73🤖

5.5K 575 13
                                    


Haruki'yi götürdüklerinden sonra bir süre daha devam etti orada bekleyişimiz. Muhabirler haber yapmaya devam ederken bir de stand kuruldu ve programlar gerçekleştirildi. Meraklı kalabalık bazen değişiyor bazen de beklemeye devam ediyorlardı. İçlerinde bir tek ben acı ile ağlamaya devam ederken Liva tarafından zorla eve getirildim.

"Artık ağlama Hazan. Ve kendine gel!"

Liva benimle konuşsa da onu duymuyordum. Oturma odası bile bana Haruki'yi anımsatıyordu.
İlk geldiği gün oturduğu koltuklar. Ona tokat attığım yer. Aldığı muzların yere saçıldığı bölüm. Birlikte çıktığımız yokuş. Mutfak ve evi...

Her şey. Her şey bana işkence eder gibi onu hatırlatıyordu. Ağlamaktan başka çıkar yolum yokmuşçasına sadece ağlıyordum. Oturduğum üçlü koltukla zavallı bir kız çocuğu gibi bir başımayken yatışmak bilmeyen yüreğim adeta kavruluyordu.

Liva karşıma geçip yere oturdu ve yüzüme baktı. Oturduğum koltukta öne doğru eğilmiş dizlerimin üstüne koyduğum dirseklerime dayanarak ağlamaya devam ediyordum.

"Haruki'nin hayran olduğu Hazan bu değil! Duyuyor musun beni? Öve öve anlattığı her şeyini beğendiği Hazan bu değil."

Liva'ya baktım.

"O seni çok güçlü biliyordu. Ardından böyle ağladığını ve yıkıldığını görse hayal kırıklığına uğrardı inan ki. Hem seni üzmemek için kılı kırk yardı ama sen yine de bu halde olursan kendini çok kötü hissederdi eminim. Yapma gözünü seveyim. Onu hayal kırıklığına uğratma. Verdiği emekleri hiçe çıkarma."

Derin bir nefes aldım.

"Bu arada ilgilenmen gereken başka bir durum var. Dava öne alındı. Ortada bizim bilmediğimiz bazı kara borsa işleri de varmış. Haruki'nin nasıl haberi oldu bilmiyorum ama bu sadece senin olayın değil. Akın bir şekilde bu pisliğe seni bulaştırdı. Doğrusu ondan çok nefret ediyorum. O bizim bildiğimiz ve düşündüğümüz gibi biri değilmiş hiç. Tamamen iğrenç bir adammış."

Elimin tersi ile gözyaşlarımı silerken Liva'yı daha iyi dinlemeye çalıştım.

"Yarın onların karşısına çıkmalısın."

"A-ama Akın, Haruki'nin Doruk Yılmaz olmadığını öğrenmiştir."

"Değil zaten."

"Ne?"

Liva yerinden kalkarak televizyonu açtı. Tüm kanallar canlı bir şekilde Haruki'nin haberini veriyorlardı.
"Sence Haruki ne kadar zekiydi?" diye sordu Liva televizyondaki Haruki'nin resmini göstererek.
Cevap vermedim. Onun zekâsından çok merhametine hayrandım ben. Kalbimin boşluklarını dolduran bu çocuğun ne kadar zeki olduğunu bilmiyordum.

"Doruk Yılmaz ismini boşuna almadı üstüne. Ve yine seni boşuna dava için zorlamıyor. Ortada bizim anlamadığımız birçok şey var ve gitmeden önce Haruki'nin her şeyi ayarladığına eminim. Ben ona çok güveniyorum Hazan. Ve inan bana senin için en iyisi neyse onu ayarlayıp öyle gitmiş olmalı."

Haruki'den bahsedince yine gözlerim dolmuştu. Çenem titremeye başlayınca "Sakın," dedi Liva.
"sakın onu hayal kırıklığına uğratma. Şimdi, derin bir nefes al ve Haruki'nin hayallerini süsleyen Hazan'a dönüş! Onu insan olmak için can attıran, örnek aldığı ve çok sevdiği Hazan'a dönüş."

Liva'nın bazen İngiliz anahtarı olduğunu düşündüğüm için özür dilerim Allah'ım. O ve Haruki hayatımın anlamları. Her ikisi de benim yaşamıma katkısı olan insanlar. Evet Haruki de insan. Tıpkı olmak istediği gibi. Parlak bir gümüş kalbi var. Sıcak ve tertemiz.

Gözyaşlarımı tamamen kurulayınca televizyona baktım.
Japonya'da hüzün hakimdi. Devlet başkanı, Haruki'nin cesedini karşılamak için bir tören düzenliyordu. Liva televizyonun sesini biraz daha açtığında dikkatimi tamamen muhabire verdim. Ne zaman Haruki ismi anılsa kalbimde bir yer sancıyordu ama yine de dik durdum.

"Gece haberleri devam ederken yapay zekâ robot Haruki'nin cesedi şu dakikalar itibarı ile özel bir jete naklediliyor. Japon imparatorunun isteği ile Konya'da uçağın düştüğü yere bir anıt dikilmesine karar verildi. Haruki isimli robotun Japonya'ya ulaşmasından sonra daha net bilgi aktarımı yapılacağı söylendi. Haruki isminin baz alındığı ünlü yazar Haruki Murakami de resmî Twitter hesabından Türkiye'ye teşekkür yazısı yayınladı. İki ilke arasındaki bu iş birliği dostluğa katkı sağlarken, robotun kendisini ayarladığı kişi hâlâ meçhul."

Gözlerim onun bulunduğu uçağa hasretle bakarken benden uçağa çok uzağa gidişine tanık oluyordum. Giderken bile beni korumuştu. Sırf beni rahatsız etmesinler diye tüm sistemi sıfırlamıştı. Ah Haruki... Canım Haruki...

Haberleri izlemeye devam ederken Liva ile davada yapacaklarımızı konuşuyorduk.

YAPAY ZEKÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin