68. BÖLÜM

3.1K 412 34
                                    

“Tyalaria’m, yeteri kadar kişiyi seçtim. Siz de onaylıyorsanız hemen harekete geçelim.”

Pytho’nun hemen arkamdan gelen sesiyle tedirgin olsam da, doğal davranmaya gayret ederek ona doğru döndüm.

Benden yaklaşık bir ya da iki metre geride, etrafına topladığı insanlarla bekleyen Pytho, Eira ve Vincent’la konuştuğumu görmemişti anlaşılan. Yoksa mutlaka kuşkulandığına dair bir şeyler hissettirirdi.

Biraz rahatlayarak başımı salladım. Askerlerin seçmediği ve şimdilik herhangi bir tehlikede olmayan insanlara bakarken, Eira’yla göz göze geldik.

Hâlâ bana güvenip güvenemeyeceğini kestiremiyormuş gibi görünüyordu. Haklıydı da. Karşılaştığımız o ilk andan itibaren onlara tıpkı bir Gölge – Ruh gibi, birer asalaklarmış gibi bakıyordum çünkü.

Şimdi buraya gelip alelacele onlara hakkımdaki gerçekleri ve neyi amaçladığımı anlatmam, sanırım ikna olması için çok da yeterli bir neden gibi gelmemişti ona.

Ancak yalan söylemiyordum.

Buna bir şekilde onları inandırmalıydım.

“Tekrar geleceğim,” diye fısıldadım yanından geçerken. “En kısa zamanda yeniden yanınızda olacağım.”

Ardından da Pytho’yla beraber zindanları terk ettim.

Peşimizden gelen insanlar kızgın sesler çıkarıyorlardı. Aralarında korkudan çıtını çıkarmayanlar da vardı, fakat geneli ruhların ne olduğunu çözdüklerinden dolayı, bundan böyle korkunun ecele bir faydası olmadığını gayet iyi biliyorlardı.

Haellyria’nın geniş salonuna ulaştığımızda, Aelryn’in askerlerle beraber bizi beklemekte olduğunu gördüm. Bir bana, bir de yanımdaki Pytho’ya hızlıca baktıktan sonra gülümsedi.

Zehir gibi bir gülümsemeydi bu.

“Tebrikler, çok çabuk davrandınız,” derken enerjileriyle beslenilmek üzere seçilen insanları acele etmeden süzdü. “Kral’dan da askerlere izin verdiğine dair bir belge geldi.

Bir saat sonra Dünya’ya gidiyorsunuz.”

Askerler coşkuyla haykırdılar. Bunu uzun zamandır bekleyenler olduğunu fark ettiğimde dudaklarımı kemirmeye başladım. Kim bilir oraya ayak basar basmaz nasıl delice bir açlıkla insanlara saldıracaklardı?

“Elinizi çabuk tutun, bedeninizi en kısa zamanda hazır hâle getirin. Tyalaria’mla birlikte sizi bahçede bekliyor olacağız.”

Aelryn’den aldıkları izinle birlikte, askerler atağa kalkıp insanların üzerine doğru yürümeye başladılar. Bu noktada onları seyretme gibi ne bir isteğim, ne de cesaretim vardı. O yüzden kahrolarak da olsa hızlı adımlarla salonu terk ettim.

Aelryn de hemen arkamdan, sessizce beni takip ediyordu.

“Hâlâ ruh çekilmesi olayına alışamadın, öyle değil mi?”

Sanki benimle bir sırrı paylaşır gibi, naif çıkan sesine elbette kanmadım. Altında aradığı gerçeği ve ona ulaştığı anda aleyhime kullanacak bir delile dönüştüreceği fırsatı vermedim ona.

“Acele etmemi buna bağlıyorsan, inan sebebi bu değil.

Ben sadece, onlardan daha hızlı hareket etmelerini istiyorum. Burada kapalı kaldığın için fikir sahibi olamayabilirsin, fakat ben Dewrionları gördüm.

Hatta onlarla yaşadım.

Sakın onları hafife almayın.

Biz burada vakit kaybederken, onlar durmuyorlar.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin