Zheck kapıyı çalmaya devam ederken, hemen üzerimdeki pelerini çıkardım ve Gören Cam’ı içine sararak yanıma aldım. Şanslıydım ki, kürenin boyutu fazla büyük değildi, kitabı da üzerine koyduğumda dışarıdan bakan biri bir şey fark edemeyecekti yani.
“Geliyorum!” diye bağırdım. Bir yandan da son kontrollerimi yapıyordum. Küreyi yanıma almak istemiştim, çünkü bundan böyle ona fazlasıyla ihtiyacım olacaktı. Babama, Chas’e ve diğer Dewrionlara buradaki gelişmeleri anı anına bildirebilirdim.
Tabii Aelryn bir şeylerin farkına varmadığı sürece…
Eğer buraya girmeyi aklından falan geçirirse, kürenin yerinde olmadığını görecekti. Daha önce kütüphaneyi kullanmışsa, mutlaka bunu anlayacaktı…
Derin derin nefes alıp gizli saklı işler yaptığımı belli edecek tedirginliğimi üzerimden attım ve bir kez daha parmaklarımı kapının üzerinde gezdirdim.
Parlak damarlar bu kez ortaya çıkışlarının aksine, suyu çekilen bir bataklık misali geldiği hızla kayboldu ve kapı açıldı.
Karşımda bekleyen Zheck, çabucak bana bir bakış attı. Elimi kitabın üzerine koyarak gülümsedim.
“Buldum,” dedim sahiden de neşelenmişim gibi. “Hadi hemen gidelim de bir an önce ayini başlatalım.”
Zheck başını sallayıp benim önden yürümem için geri çekildi. Dikkatle yanından geçerken kendimi kasmamak için çabaladım.
“İstediğiniz Dewrionlar odanızda, başlarında iki asker nöbet tutuyor. Siz işinizi halledin, biz sizi salonda bekliyor olacağız.”
“Harikasın!” diye coşkulu bir sesle konuştum. “Zheck, kesinlikle bana olan yardımını ve sadakatini unutmayacağım.
Sanırım askerler içinde rütbenin yükseltilmesi konusunu Tyalaria Aelryn’e açacağım.”
Bunu duyan askerin gözleri ışıl ışıl oldu.
“Minnettarım efendim. Size hizmet etmek benim için bir şeref!”
“Ama sen benim gözetimimde olacaksın, anlaştık mı? Aelryn’in yeterince kendi hizmetine tahsis ettiği askeri var zaten.”
“Elbette efendim. Ben de sizin yanınızda olmaktan mutluluk duyarım. Siz çok anlayışlı birisiniz. Bizimle empati kurabilme konusunda bence daha başarılısınız.”
Kıkırdarken dönüp ona baktım.
“Aelryn bu dediğini duymasın?”
Bir anda endişelenen Zheck’in yüzü bembeyaz kesildi.
“Efendim, şey… Ben bunu kötü anlamda söylememiştim, sadece-”
“Tamam tamam, korkma. Sadece şaka yapıyordum,” deyip sözünü kestim. “Gidip de ona anlatmayacağım.
Ben öyle biri değilim.
Tyalarialar olarak birbirimize bağlı olabiliriz, fakat bu her konuda aynı şeyi düşünüyoruz demek değil!
Aelryn uzun yıllar zindanda kaldığından, benden çok daha katı ve de disiplinli.
Biraz da kırgın babama,” dediğim esnada sesim sertleşti. “Sonuçta onum mahkum olma emrini kral vermişti.
Fakat sen de bunun aslında yapılması gereken şey olduğunu anlıyorsun, öyle değil mi?”
Bir alt katın sahanlığına vardığımızda Zheck yanımda yürüyebilmek için koşturdu. Kendim farkında değildim ama çok hızlı hareket ediyordum. Kim bilir, belki de duyduğum heyecandan kaynaklıydı bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci Kitap
Fantasy▪︎@WattpadScifiTR'nin "Düşsel Fantastik Anlatımıyla Sınırları Zorlayanlar" listesinde! ▪︎ @WattpadFantasyTR'nin "Mitoloji ve Efsaneler Diyarı" ve "Soluksuz Diyarlardan Kopup Gelenler" listesinde! ◇◇◇ İnsanlığın tar...