Merhabalar...
Bir süredir Chas de dâhil olmak üzere, diğer Dewrionlar hikâyemizden biraz uzak kaldıkları için, böyle bir bölümü yayımlayarak Cathleen'in yokluğunda onların neler yaşadığını size anlatmak istedim.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar...
♦♦♦
Chas bir şeyler yapması gerektiğini hissediyordu; eğer geç kalırsa bu gece için inceden inceye planladıkları her şeyin berbat bir sonla noktalanacağının bilincindeydi. Bu yüzden balo salonunda omzuna aldığı darbelere aldırış etmeden otelin içinde koşturmaya devam etti. Arada sırada, karşısına çıkan engelleri yaptığı akıllıca hamleler sayesinde zorlanmadan aştı ve nihayetinde, kendisini karanlık arka sokağa atmayı başardı.Tam o sırada, bir aracın gürültü dolu motor sesini işitti ve dönüp baktığında, Cathleen'in arka cama resmen yüzünü yapıştırmış hâliyle karşı karşıya kaldı.
Aralarındaki mesafeye rağmen, genç kızın gözlerindeki korkuyu ve dehşeti fark edebilmişti. İçinden aklına gelen bütün hakaretleri ruhlara savururken, bacaklarına bir kez daha harekete geçmeleri emrini verdi ve bu kez de sokakta bir maratona başladı.
Yalnız olmadığını sadece birkaç saniye sonra anladı. Hemen sağ tarafında koşturan kişinin Daniel olduğu konusunda emin olmak için dönüp bakmasına gerek yoktu, yıllardır tüm zamanlarını birlikte geçirdiği arkadaşının öfke dolu mırıltıları zaten kimliğini açıkça ortaya koymuştu.
Cathleen'i götüren otomobil sokağın sonuna ulaşıp gözden kaybolduğunda, Chas öfkeyle haykırdı. Kızla Downing Sokağı'nda karşılaştıklarından ve hakkında bazı şeyleri öğrendikten sonra, içgüdüsel olarak onu koruma isteği benliğini ele geçirmişti ve şimdi birileri - Gölge - Ruhlar! - onu ellerinden almıştı.
Verdiği sözü tutamadığı ve Cathleen'i hayatı boyunca tatmadığı korkulara teslim ettiği için kendisinden nefret ediyordu!
"Cath'i onlara bırakamayız," Dan'in yanı başında akseden panik dolu sesi Chas'in bu defa ertelemeyi bir kenara bırakıp ona dönmesine neden oldu. En yakın arkadaşı, hatta kardeşi kabul ettiği genç adamın duyduğu ızdırap suratına da yansımıştı. Yeşil gözlerindeki kaygıyı gördüğünde, bunu kabullenmesi zor olsa da, Dan'in Cathleen konusundaki hislerinin sahiden de bayağı derin olduğunu anlamıştı.
Ve itiraf etmesi canını yaksa da; şöyle bir düşününce, hakikaten de ikisi yan yanayken göz alıcı görünüyorlardı. Aynı açık, sarı renk saçlar ve ton farkı olsa da yemyeşil gözler... İdeal çift kavramının ete kemiğe bürünmüş hâli gibilerdi.
Fakat Chas'in kalbi, bu mükemmel tablonun yanlış olduğunu fısıldıyordu zihnine. Genç kızın yanındaki kişi Dan değil, kendisi olmalıydı. Çoğu gece kurduğu düşlerin temeli ikisine dayanıyordu. Bunu henüz hiç kimseye söylemese de, Cathleen'i sadece kendisine saklamak ve ondan başka birinin kıza yaklaşmasına müsaade etmemek istiyordu.
Bu Dan ile arasındaki iplerin gerilmesine bile neden olmuştu ama kendisine engel olamıyordu. Onun için canını bile verirdi, fakat söz konusu duygusal yaşantıları olduğunda o kadar cesur olabileceğini sanmıyordu Chas. Cathleen uzun bir sürenin ardından karşısına çıkan ve daha ilk anda onu etkileyen tek kızdı. Genç kızdan öyle kolayca vazgeçecek değildi.
"Tam bir felaket! Ruhların neler yapacağını kimse bilemez. Ondan her ne istiyorlarsa, bunu elde edene dek durmayacaklar. Acımayacaklar. Cath bunları kaldıramaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci Kitap
Fantasia▪︎@WattpadScifiTR'nin "Düşsel Fantastik Anlatımıyla Sınırları Zorlayanlar" listesinde! ▪︎ @WattpadFantasyTR'nin "Mitoloji ve Efsaneler Diyarı" ve "Soluksuz Diyarlardan Kopup Gelenler" listesinde! ◇◇◇ İnsanlığın tar...