye! Aldığım her nefeste yeniden orada olabilmeyi diliyorum ben, senin bundan haberin var mı?
Zihnimde büyük bir öfkeyle haykıran sesi susturmak için gözlerimi yumdum. Aslında tek hissettiğim ve dile dökmek istediğim cümleler bunlardı. Yalansız, tamamen hakikati içeren ve de süslemeye gerek duymadığım duygularımdı bunlar…
Ama bir kez daha sessiz kaldım.
Üzerime yine o mecburen takınmak zorunda kaldığım sahte kişiliği geçirdim ve gözlerimi aralarken gülümsedim.
“Özlem değil bu. Yalnızca… Doğrusu bunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
Burası çok farklı benim için. Birden bire kendimi burada buldum ve hâlen adapte olmaya çalışıyorum.
Ancak buna rağmen aradaki farkı görebiliyorum.
Yaşam burada akıl almaz bir boyutta ilerliyor. Gölge – Ruhlar insanlardan çok farklı. Dünya’dayken bire bir aynı görünseler de, kendi topraklarında bambaşkalar.
Beni şaşırtan da bu işte.
Bu sebeple de ister istemez hep bir kıyaslamanın içerisindeyim.
Gölge Adası’nı ve Dünya’yı bir kâğıdın iki ayrı köşesine yazıp, altlarına da artı ve eksilerini yazarak değerlendirmeye çalışır gibiyim.”
Aelryn bilmiş bir edayla gülümsedi. Bazen öyle bir hava yayıyordu ki etrafına, burada kimin lider olduğunu unutturuyordu. Arkhael’in arkasından bakarken gözlerinde beliren ateşi görmüştüm. Ondan korkuyordu, burası kesindi. Karşısında son derece saygılı ve itaatkâr davranıyordu.
Ne var ki, kral ona bakmadığı zamanlarda, saklamaya çalıştığı gizli hislerini ben fark etmiştim.
Onun elindeki gücü de istiyordu. Sadece Tyalaria olmak ona yetmiyordu belki de.
Şimdi bile kralına bakarken gizleyemediği bir kıskançlık vardı.
“Peki bu listede bir numaraya yerleşen kim, kara verebildin mi?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci Kitap
Fantasía▪︎@WattpadScifiTR'nin "Düşsel Fantastik Anlatımıyla Sınırları Zorlayanlar" listesinde! ▪︎ @WattpadFantasyTR'nin "Mitoloji ve Efsaneler Diyarı" ve "Soluksuz Diyarlardan Kopup Gelenler" listesinde! ◇◇◇ İnsanlığın tar...