3 sene sonra
Zaman bazen bir şeyleri değil, her şeyleri değiştiriyor.
Nasıl ve ne zaman değiştiğinin farkına varamasa da insan, uzun zaman sonra hissettiği duygulardan eser kalmadığını anlayınca, algılıyor ki ben değişmişim.
Eskisi gibi değilim.
Eskisi gibi olmayan her şeye ve değiştirmek için hızla ilerleyen zamana...
Bu vakit içinde o kadar çok şey değişmişti ki aynı kalan belki de sadece isimlerimizdi. Hatta bazen isimlerimizin yerini bile ünvanlarımız alıyordu."Gelen modellerin boy ve kilolarını da kaydedin mutlaka. Şimdi olmasa bile sonradan lazım olur."
"Peki Pınar Hanım."
"Ayrıca bana yaptığınız bu raporların aynısını müdür yardımcı Liva Hanıma da ulaştırın. Toplantıda ele alınacak önemli konular bunlar."
"Tamam Pınar Hanım."
Gülümseyerek konuşmasını bitirince elindeki dosyalarla birlikte odadan çıktı Pınar Hanım. Büyük koridorların geniş odalara açıldığı bu tasarım şirketinde hep bir koşuşturmaca hakimdi. Yaklaşık üç sene önce kurulan bu şirket, Akın'ın dedesinin Hazan'a olan bir yatırımıydı. O istemese de Akın'ın dedesi tüm her şeyi ayarlamış ve Hazan'ı da şirketin başına getirmişti. Akın bile bundan memnundu. Hapisten tebrik için bir de çiçek göndermişti. Tüm her şey tıkır tıkır işlerken zaman birçok şeyi değiştirmişti.
Akın, geri çekilen şikayetler sonucu geçen sene hapisten çıkmış, bir daha Arzu ile hiç görüşmemiş, daha iyi bir insan olabilmek için gönüllü bir şekilde dedesinin açtığı yetimhanede öğretmenlik yapmaya başlamıştı.
Hazan büyük ısrarlar sonucu bu mevkiyi kabul etmiş ve yanına Pınar Hanım ile Liva'yı da almıştı. Çalışkan Hazan Katipoğlu birkaç sene içinde şirketin adını tüm ülke ve hatta dünya içinde duyurmayı başarmıştı. Ona destek olan Liva ve Pınar da onunla birlikte yükselişe geçmişti.
Elindeki dosyaları vermek için müdür yardımcısının kapısını çalan Pınar Hanım "Gir!" kelimesinden sonra içeri girdi.
Masasında oturan müdür yardımcısı Liva, döner sandalyesinden kalkarak odasına gelen Pınar Hanımı karşıladı ve elindeki dosyaları ayak üstü incelemeye başladı.
"Güzel modeller var," dedi.
Aylık toplantı biraz sonra başlamak üzereydi ve ellerindeki en iyi modelleri bulduklarına emin oluyorlardı.Yaklaşık kırk modeli hızlıca inceledi ikisi birlikte. Sonunda olan modele geldi sıra.
Dosyanın sonundakini görünce bir süre şaşkınlıkla bakakaldı ikisi de. Liva, Pınar hanıma baktığında o da ona manidar bir bakış göndermişti. İkili bu modelin başlarına iş açıp açmayacağını merak ederek başlayacak olan toplantı için son hazırlıklarını yaptılar ve toplantı salonuna doğru yürümeye başladılar."Sence onu görünce bir tepki verir mi?" diye sordu Pınar Hanım geniş koridorda yürümeye devam ederken.
"Emin değilim," dedi Liva.
"Yöneticimizin sağı solu beli olmuyor. Her an bir şeyler kasırgaya kurban gidebilir."İkisi birlikte sıkıntı ile konuşurlarken, toplantı salonuna gelmişlerdi bile. Gelip yerlerini aldıklarında büyük masa birkaç saniye içinde doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAPAY ZEKÂ
Ciencia FicciónJaponya'dan Amerika'ya gönderilmesi gereken bir kargo uçağı Türkiye'de düştü. İçinden sağ çıkan şey sadece o oldu. Haruki, Amerikalı iş adamı için özenle tasarlanan üstün zekalı bir robottur. Kargo uçağı Türkiye'de düşünce tüm planlar alt üst olur. ...