95. BÖLÜM

2.8K 325 42
                                    

Herkese sağlık dolu, mutlu ve huzurlu bir yıl diliyorum. Her dileğinizin gerçekleşmesi temennisiyle.. 😉 Yeni yılınız kutlu olsun..👏🎄🎉


♦♦♦

"Daha ne kadar kaçacaksın benden?"

Odaya girip kapıyı arkamdan kapatınca, Dan bir omzunu yasladığı pencere kenarından hafifçe sağa dönüp bana baktı. Saatlerdir tek bir kelime bile etmemişti. Peterborough'tan dönüşte, Chas ve ailesi direkt olarak hastaneye gitmişti ama geriye kalanlar olarak biz akademiye dönmüştük. O zamandan beri de, genç Dewrion kendisini odasına kapatmış, hiç kimseyi de yanına almamıştı.

"Kaçmıyorum," dedi düz bir sesle. Daha fazla bana bakamayacağını anlamış gibi, başını yeniden dışarıda uzanan manzaraya çevirdi. Pencereden yansıyan görüntü; tıpkı bizim iç dünyamız gibi hüzün doluydu. Sarı, turuncu ve kırmızıya çalan yaprakların her yanını örttüğü bahçe, sonbaharın kederli ve üzgün yanıyla bire bir uyum sağlıyordu. "Sadece biraz yalnız kalmak istedim, o kadar."

Pencere kenarına varıp, diğer köşeye de ben yaslandım. Hırkamın kollarını çekiştirirken onun müzedeki tavırlarının aksine, yine o sakin ve ılımlı hâllerine geri döndüğünü görebiliyordum.

"Seninle konuşmaya çalışıyorum ama yüzüme bile bakmıyorsun. Tüm yol boyunca resmen beni görmemek için diğer araçta yolculuk ettin.

Bu kadar mı katlanılmaz olup çıktım yani?"

Güldü. Fakat sevinçten uzak, kahreden bir gülümseyişti bu.

"Sana karşı hissettiklerimi öyle tek kalemde silip atacağımı mı sandın? Bu o kadar kolay değil Cath, inan bana."

Kolay olmadığını ben de çok iyi biliyordum. İnsan kalbine söz geçiremiyordu maalesef.

"O zaman susma, bir şeyler söyle. Ne bileyim; bağır, kız, içindeki tüm öfkeyi kus. Ama yeter ki böyle suskun olma.

Ben de seni böyle görmeye dayanamıyorum, tamam mı?"

Sırtını tamamen duvara verip yüzünü bana çevirdi. Müzedeki dağılmış görüntüsü, şimdi biraz daha düzelmişti. Duş almış ve kıyafetlerini değiştirmişti. Ancak bunlar sadece gözün gördüğü değişimlerdi. Ruh dünyasında nelerin yaşandığını bir tek Tanrı bilirdi.

"Bağ yüzünden, değil mi? Hissettiklerim senin kendi benliğinde, senin duygularınmış gibi zuhur ediyor."

"Hayır," başımı salladım. "İnat etmeyi kesip beni dinlemeyi denesen, sana hep anlatmaya çalıştığım gibi, çoğu şey bu bağdan kaynaklı değil.

Evet, acı çektiğinde bunu ben de hissediyorum. Yaşadığın duygu değişimlerini ben de seninle birlikte deneyimliyorum ama bu öyle bir şey değil Dan.

Kendi hislerimden bahsediyorum burada. Bana ait olanlardan. Ve onlar; şu an senin beni yok saymanı kabullenemiyorlar, anlıyor musun?"

"Seni yok saymıyorum. Bu mümkün değil. Cath, istesem de yapamayacağım bir şey bu.

Ama artık sınırımı bilmem gerektiğini düşünüyorum. Sen ne söylersen söyle, bana olan yaklaşımın, hep benim yüzümden. Benim tavırlarımın senin üzerinde büyük bir etkisi var, lütfen bunu inkâr etme. Sırf ben kendimi daha fazla suçlu hissetmeyeyim diye yapma bunu."

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin